GÜNDEM

Ekrem İmamoğlu belediyelere yönelik operasyonlar için ilk kez isim vererek sert konuştu

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Esenyurt ve Beşiktaş belediyelerine yönelik operasyonlar da dahil yıllardır kendi aleyhlerine açılan tüm davalarda aynı bilirkişinin görevlendirildiğini açıkladı.

Abone Ol

Gazete Emek - Satılmış Büyükcanayakın ismini işaret eden İBB Başkanı, söz konusu kişinin usulsüz raporlar hazırladığını ve yargının onları kabul ettiğini söyledi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, basın açıklaması düzenliyor.

İmamoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Kartalkaya'daki facia konusunda sorumluların cezalandırılmasını bekliyoruz. Yetkilerin sahibi olmak için yanıp tutuşanların sorumluluk almak konusunda aksi yönde davranması pes dedirtiyor. Tanju başkanımıza da selam ve sevgilerimi iletiyorum. Yetkiyi almak için hemen devreye giren iktidar, sorumluluk almaya gelince ortadan kayboluyor. Bir facia yaşandığında başka başka kurumlara pas etmeye çabalıyorlar. İşte tam da bugün ülkede yarattıkları sistem bu.

Türkiye genel başkanlarının tutuklanmasına alışık hale geldi. Dün Selahattin Demirtaş, bugün Ümit Özdağ tutuklandı. Buradan hem sayın Özdağ'a hem sayın Demirtaş'a sevgi ve saygılarımı yolluyorum. Burada sorumlu sayım Cumhurbaşkanı'dır, pardon sayın AK Parti Genel Başkanı'dır. Facia sonrası kongresinde yanlış bilgiler dile getirmiştir. Saatlerce yanlış bilgi akışı sağlanması inanılmaz.

AK Partili vatandaşlarımız dahil ülkede kimsenin yüzü gülmüyor. Her tarafta şiddet, çeteler... Ülkede özellikle kriz ve facia olduğunda ortadan yok oluyorlar. Birini kendilerine rakip gördüklerinde ise onu devirmek için her yola başvuruyorlar.

Ülkenin herhangi bir kurumundan memnun olan var mı diye sorun vatandaşlarımıza kimse memnun değil. Atamalarla, kanundan gelen güç kişiselleştiriliyor. Siyaseti bu şekilde kullanıyorlar. Dosyalar gizli denilerek bir şey açıklanmıyor ama Cumhurbaşkanı ne olacak ne bitecek her detaya hakim. Sorsan da yargı bağımsız. Basın toplantımızın adı "Turpun Büyüğü." Bugün heybeden çok acayip biri çıkacak. Olmayan raporları iddianamelere sokan biri bu.

Beylikdüzü başkanlığı sırasında 2015'te yapılan bir ihale nedeniyle bu dava hala devam ediyor. 7 yıl hapis ve siyasi yasakla yargılanıyorum. Bu mesele karara bağlanacak mı bakalım. Aslında bu davayla ilgili Danıştay 2020 yılında karar verdi. Benim sorumluluğumun olmadığına dair. Ama yine de bana dava açtılar. Beş üyenin imzası vardı o kararda. Bu mesele bir bilirkişiye emanet edildi. Bu sıradışı bilirkişi, beş üyenin kanaatini çiğnedi, bu sıradışı bilirkişi raporuna dayanan savcı diyor ki; 'İç denetçi tarafından hazırlanan raporun İmamoğlu'na sunulmasına rağmen onun herhangi bir işlem yapmadığı için cezai sorumluluğu olduğu açıktır.' Yani diyor ki bu rapor hazırlanılıp bana sunulmuş ama ben gereğini yapmamışım. Ama böyle bir rapor yok. Ben nasıl sorumsuzluk yapabilirim olmayan rapora karşı. Ve bu rapor nasıl giriyor iddianameye? Ve olmayan raporun olduğu iddianame kabul edildi.

Bunlarda imzası olan kişi Satılmış Büyükcanayakın. Bu ismi sakın unutmayın. Danıştay'ıın beş üyesinin imzasını olduğu raporda diyorlar ki, 'Ekrem İmamoğlu'nun bir sorumluluğu olmadığı gibi kurumu kara geçirmiştir.' Bu Satılmış Bey'e verilen tüm görevler de hep bizimle alakalı. İETT ile ilgili yapılan soruşturmada da bu bey bilirkişi yapıldı. Savcıdan uzun süre yanıt gelmedi, bu beyefendide ısrarcı olundu. Satılmış Bey İETT aleyhine asılsız bilgilerle dolu bir rapor hazırladı. Satılmış Bey çok pratik, kısa sürede hazırlıyor raporları. Danıştay denetçileri, bu beyefendinin tespitlerinin yanlış olduğunu bildiren bir yazı da yolladı.

