Gazete Emek- İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İçişleri Bakanlığı tarafından yürütülen terör soruşturmasıyla ilgili olarak bugün saat 10:00'da bir kez daha kameralar karşısına geçti.
"Biz asla ılık su demokratı olmadık, olmayacağız. Eğer ben gerekenleri yapmazsam, milletim yüzüme zaten bakmasın. Biz menfaat vaadiyle kötülüğün kanatlarına hiçbir zaman sığınmayacağız. İstanbul'un iradesinin aksine gayrimeşru, gayriahlaki ve anti demokratik müdahaleler bir takvim ve disiplin içerisinde üzerimize uygulanıyor. Kendileri de hukuksuzluktan mağdur edilmiş olmalarına rağmen, millet iradesini ayaklar altına alan kaba bir zihniyet var karşımızda. Ben onlara bugünün Mefisto'ları diyorum.
Adalet ve İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturanların skandal icraatları... Bunlar alışılacak olaylar değil. Az sonra tanık olacağınız yalan beyanlar, buz dağının görünen yüzü. Ortaya koyacağımız gerçekler, kolay lokma asla olmayacağımızın kanıtıdır. Bu toplantıyı İçişleri Bakanı'nı utandırmak için de düzenlemedim. Bakan Bey'i ciddiye alma zamanı çoktan geçmiştir. Artık Sayın Bakan'ın ne şapkası ne tavşanı vardır. Bir bakan daha var. Adalet Bakanı Sayın Bekir Bozdağ.
Haksız, hukuksuz soruşturmaların imar edildiği, hakimlerin, müfettişlerin bir çırpıda değiştirildiği, mahkeme kararının yüzümüze dahi okunmadığı bir merkez vardır ve orası bellidir. Orası kaçak bir merkezdir. Orası merdiven altı soruşturma üretilme merkezidir. İçişleri Bakanı asla adil değildir.
Sayın Bakan, 'terörist sayısı' verdi ancak sekiz ay boyunca bu kişileri, yetkisi olmasına rağmen işten çıkarmadı. Bakan Soylu, bu kişileri işten çıkarmayarak net bir şekilde görev suçu işlemiştir.
Sayın Bakan 'yetkim yok' dedi. 'Hele iştirak şirketleri özel şirket gibidir, işten çıkarma yetkisi kullanamayız' da dedi.
2023 Bedelli askerlik ücreti belli oldu
(İzmir'deki örneğe dair belgeyi yayınladıktan sonra) Yasaya göre işten çıkartma İçişleri Bakanı onayıyla oluyor. Buradan sormak istiyorum, hani yetkiniz yoktu? Olmayan yetkinizi kullanıp nasıl oldu da 15 kişiyi, şirketinden olur vererek işten çıkarttınız? Bence bir toplantı daha yapmayıp neden sekiz ay boyunca bu yetkiyi kullanmayıp görevini ihmal ettiğini açıklamalı.
Burada çok önemli, çok değerli bir ispat yapmış durumdayız. Bunu burada bırakmayacağız, hakkında suç duyurusunda bulunacağız.
Bu belediyelerde çalışan personeller kamudan men edildiyse, bunun nedeniyle ilgili bilgilendirme açıklamasını derhal milletimize yapar mısınız? Bu AKP'li başkanlar için de bana uyguladığınız hukuku uyguladınız mı? AKP'li belediye başkanı arkadaşlarım, bunları açıkladığım için kusura bakmasınlar.
(Soylu'nun açıklamalarını dinlettikten sonra) Hangi partiye gönül verdiyse versin, bütün hemşehrilerime yalan ifadelerini sunmayı bir borç biliyorum. Ne diyeyim açıkçası, 'atsan tolere edilirdi', 10 dakika sonra diyor ki '120 kişiyi niye attın'... Açıkçası bazen içimden geliyor dua ediyorum ama la havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim demekle yetiniyorum artık.
