GÜNDEM

Emine Şenyaşar, Erdoğan ile görüşme sözü aldıktan sonra Meclis önündeki eylemini bitirdi

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) görkemini yansıtan Şeref kapısı girişindeki merdivenler, belki de ilk kez Kürtçe ağıtlar, yakarışlarla inliyor:

Abone Ol

Gazete Emek - "6 yıldır ben evimi terk ettim. Artık ölmek üzereyim. Erdoğan’a söyleyeceğim, oğlumu bıraksınlar, ben de artık evime gitmek istiyorum…Emine Erdoğan da annedir, hiç mi sesimi duymuyor?” 

Bu sözler, Şanlıurfa Adliyesi önünde başlayan Adalet Nöbeti'ni, önce Adalet Bakanlığı önüne, hafta başından bu yana da TBMM’ye taşıyan Emine Şenyaşar’a ait. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüşene kadar Meclis’te eylemini sürdürme kararı alan Şenyaşar, TBMM Başkanlığı’nın devreye girmesi ve görüştürme sözü vermesi üzerine, Meclis Şeref Kapısı önündeki eylemine ara verdi.

Ancak Şenyaşar, randevu tarihi kesinleşene kadar oğlu Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Şanlıurfa Milletvekili Ferit Şenyaşar’ın Meclis’teki odasında kalmaya ediyor ve eylemine burada devam edecek.

Emine Şenyaşar, Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde 14 Haziran 2018’de, eski AKP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın yakınları ve korumaları ile çıkan kavgada 2 oğlu ve çocuklarının durumunu öğrenmek için gittiği hastanedeki saldırıda da eşini kaybetti. 

Karşı taraftan bir kişiyi öldürdüğü gerekçesiyle bir oğlunu da cezaevine gönderen Emine Şenyaşar, 9 Mart 2021’de Şanlıurfa Adliyesi önünde saldırıdan yaralı kurtulan oğlu Ferit Şenyaşar ile adalet nöbetine başladı. 

Emine Şenyaşar, Ferit Şenyaşar’ın DEM Parti milletvekili seçilmesinden sonra ise seslerini daha fazla duyurabilmek için eylemini, 26 Temmuz 2023’te Adalet Bakanlığı önüne taşıdı. 

Sağlık sorunları yaşayan ve bu süreçte iki ameliyat geçiren Emine Şenyaşar, 20 Ağustos’ta oğlu ile birlikte Meclis Şeref kapısında önünde, “Şenyaşar ailesi için adalet, herkes için adalet” pankartı açarak eyleme başladı. 

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Ferit Şenyaşar’ı telefonla arayarak, Meclis’in eylem yeri olmadığını ve yargıya müdahale de edemeyeceklerini belirterek, eylemi sonlandırmalarını istedi. 

Ancak Emine Şenyaşar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşme sağlanana dek Meclis’i terk etmemekte kararlı.

Emine ve Ferit Şenyaşar, eylemi neden Meclis’e taşıdı?

Emine Şenyaşar’la eylemin üçüncü gününde , eylem yeri olarak belirlediği Meclis Şeref Kapısı önüne gitmeye hazırlanırken, oğlu Ferit Şenyaşar’ın Meclis’teki odasında görüşüyoruz. 

“6 yıldır ben evimi terk ettim, evime gidemiyorum” diyen Şenyaşar, işyerlerinin tarandığını; iki oğlunun ve eşinin katledildiğini söylüyor. Şanlıurfa Adliyesi önündeki nöbet sırasında da her gün “zulüm gördüklerini” anlatıyor.

Bu süreçte sağlığı bozulmuş, göz ve diz olmak üzere iki ameliyat geçirmiş, şimdi de yine sağlık sorunu nedeniyle üçüncü ameliyata hazırlanıyor. 

Yaralı olarak kaldırıldıkları hastanede iki oğlunun öldürüldüğünü, çocuklarını ziyaret için hastaneye giden eşinin de linç edilerek katledildiğini anlatırken, olayı adeta yeniden yaşıyor. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olayları bir kez de kendisinden dinlemesini, yargıya baskı yapılmadan, adil yargılama talep ediyor:

“Hastanedeki güvenlik kamera kayıtları devletin elinde. Erdoğan da eşi Emine Erdoğan da bu görüntüleri izlesin. Ve çocuklarımın hastane içinde katledildiğini görsünler. Niye bu zulme hala sessiz kalıyorlar? Onların da çocukları var, beni anlasınlar. Evlat acısını çeken bilir. 

"Erdoğan’a söyleyeceğim, oğlumu bıraksınlar, yargıyı serbest bıraksınlar. Ben de artık evime gitmek istiyorum.”

Tutuklu oğlu Fadıl Şenyaşar için sadece adil yargılanma talep ettiklerini anlatan Emine Şenyaşar, Emine Erdoğan’ın da bir anne olarak kendisini anlamasını istiyor:

“Emine Erdoğan hiç mi benim sesimi duymuyor? O da annedir. Adil bir yargılama istiyoruz. Adil bir yargılama yapılsın, oğlum suçluysa cezasını çeksin. Ama hastanede bu insanlık suçunu işleyenlerin de bir an önce yargılanmasını istiyoruz. Adalet sağlanmadığı sürece ben hakkımı kimseye helal etmeyeceğim.”

DEM Parti milletvekili Ferit Şenyaşar: Adalet Bakanı çözmek istedi ama aciz kaldı, çözemedi

DEM Parti milletvekili Ferit Şenyaşar ise iki kez bizzat Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile olmak üzere, bakanlık yetkilileriyle 5 kez görüşme yaptıklarını ancak görüşmelerin sonuçsuz kaldığını söylüyor. 