İktidardakiler gerçekten edeplerini de utanma duygularını kaybetmişler. Bizim işlerimizde bilirkişi hep Satılmış Bey. İstanbul'da 8806 bilirkişi var ama bizim şansımıza hep Satılmış Bey. Ne tesadüf ama... 2019'un sonbaharında göreve geldikten hemen sonra teftiş kurulumuza yetki verdim. Usulsüzlüklerle ilgiliydi bunlar ama hep döndü yargıdan nedense. Bir ihaleyle ilgili usulsüzlük konusunda mahkeme yine ne tesadüf ki bilirkişi yine Satılmış Bey olarak seçildi. Satılmış Bey 2019'a kadar son derece uslu biriyken, nedense biz geldikten sonra cengaver oldu. Bu ne Satılmış Bey sevdasıdır?

Satılmış isimli biri hayatınıza bu kadar nüfuz edince araştıralım dedik biz de. Satılmış Bey kim? Emekli bir vatandaş. Bilirkişiliğe kooperatifle başlıyor. Çerkezköy ve Tekirdağ davalarına bakıyor. Peki İstanbul'un bu çok ünlü bilirkişisinin Çorlu Mahkemesi'nde "sahte bilirkişi raporu hazırlama" konusunda bir davası oldu mu? O hakimler iyi biliyor. Davanın kuyruğu çoktan koptu da bunu dinleyin.

Satılmış bey, son olarak Beşiktaş ve Esenyurt operasyonlarında karşımıza çıktı. 'Alo Satılmış Bey' hemen imdada yetişiyor. 'Şak' diyorlar, 'Tak' rapor çıkıyor. Eğer bir dava İmamoğlu'na dokunuyorsa Satılmış Bey hemen karşımıza çıkıyor. Beşiktaş ve Esenyurt operasyonlarıyla İBB şirketinin ilgisi şöyle; gizli bir dosya var. Ama bu dosya aynı zamanda İETT, İGDAŞ'ı kapsıyor. Bu adam dosyalar arası ilinti kuruyor.

Satılmış Bey burada tek değil, iki bilirkişi daha var. 3 Ocak 2025 tarihli bir belge bakın. Ahmet Özer ile ilgili bir bölüm var. 'Özer'in belediyeyi sevk ve idare etmek görevini ihmal ve ihlal ettiği ve kötüye kullandığı hükmü kapsamında değerlendiği...' Yani 3 bilirkişinin olduğu rapor bu. Bakan bey iyi dinleyin. Kuralda şöyle diyor; 'Bilirkişilerin bir araya gelerek toplantı yapmayı ve bilirkişi raporunu birlikte hazırlamaları gerekmektedir. Kurul halinde yapılan bu görüşmeler sonrası muhalif düşüncesini dile getiren bilirkişi ayrı rapor hazırlayabilir.' Esas skandal şu, bu raporda diğer iki bilirkişinin imzası yok. Sadece Satılmış Bey'in imzası var. Yani savcılık bu geçerliliği olmayan raporu kabul ediyor. Ayrı hazırlanan ve kabul edilmeyen bilirkişi raporunda ise Ahmet Özer'in adı yok.

Adına sahte diyebileceğimiz bir bilirkişi raporuyla bir gecede 65 yaşındaki profesörü terörist ilan edip hapse attılar. Ellerinde bir şey olmadığı için 100 gündür iddianame yazamıyorlar. Başkanımız hakkında elinizde hiçbir şey olmamasına rağmen onu nasıl hapiste tutarsınız? Sayın Adalet Bakanı duy bunları. Bunları duyup inceleyip ona göre hareket etmeni istiyorum. HSK'yı hemen bu konuda harekete geçirmelisiniz. Yargı mensuplarının iş ve işlemlerini takip etmek soruşturmak sizin bakanı olduğunuz HSK'nın görevi. Sakın bana bağımsız yargı deyip tweet atmayın. Harekete geçin. Ama bence yapamayacaksınız, gücünüz yetmez. Buradan iddia ediyorum, hadi yanıltın beni. Yapamazsınız, sözünüz İstanbul'da geçmez.

Adliyede tek bir şey konuşuluyor, adliyede çınlayan bir ses kulaklarda çınlıyor; 'Bakan bize karışamaz.' Ama siz bu durumda bugüne kadar sadece tweet attınız. Bize mangal gibi adaletli bir yürek lazım. Hukukun üstünlüğünü de bu millet adına namus sayıp dert edinmek lazım. Devletin dini adalettir değil mi? Sözün güzelliğine bakar mısınız? Keşke harekete geçseniz ve ben de sizden özür dilesem. Ama yapamıyorsunuz."