Değerli basın mensupları bildiğiniz gibi AYM, 28 Kasım 2019 - 18 Nisan 2021 arasında Bakan'ın yapmamışlar dediği arşiv ve güvenlik soruşturması yapılması yasaktı.
Veysi Altıntaş, adli sicil 'kamu' seçeneği olarak alınmış. Kayıtları temiz. Nuri Çiçek, adli sicil 'kamu' seçeneği olarak alınmış ve yine temiz. Mazlum Şimşek adli sicil 'kamu' seçeneği olarak alınmış ve yine temiz. İbrahim Doğan, ot biçiyor görevi... adli sicil 'kamu' seçeneği olarak alınmış, yine temiz. Bu arada babası da büyükşehir belediyesinde çalışıyor bu arkadaşımız. O da 2012'de işe girmiş. Ömer Keleş, geçici mevsimlik işçi. Bu arkadaşımız da ot biçiyor. Adli sicili temiz, kaydı yok. Bakan Abdulmeram Sevgi diye bir isimden bahsetti. Yani vicdanım yanıyor. Kavruluyor. Aradık, taradık. Böyle bir isim yok. Özer Doğaner diye bir isim verdi, bunun da adli sicili temiz. Arşiv araştırması da temiz çıktı. Terör iltisaklısı dediği kişinin arşiv araştırması da temiz. Bu arada temiz adli sicil kaydı, arşiv araştırması uzmanı oldu sayesinde.
Bir sorun varsa bu ben miyim, yoksa gereğini yapmayan Sayın Bakan mı? Mesela Özer Doğaner... Arşiv araştırması temizse ben nasıl anlayacağım? Zihin mi okuyacağım? Belediye başkanlarının zihin okuma yetkisi yok.
Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin MHP’li vekilin evine gözaltı operasyonu!
T.A. isimli iştirak şirketi çalışanımızın Mart 2022'de arşiv araştırması geldi ve terör iltisaklısı olduğu belirtiliyordu. Bu kişiyi işten çıkardık mecburen. Yargılaması bitmeyen birine suçlu denilmesi mümkün değil, ama bu iktidara göre yargılaması bitmese de suçlu. Terörist ilan ettikten sonra kamu görevlilerine karşı acımasız davranışlar var. Bu arkadaşımız ısrarla geldi, yalvararak 'benim böyle bir şeyle ilgim yok' dedi. Valiliğe tekrar arşiv araştırması soruldu. Tam 8 ay sonra ikinci yanıt geldi. 'Herhangi bir suç örgütüyle ilişiği bulunmamaktadır' yazıyor. Biz adamı işten attık, sekiz ay sonra 'pardon terörist değil' diyorsunuz. Peki işe geri aldık mı? Almadık. Kalkar bu Bakan azılı terörist ilan eder.
İLK TOPLANTIDA NELER SÖYLEMİŞTİ?
İmamoğlu, geçtiğimiz basın toplantısında 'eğer bir suç varsa AKP'li selefi Mevlüt Uysal ve İstabul Valisi Ali Yerlikaya'nın da buna dahil edilmesi gerektiğini' söylemişti.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun 'kendi arkadaşlarının başını yaktığını' belirten siyasetçi, bahsi geçen iki ismin aktif olduğu süreçte işe alınanlar arasında 'silahlı terör örgütü üyesi', 'silahlı terör örgütü yöneticisi' bulunduğunu dile getirmişti.
Soylu'nun iddialarını tek tek çürüten İmamoğlu: Raporda Mevlüt Uysal ve İstanbul Valisi suçlanmıyorsa gök kubbeyi başınıza yıkarızSoylu'nun iddialarını tek tek çürüten İmamoğlu: Raporda Mevlüt Uysal ve İstanbul Valisi suçlanmıyorsa gök kubbeyi başınıza yıkarız
'TACA ÇIKARMA GİRİŞİMİ'
Söz konusu 'soruşturma', iktidar partisinin İmamoğlu'nu taca çıkarma girişimi olarak yorumlanıyor.