Ferit Şenyaşar'a göre, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) milletvekillerinin büyük bölümü de kendilerini haklı buluyor ve hala adaletin sağlanamamasından rahatsız.

Şenyaşar, buna karşın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın milletvekilliği sona eren Halil İbrahim Yıldız’ı AKP Merkez Karar Yönetim Kurulu’na (MKYK) aldığına dikkat çekiyor.

Şenyaşar, Şanlıurfa Adliyesi önündeki 846 günlük eyleme milletvekili seçilmesinden sonra son verdiklerini ve seslerini daha fazla duyurabilmek için eylemi Adalet Bakanlığı’na taşıma kararı aldıklarını söylüyor ve ekliyor: 

“Anneye söz verdim. Adalet Bakanlığı önünde eylem yaparsak mutlaka bir sonuç alırız, bir çözüm yolu bulurlar diye...Ya da en kötü ihtimalle, bizim milletvekilliğimizi düşürürler, anneyi de tutuklarlar dedik. Ama beklediğimiz olmadı Adalet Bakanlığı’ndan...Adalet Bakanı gerçekten çözmek istedi ama aciz kaldı, çözemedi”

Meclis’in de bu konuda sorumluluk alması gerektiğini vurgulayan Şenyaşar, olayın ardından partisinin, “Bir heyet oluşturulsun, olay araştırılsın” diye verdiği araştırma önergesinin de AKP ve Milliyetçi Hareket Partisi'nin (MHP) oylarıyla reddedildiğini hatırlatıyor, “Meclis’in de sorumluluk almasını istedik. Annenin 6 yıldır bu adaletsizliğe uğraması, gözyaşı dökmesinin bir nedeni de Meclis’tir” diyor.

Şenyaşar, Meclis’te eyleme başladıklarında TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un, kendisine “Evet anne haklı ama Meclis, eylem yeri olmamalı” dediğini söylüyor.

Erdoğan anneden helallik istesin, biz eylemimizi sonlandıracağız'

Şenyaşar ailesi, Erdoğan’ın, milletvekilliği sona erdikten sonra İbrahim Halil Yıldız’ı AKP MKYK’ya alarak bir anlamda “koruduğunu” düşünüyor. 

Ferit Şenyaşar, Erdoğan’la görüşene dek Meclis’i terk etmeyeceklerini söylüyor:

“Evet, Numan Kurtulmuş yargıya müdahale edemez ama Erdoğan’dan randevu talebinde bulunuyoruz. Ben ve bir kardeşim hastanede ağır yaralı kurtuluyor, bir kardeşim ve babam vahşi şekilde katlediliyor. Bu şekilde hastaneden katliamı yapanlar elini kolunu sallayarak çıkıyor. 

"Cumhurbaşkanı sadece karşı tarafı dinleyerek aleyhimize açıklamalar yaptı. Beni kabul etmezse de ısrar etmeyeceğim ama anneyle görüşsün, anneden helallik istesin. Bir açıklama yapsın biz eylemimizi sonlandıracağız.”

Meclis'teki eylemin üçüncü gününde yeni bir gelişme oldu. TBMM Başkanlığı Özel Kalemi'nden arandığını söyleyen Ferit Şenyaşar, kendilerine Erdoğan’la görüştürülme sözü verildiğini açıkladı.

Emine Şenyaşar, oğlu ile birlikte şeref kapısı önünde “Adalet” yazılı pankartla yerini aldığında ise bu kez TBMM Genel Sekreterliği devreye girdi. Genel Sekreter Talip Uzun’un kendilerini ziyaret ettiğini anlatan Şenyaşar, “Pazartesi günü Erdoğan’ın Ankara’ya geleceğini söylediler. Anneyi Cumhurbaşkanı ile görüştürme sözü verdiler” dedi.

Ne olmuştu?

14 Haziran 2018'de Suruç’ta, seçim kampanyası için ilçede çarşı esnafını ziyaret eden AKP milletvekili İbrahim Halil Yıldız'ın yakın korumaları ile Celal Şenyaşar ve kardeşleri arasında kavga yaşandı, silahlı çatışma çıktı. 

Şenyaşar ailesine ait dükkanda yaşanan kavgada Adil Şenyaşar ve Yıldız’ın ağabeyi Mehmet Şah Yıldız hayatını kaybetti. Celal, Ferit, Fadıl Şenyaşar kardeşler ile birlikte Yıldız’ın sekiz yakını da yaralandı. 

Saldırıyı duyan Emine Şenyaşar ve eşi Hacı Esved Şenyaşar yaralı çocuklarını görmek için hastaneye vardıkları sırada, milletvekilinin akraba ve yakınlarının hastaneye saldırısı sonucu, yaralı Celal Şenyaşar ile babası Esved Şenyaşar öldürüldü.

Dava, “iş yeri” ve “hastane” davası olarak ikiye ayrıldı. İş yeri ile ilgili davalarda Mehmet Şah Yıldız'ın öldürülmesinden suçlu bulunan Fadıl Şenyaşar’a 37 yıl 9 ay, Celal Şenyaşar’ı öldürmek suçundan Enver Yıldız’a da 18 yıl hapis cezası verildi. 

Şenyaşar ailesinden baba Esved Şenyaşar ile oğlu Adil Şenyaşar da Suruç Devlet Hastanesi'nde öldürülmüşlerdi. Ferit ve Mehmet Şenyaşar’ın yaralanmasıyla ilgili dava ise sürüyor.

Kaynak: BBC Türkçe