Gazete Emek - CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan karşısında yüzde 47,82'yle kaybettiği seçimin ardından 'değişim' çağrısında bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, bu mesajla neyi kastettiğine ilk kez açıklık getirdi. 

Gazeteci Fatih Altaylı'nın sorularını yanıtlayan İmamoğlu, "Peki, bu değişim neyi kapsamalı sizce?" şeklindeki soruya önce "Neyi gerektiriyorsa onu, ne gerekiyorsa onu" cevabını verdi; ardından "Genel Başkan değişimi de dahil mi buna?" diye yöneltilmesi üzerine şu ifadeyi kullandı: "Gerekiyorsa o da dahil…"

İki isim arasındaki diyalog devamında şöyle şekillendi:

- 'Yerel seçimler öncesi partiyi parti içi mücadeleye sokmak iyi olmaz diyenler var.'

'Değişimin yarın bitmesi gerekmiyor ama bir an önce başlaması gerekiyor. Bu süreç içinde bir takvim belirlenir ve bu takvime göre her şey CHP’ye yakışır şekilde ilerler. Genel Başkan da onurlu bir şekilde süreci o yönetir. Ve sonunda birine el verir.'

- 'O biri siz misiniz? Genel Başkan’a böyle bir şey söylediğiniz yazıldı, söylendi.'

'Böyle bir şey ne dedim ne de derim. Ben ‘hiçbir şey olmamış gibi davranamayız. Oturup konuşmalı, değişimi başlatmalıyız, bunu başlatan da genel başkan olmalı’ diyorum.'

Fatih Altaylı'nın kendi ismini taşıyan internet sitesinde İmamoğlu ile gerçekleştirdiği söyleşiyi aktardığı yazısı şöyle:

'HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ DAVRANMAK İSTEYENLER VAR'

"(...) Önce ilk izlenimimi aktarayım. Seçim süreci İmamoğlu’nu çokça değiştirmiş. Anlatmaktan çok dinleyen birine dönüşmüş. Heyecanı sürüyor ama egosunu törpülemiş.  

'Fatih Bey, seçim bittiği günden beri konuştuğum ilk ve tek gazeteci sizsiniz. Kimse ile görüşmedim. Görüşme gereği de duymadım' dedi. Anlatacaklarının bazı bölümlerinin off the record olmasını istedi.

Sohbete başlayınca Ekrem İmamoğlu’na öncelikle 'değişimden' kastının ne olduğunu sordum.

'Ne gerekiyorsa o. Bugüne kadar denediğimiz yöntemlerle, başarı elde edemediysek eğer, yöntemleri değiştirmemiz gerekiyor. Bunu da partinin ortak aklı ile tespit etmemiz gerekiyor' dedi. 'Ama bunu yapmak için önce durumu anlamamız, kabul etmemiz gerek' diye ekledi.

'Seçimi kaybettik. Yüzde 48 elbette kötü bir oran değil ama kazanmaya yetmeyen bir oran ve biz seçimi kaybettikten sonra, üstelik de seçim kampanyası süresince bu seçimi kazanmanın Türkiye’nin geleceği açısından ne kadar önemli olduğunu vurguladıktan sonra seçimi kaybetmemize rağmen hiçbir şey olmamış gibi davranamayız.'

'CHP hiçbir şey olmamış gibi mi davranıyor!' diye sordum.

'Öyle davranmak isteyenler var. Seçmenin moralinin ne kadar bozuk ne kadar üzgün ve en önemlisi ne kadar umutsuz olduğunu görmek lazım. Bu hayal kırıklığını tamir etmek bizim görevimiz.'

'Peki bunun yolu lideri değiştirmek mi?'

İmamoğlu’nun yanıtı ilginç.

'Benim ağzımdan böyle bir çıkmadı. Ben sadece diyorum ki, hiçbir şey olmamış gibi davranamayız. 13 Mayıs’taymışız gibi yola devam edemeyiz. Öncelikle oturup konuşmamız, ne yapmamız gerektiğini tespit etmemiz lazım. İl yönetimleri, belediye başkanları, kazanan ve kaybeden vekillerimiz bir araya gelmeli ve bir durum tespiti yapmalıyız. Değişimi burada konuşmalıyız.'

'Genel başkan ile görüştünüz. Bunları ona da anlattınız mı?'

'Elbette anlattım. Fazlasını anlattım. Sahada gördüklerimi anlattım. Bunu yapmazsak yerel seçimlerin de riske gireceğini söyledim.'

'Ne dedi? Söylediğim hiçbir şeye hayır demedi. Olmaz demedi. Haksızsın demedi. Hep onayladı.'

'Peki, bu değişim neyi kapsamalı sizce?'

'Neyi gerektiriyorsa onu, ne gerekiyorsa onu.'

'Genel Başkan değişimi de dahil mi buna?'

'Gerekiyorsa o da dahil…'

'GENEL BAŞKAN ONURLU BİR ŞEKİLDE SÜRECİ YÖNETİR, SONUNDA BİRİNE EL VERİR'

'Yerel seçimler öncesi partiyi parti içi mücadeleye sokmak iyi olmaz diyenler var.'

'Değişimin yarın bitmesi gerekmiyor ama bir an önce başlaması gerekiyor. Bu süreç içinde bir takvim belirlenir ve bu takvime göre her şey CHP’ye yakışır şekilde ilerler. Genel Başkan da onurlu bir şekilde süreci o yönetir. Ve sonunda birine el verir.'

'O biri siz misiniz? Genel Başkan’a böyle bir şey söylediğiniz yazıldı, söylendi.'

'Böyle bir şey ne dedim ne de derim. Ben ‘hiçbir şey olmamış gibi davranamayız. Oturup konuşmalı, değişimi başlatmalıyız, bunu başlatan da genel başkan olmalı’ diyorum.'

'Partililerle, parti yöneticileri, diğer milletvekilleri ile konuşuyor musunuz bunları?'

'Emin olun, ben kimseyi aramıyorum. Ama beni arayanlarla elbette konuşuyorum. Ama kimseyi aramıyorum.'

'Ama bir belediye başkanı, biraz da sert bir üslupla genel başkana bayrak açtı ve hep sizi öne çıkarıyor.'

'Bu durumdan memnun olduğumu da söyleyemeyeceğim.'

'Değişimden umutlu musunuz? Kemal Bey parti yönetimini değiştirdi, danışmanlarını yolladı.'

'Söylediğim gibi Sayın Genel Başkan ile yaptığım son görüşme çok olumlu geçti. Bir değişimin önünü açacağını zannediyorum. Bu mesele İmamoğlu’nun ya da başka birinin şahsi meselesi değil. Bu bir toplumsal mesele. Biz gidişattan memnun olmayan geniş bir halk kitlesine yeniden umut vermek zorundayız. Bu hayal kırıklığını yerel seçimlere kadar tamir etmemiz şart.'