Gazete Emek-DEM Parti, bugün Ankara'da 31 Mart yerel seçim bildirgesini açıkladı. 

Belediye eş başkan adaylarının yanı sıra çok sayıda kişinin katıldığı programda DEM Parti Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları konuştu.

Hatimoğulları, şunları söyledi:

"Bölgemizde ve dünyamızda büyük alt üst oluşların yaşandığı bir konjonktürde 2024 yerel seçimlerine gidiyoruz. Savaş, şiddet, açlık, yoksulluk, göç, afetler ve kapitalist medeniyetin neden olduğu birçok risk doğayı, toplumu ve kentleri tehdit etmeyi sürdürüyor. Bu felaketlerle baş etmenin yolu, bu hakim anlayışlara karşı yerelden başlayarak her düzeyde ortak mücadele zeminlerini çoğaltmaktan ve halklarla birlikte hayalini kurduğumuz dünyayı inşa etmekten geçiyor.

Türkiye’yi yönetenler; tüm dünyaya yayılan yeni şiddet ve savaş sarmalına sırtını yaslıyor. Barışı tanımıyor. Kürt meselesinde, içeride ve dışarıda savaş ve kaostan besleniyor. İstanbul Sözleşmesi’ni reddediyor. Emekçileri insafsızca sömüren rejimini derinleştiriyor. Göçmenleri ve mültecileri her türlü haktan yoksun bırakıyor. Gençleri geleceksizliğe itiyor. Yerel yönetim seçimleri, bu iktidar aklına karşı eşitlikçi ve özgürlükçü bir aklı, halka en yakın yerden, tam da mahallinden yeşertmek ve tüm ülkeye yaymak için bizlere eşsiz bir olanak sunuyor. Bizler, 2024 yerel seçimlerini; rejimin eril, sömürgeci, ayrımcı politikalarına karşı eşitlik ve özgürlük bayrağının yükseleceği, savaşa karşı barış seslerinin gürleşeceği, merkezileşmeye karşı yerel demokrasilerin güçleneceği bir eşik olarak görüyoruz."

"HALKIN OLANI GERİ ALMAK İÇİN GELİYORUZ"

DEM Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan da "Demokratik yerel yönetimler yürüyüşümüz büyük bir umutla, inançla ve kararlılıkla sürüyor" dedi. "Katledilen belediye başkanlarımız başta olmak üzere, hukuksuz bir şekilde görevlerinden alınan, tutuklanan ve sürgüne yollanan yol arkadaşlarımızın yarım kalan hayallerini gerçeğe dönüştürmek için her zamankinden daha kararlı, inançlı ve umutluyuz" diyen Bakırhan, "Yerel yönetim deneyimlerimiz süresince, insanların özgürce yaşayacağı kentler ve yerel birimler yaratmak için uğraştık. Çift dilli belediyeciliği, eş başkanlık sistemini ve yerel demokrasi deneyimlerini bu ülkenin tarihine yazdık. Tüm bu kazanımları büyütmek ve halklarımızla birlikte ileriye taşımak için geliyoruz. Bizler defalarca kazandık, defalarca başardık. Yine kazanacağız, yine başaracağız. Bizim, yani halkın olanı geri almak için geliyoruz. Daha iyisini hep birlikte kurmak için geliyoruz" şeklinde konuştu.

"YEREL DEMOKRASİ İÇİN KAYYIM REJİMİNE KALICI OLARAK SON VERME ZAMANI"

Demokratik bir cumhuriyet için yerel demokrasi vurgusu yapan Bakırhan, "Yerel demokrasi, her yerelin kendi özgünlüklerini esas alarak halka rağmen değil halkla birlikte yönetmenin mimarisidir. Yerel demokrasi, sadece yerellerde yaşanan sorunların değil, aynı zamanda merkeziyetçilikten kaynaklanan sorunların çözümünün de anahtarıdır. Yerel demokrasi için kayyım rejimine kalıcı olarak son verme zamanı: Halkın olanı geri alacağız. Bir daha kayyımlar yoluyla halkın iradesinin gasp edilmesine izin vermeyeceğiz. Bu hukuksuzluğu asla kabul etmeyeceğiz. Gasp yoluyla bizden aldıklarınızı fazlasıyla geri almaya hazırız. Halkın olanı geri almak için geliyoruz" diye konuştu.

