Gazete Emek - 21 yıldır iktidar partisi konumunda bulunan ve bu süreçte sıklıkla demokrasi, adalet ve insan hakları konularında eleştirilen, son iki yılda ise ekonomistlerin uyarılarına rağmen hayata geçirdikleri 'düşük faiz' politikası nedeniyle Türkiye'yi adı konmamış bir ekonomik krize sürükleyen AKP, bir dönem daha yönetime talip.

Genel olarak ekonomiye yönelik hamlelerin öne çıktığı seçim beyannamesi, bizzat Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı.

Partinin en büyük vaadi, kendi getirdikleri uygulamaları 'revize etmek' ve 'kaldırmak' oldu.

2018 yılındaki referandumla birlikte parlamenter sistemden vazgeçilerek yürürlüğe konulan ve ilk günden beri 'tek adam' eleştirilerinin odağında bulunan başkanlık sisteminde revizyona gideceklerini duyuran Erdoğan, yine kendi dönemlerinde getirilen 'kamuda işe alımda mülakat' uygulamasını da kaldıracaklarını duyurdu. 

GENÇLERE BİR DEFAYA MAHSUS VERGİ MUAFİYETİ

Beyannamede, özellikle sokak röportajlarında kimi AKP'lilerin en ufak bir eleştirilerinde "Telefonunu çıkar, göster" dediği gençlere dair hamleler de yer aldı: "Yükseköğrenimdeki gençlerimize bir defaya mahsus olmak üzere cep telefonu ve bilgisayarda vergi muafiyeti sağlayacağız."

EVLENECEK GENÇLERE BORÇ VAADİ

Parti, yeni evlenecek gençler için de 'borçlanma' vaadinde bulundu. Buna göre çiftlere, iki yıl geri ödemesiz 48 ay vadeli ve sıfır faizli 150 bin TL kredi verilecek. 

'ENFLASYONU YENİDEN TEK HANEYE DÜŞÜRECEĞİZ'

Erdoğan, 'heterodoks ekonomi politikaları' ile çift hanelere vurmasına neden oldukları, son olarak Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yüzde 50.51 olarak açıklanan enflasyonu yeniden tek haneye düşüreceklerinin sözünü verdi.

Bu noktada vatandaşın çarşı - pazarda hissettiğine en yakın verileri yayınlayarak bahsi geçen devlet kurumunun 'belalısı' haline gelen Enflasyon Araştırma Grubu'nun enflasyonu yüzde 112.51 olarak açıkladığını belirtelim. 

Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Dosta güven veren, düşmana korku salan aslan yürekleriniz için her birinize ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Bugün, bu salonda Sultan Alparslan'ın Malazgirt'teki vakur duruşundan, Osmangazi'nin Söğüt'te diktiği çınarın üç kıta yedi iklime yayılan cesametinden, Fatih Sultan Mehmet Han'ın İstanbul'u alarak çağ alıp çağ kapatan fethinden, Gazi Mustafa Kemal'in kurduğu cumhuriyetimizin heyecanından, rahmetli Menderes'in zafere ulaştırdığı 'yeter, söz milletindir' haykırışından, rahmetli Özal'ın Türkiye'ye çağ atlatma azminden, rahmetli Erbakan'ın 'önce maneviyat' ilkesi üzerine kurduğu sanayi ve teknoloji hamlesinden, rahmetli Türkeş'in Türk devletinin ayakta kalması uğruna verdiği mücadelesinden, rahmetli Yazıcıoğlu'nun asil duruşundan ilham alıyoruz.

'BU YÜRÜŞE VAR MIYIZ?'

Bizim 'yeter' dememiz, Bay Bay Kemal'in 'yeter' demesine benzemez. Siyasi ve sosyal mühendislik hesaplarıyla girişilen sayısız teşebbüs bu ateşi söndürmeyi başaramadı. Milletimiz her seferinde iradesine sahip çıktı. Yönünü aydınlık geleceğine çevirdi. AK Parti, bu kutlu mirasın son 21 yıldaki temsilcisi olarak tarihi bir demokrasi ve kalkınma mücadelesi yürütüyor. Kurulduğumuz günden beri girdiğimiz her seçimi bu çetin mücadelenin yeni bir safhası olarak yaşadık. 2002'de ne dedik? 'Tek başına, iş başına.' Milletimiz ne yaptı? Bizi tek başımıza iktidara getirdi. 2007 seçimlerine 'durmak yok, yola devam' diye gittik, milletimiz yolumuzu açtı. 2011'de 'istikrar sürsün, Türkiye büyüsün' diye gittik. Milletimiz tercihini istikrardan yana kullandı. 2015 seçimlerine 'Sen ben yok, Türkiye var' dedik, Türkiye'yi yanımızda bulduk. 2018'de milletimizden yeni yönetim sistemi için onay aldık. Bugün 'doğru adımlar' diyerek bir kez daha milletimizin huzurundayız. Bu yürüyüşe var mıyız? Durmak yok, yola devam. 14 Mayıs'ta inşallah sandıkları hep birlikte patlatıyor muyuz? Ben ana kademede bu cesameti görüyorum. 