CHP'li siyasetçi, mahkeme başkanının "Ahmak sözünün muhatabının İçişleri Bakanı Süleyman Soylu olduğu açık" şeklindeki ifadesine rağmen Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret iddiasıyla 2 yıl 7 ay hapis ve siyasi yasak cezasına çarptırılmıştı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın seçim yarışındaki en büyük rakiplerinden biri olarak görülen İmamoğlu için siyasi yasak kararının istinaf veya Yargıtay’dan dönmesi beklense de, henüz 'rüzgarın yönü' kestirilemiyor.
Geçtiğimiz günlerde Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu tarafından kaleme alınan yazı da bu hukukun karşısında bu 'belirsizliği' destekler nitelikte.
Buna göre 'ahmak' davasının önceki hakimi Hüseyin Zengin'e "Ceza verirsen biz istinaf mahkemesini de çözdük. Tüm istinafların başkanı M.B. cezayı onatacak" denilmiş.
Zengin'in görev yeri, yargılama sırasında 'cezaya yanaşmadığı için' değiştirilmişti.
İmamoğlu davası: Eski hakime 'Sen ceza ver, biz istinaf mahkemesini çözdük' denmişİmamoğlu davası: Eski hakime 'Sen ceza ver, biz istinaf mahkemesini çözdük' denmiş
95 MİLYAR LİRALIK BÜTÇE
Uzmanlar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 95 milyar liralık dev bütçesinin de seçime giderken iktidarın iştahını kabarttığını düşünüyor. Muhalefet kanadından gelen yorumlarda İmamoğlu’nun görevden alınması isteğinin bir nedeni olarak bu da gösteriliyor.
KILIÇDAROĞLU VE ERDOĞAN'IN MESAJLARI
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde düzenlenen grup toplantısında İmamoğlu'nun yerine kayyum atanması ihtimaline değindi ve böyle bir durumda kimsenin kendisinden sabır göstermesini beklememesi gerektiğini söyledi:
"İşi kayyuma kadar götürme hevesindeler. Kısa ve net uyarılarda bulunacağım. Ekrem Başkanımıza bu komployu devam ettirirlerse, Allah korusun kayyum atama aptallığına girişirlerse bunu bir diktatörün halkına uyguladığı terörizm olarak kabul edeceğiz ve öyle göreceğiz. Ve bu terörizme karşı olabilecek her türlü mücadeleyi vereceğiz. Bunu yapmaya kalkarlarsa kimse Bay Kemal'dan sabır beklemesin. Açık söylüyorum."
Bu konuşmadan birkaç saat sonra Erdoğan'dan da dikkati çeken mesajlar geldi.
Yerel seçimlerden sonra CHP'li büyükşehir belediyelerinde yaşanan işe alım ve işten çıkarmalara değinen Cumhurbaşkanı, "Büyükşehir belediyelerinde işten çıkarılanlar yasal düzenleme ile işlerine dönecek" dedi.
Bu gelişmenin, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik hazırlıklarla bağlantılı olduğu ileri sürülüyor.
NEDİR BU 'TERÖR SORUŞTURMASI?'
İçişleri Bakanlığı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı kuruluşlar ve şirketlerinde iş başı yaptırılan personelden 455'inin PKK, 80'inin DHKP-C, 20'sinin MLKP, ayrıca bazılarının FETÖ ve diğer örgütlerle iltisaklı/irtibatlı olduğu yönünde ihbar, şikayet ve elde edilen tespitler olduğunu öne sürmüş, konunun soruşturulması için özel teftiş başlatıldığını açıklamıştı.
İçişleri Bakanlığı Mülkiye Başmüfettişliği tarafından İBB ile bağlı kuruluş ve iştiraklerinde işe alınan personelin işe girişine yönelik hazırlanan tevdi raporu, Cumhuriyet Başsavcılığı'nın memur ve özel soruşturma bürosuna teslim edilmişti.
Kaynak: Gerçek Gündem