"KENTLERİ AYRIMCILIKTAN, EŞİTSİZLİKTEN VE CİNSİYETÇİLİKTEN ARINDIRACAĞIZ"

Yerel demokrasinin kadın ile başladığını ve "kadın özgürlükçü belediyeciliği" devam ettireceklerini vurgulayan Hatimoğulları, şunları söyledi:

"DEM Parti belediyelerinde, özgür ve eşit bir yaşam için kadınlar özgün ve özerk olarak örgütlenir. Eş başkanlık ve eşit temsiliyeti yaygınlaştırarak büyüteceğiz. Kadın politikalarının etkin bir şekilde uygulanabilmesi için Kadın Politikaları Daire Başkanlıkları ile Kadın Politikaları Müdürlüklerini yeniden açacağız. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ve 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü çalışan kadınlar için idari izin; tüm kadınlar için ise ücretsiz ulaşım günüdür. Kentleri ayrımcılıktan, eşitsizlikten ve cinsiyetçilikten arındıracağız. Erkek şiddetine karşı her alanda etkili bir mücadele yürüteceğiz. Kadınların toplumsal, ekonomik ve kültürel gelişimini destekleyecek 'özgür kadın köyleri' ile şiddetsiz bir yaşamın olanaklarını kadınlarla birlikte inşa edeceğiz.

"DEPREME DAYANIKLI, SAĞLIKLI VE EKONOMİK KONUT PROJELERİNİ HAYATA GEÇİRECEĞİZ"

Hatimoğulları, kent planlamasına ilişkin de şunları dile getirdi:

"Merkezi hükümetin kent-rant anlayışına karşı, kırsal alanları da kapsayacak şekilde yurttaşların 'yerellik hakkı'nı savunmaya devam edeceğiz. Kent merkezlerini ve meydanlarını her kesimden yurttaşın bir araya gelebileceği; sosyal, siyasal, sanatsal ve ekonomik faaliyetler için yararlanabileceği ortak alanlar haline getireceğiz. 'Kent Estetiği Kurulları' oluşturacağız. Kır-kent dengesini kuracağız. Tarım alanlarının imara açılmasına izin vermeyeceğiz. Engelsiz kent, enerjisini üreten kent, kadın kenti, sakin kent, ekolojik kent gibi pilot belediyecilik uygulamaları yapacak; her başlık altındaki uygulamaları en az bir belediyemizde uygulayacağız. Depreme dayanıklı, sağlıklı ve ekonomik konut projelerini hayata geçireceğiz. Tüm belediyelerimizde afet öncesi, afet anı ve sonrasında ortaya çıkacak sorunların çözümü için Afet Daire Başkanlıkları/Müdürlükleri kuracağız. Afetlerin etkisini en aza indirmek için belediye bünyesinde yapılacak stratejik plan doğrultusunda Afet Bütçeleri oluşturacağız. Dere yatağı, fay hattı, bataklık gibi zemin açısından risk oluşturacak alanlarda yapılaşmaya izin vermeyeceğiz. Afetlere karşı dirençli kentler kuracak, halkla birlikte afetlere hazır olacağız."

"TÜM KENT YURTTAŞLARI İÇİN DOĞAL VE UCUZ GIDAYA ERİŞİMİ KOLAYLAŞTIRACAĞIZ"

Hatimoğulları, bütçe, yoksulluk ve sosyal politikalara değinerek şunları kaydetti:

"Katılımcı ekonomi ile yerel demokrasiyi büyüteceğiz. Siyasal alanda olduğu gibi iktisadi alanda da demokratikleşme ve yerelleşmeyi büyüteceğiz. 'Bütçe Haktır ve Halkındır' ilkesi ile katılımcı, toplumsal cinsiyete duyarlı ve ekolojik bütçe modelleri yaratacağız. Güçlü yerel demokrasi için toplumcu ekonomiyi uygulayacağız. Özgürleştiren sosyal politikaları hayata geçireceğiz. Kentlerimizde hiçbir yurttaşımızın aç ve sokakta yatmasına izin vermeyeceğiz. Aşevleri ve eve yemek götüren birimler kuracağız. Evsizler ve sokakta yaşayanlar için yaşam evleri açacağız. Yoksul bırakılmış bölgelere pozitif ayrımcılık uygulayacağız. Yerelin kolektif yönetimini esas alan, halka dayanan ve halkın yaşamını tüm ihtiyaçlarıyla donatacak yerel yönetim ekonomisini hayata geçireceğiz."

"Yoksulluk devlet ve sermayenin ortak politikasıdır, mücadele edeceğiz" diyen Hatimoğulları, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Öz yeterlilik ilkesiyle yerel ekonomiyi güçlendirerek yoksulluğa ve işsizliğe dur diyeceğiz. Yoksullukla Mücadele Derneklerini yaygınlaştıracağız. Gıda ve Giyim Bankası uygulamalarını yaygınlaştıracağız. Eğitim, sağlık, ulaşım ve barınma gibi hizmetleri toplumun dezavantajlı kesimleri için ulaşılabilir hale getireceğiz. Emeğin kentlerini kent emekçileriyle kuracağız. Sendikal örgütlenme hakkını güvence altına alacağız. KHK’larla işlerinden atılan emekçiler için yeniden istihdam olanağı yaratacağız. Yerel yönetimlerde 'eşit işe, eşit ücret' ilkesini benimseyerek kadınların istihdamına öncelik vereceğiz. İstihdamda yüzde 50 kadın kotası uygulayacağız. Bütün belediye çalışanları için ücretsiz kreş hizmeti vereceğiz. 21 Mart’ı bütün çalışanlar için, 8 Mart ve 25 Kasım’ı kadın çalışanlar için ücretli tatil olarak kabul edeceğiz ve ücretsiz ulaşım sağlayacağız."

"ENGELLİLER İÇİN YENİ BİR YAŞAMI ENGELLİLER İLE BİRLİKTE, YERELLERDEN BAŞLAYARAK MÜMKÜN KILACAĞIZ"

Bakırhan, DEM Parti olarak ayrımcı ve hiyerarşik kentleşmeye karşı yerel demokrasi ile eşitlikçi ve özgürlükçü sosyal politikaları savunduklarını kaydetti. Bakırhan, bu bölümde şunları söyledi:

"Tüm belediyelerimizde engellilere, yaşlılara, çocuklara, kadınlara, yoksullara, mültecilere ve diğer dezavantajlı bırakılan gruplara öncelik verecek. Kamusal alanların ticarileşmesine ve ranta açılmasına izin vermeyeceğiz. Şehir dışından tedavi amaçlı kent ve ilçe merkezlerine gelenler için misafirhaneler yapacağız. Halk ekmek fabrika sayısını artıracağız. Tüm büyükşehirlerde sosyal hizmet kampüsleri kuracağız. Engelliler için yeni bir yaşamı engelliler ile birlikte, yerellerden başlayarak mümkün kılacağız. Büyükşehir belediyelerinde Engelliler Daire Başkanlığı, diğer belediyelerde ise Engelliler Şube Müdürlükleri kuracağız. Tüm birimler ve her düzeyde engelli istihdamı oluşturacağız. Ücretsiz ve kesintisiz hizmet verecek Yaşam Destek Merkezleri kuracağız. İşaret dilleri kursları açacağız. Anadili Türkçe olmayanlar, okuma yazma bilmeyenler, yaşlılar, Alzheimer/Demans gibi hastalıkları olanlar ve tüm engelliler için ulaşım araçlarını bölgelere ve mahallelere göre renk kodlarına ayırarak ulaşım hatlarının karmaşıklığına son vereceğiz.”

Bakırhan, "Çocuk Danışma Kurulu" oluşturarak, kent uzlaşısına çocukların eşit katılımını sağlayacaklarını aktararak, şunları ekledi:

"Çocukların işçileştirilmesinin önüne geçeceğiz. Çocuklarla birlikte ekolojik çocuk kooperatifleri kuracağız. Çocuk Akademilerini hayata geçireceğiz, çocuklara duyarlı bütçelemeyi hayata geçireceğiz. 18 yaşına kadar tüm çocuklar için şehir içi ulaşımı ve kültürel etkinliklere katılımı ücretsiz hale getireceğiz. Çok dilli kreşler ile tüm gün hizmet vereceğiz. Çocuk bakım hizmetlerini yaygınlaştıracağız. Kolektif hafızanın yeni kuşaklara aktarımını sağlamak için 'Masal Evleri/Oyun Evleri/Mala Çirokbêjan' ve 'Çocuk Müzik Evleri' inşa edeceğiz. Tüm okullarda ve köylerde gezici ve ücretsiz ağız ve diş sağlığı taraması çalışmalarını yaygınlaştıracağız."