'İZMİR SANDIKLARDAN BİR BAŞKA ÇIKACAK'

Şarkımız ne diyor? 'Doğ ey güneş, üstümüze dök ışıklarını. Dağılsın bulutlar, mazlumlar söylesin şarkılarını. Başlasın Türkiye yüzyılı. Yarın değil, hemen şimdi' Türkiye yüzyılını hemen şimdi başlatmak için buradayız. İzmir, bu defa 14 Mayıs farklı olması lazım he? İzmir bu defa ben inanıyorum ki sandıklardan bir başka çıkacak. O zaman İzmir, şunu söyleyelim, hazır mısınız: 'Doğru zaman, İzmir için hiç gecikmeden, hemen şimdi.'

Bu gücü geçmişte yaşadıkları zulümlerin, baskıların yol açtığı haksızlıkları dindirdiğimiz herkesten alıyoruz. 

Yaşadığımız her felaket, her acı, bilhassa 6 Şubat depremleri beraberliğimizi, kardeşliğimizi daha da güçlendirmemiz gerektiğini gösteriyor. Biz Türkiye olarak altyapımızla, güvenliğimizle, diplomasimizle kendi ayaklarımızın üzerinde duracağız. Ancak bunu sağladıktan sonra bize uzanan elleri tutabiliriz. Kanımızla, canımızla, alın terimizle kendimize vatan yaptığımız bu kadim coğrafya bugün de tüm dünyanın gözünü diktiği yerdir. Binlerce yıldır üzerine nice başarılar inşa ettiğimiz devlet geleneğimizin gereği olan duruş da budur.

'DEVLETİMİZ ŞARTLARIN ZORLUĞUNU KISA SÜREDE AŞTI, DEPREM BÖLGESİNDE VAZİYET ALDI'

Ülkemizin bir köşesindeki insanların evleri başlarına yıkılmışken, diğer köşesindeki hiçbir vatandaşımız hayatını hiçbir şey olmamış gibi sürdüremez. Her insanımız mağdurların imdadına koşmak için seferber oldu. Milletimizin gösterdiği bu samimi gayret, binlerce yıldır bizi diri tutan hasletlerimizin dimdik ayakta olduğunun işaretidir. Devletimiz de şartların zorluğunu kısa sürede aşarak tüm imkanlarıyla deprem bölgesinde vaziyet aldı. Bu tablo, devletin milleti için var olduğu gerçeğini her bir insanımızın yüreğine tekrar işledi.

Son felakete göre nispeten daha sınırlı alanlarda yaşadığımız deprem, yangın, sel gibi afetlerin yaraların da milletimizle birlikte hızla sarmıştık. Allah'ın izniyle 6 Şubat depreminin izlerini de 'kerim devlet' anlayışıyla yürüttüğümüz çalışmalar sayesinde kısa sürede sileceğiz. 

'ÜLKENİN DİREKSİYONUNDA AK PARTİ OLMALIDIR'

Kardeşlerim, partimiz kuruluşu, teşkilatlanması, üye sayısı, iktidar süresi, uluslararası saygınlığı gibi unsurlarla dünyanın en büyük sivil teşekkülleri arasında yer alıyor. Küresel dengelerin yeniden oluştuğu şu kritik dönemde ülkenin direksiyonuna AK Parti'nin birikimine sahip bir kadronun olması çok kıymetlidir. Türkiye, AK Parti'nin kurumsal tecrübesi ve bizim siyasi liderliğimiz sayesinde herkesten bir adım öne geçme şansını yakalamıştır.  

Geçen akşam bir TV kanalında bir profesör, ne dese beğenirsiniz? 'Köprü yapmakla, baraj yapmakla bu iş çözülmez. Soğan, patates kaç para onu söyle.' Bu adam profesör. Barajın yok, yolun yok, bütün bunlarla beraber TOGG'un yok, uçak gemin yok... "domates - patates kaç para onu söyle?" Bu adam profesör. Müsvedde bu. Senin profesörlüğünden bu millete ne hayır gelir?

Darbecilerin, terör örgütlerinin koltuğunun altından kalkmasaydık, kısacası karşımızdakiler gibi olsaydık milletimizin karşısına alnımız ak bir şekilde çıkabilir miydik? İnşallah önümüzdeki dönemde ülkemizi hak ettiği yere getireceğiz.

Unutmayın 'doğru zaman, doğru adam, doğru karar. Türkiye yüzyılı için hemen şimdi.'

'BUNLARIN VİZYONU ERTESİ GÜNÜ GÖREMEYECEK KADAR SIĞ'

2023 hedeflerimizi açıkladığımızda birileri bize dudak bükmüştü. Bunu akılları almayanlar, 2053 ve 2071 hedeflerimizi duyunca tümden zıvanadan çıkmıştı. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yönetim sistemimizi değiştirecek tarihi bir reformu hayata geçirdiğimizde de aynı tepkiyle karşılaştık. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni yerden yere vuranlar, bugün at pazarlıklarıyla tepe tepe kullanmanın hesaplarını yapıyorlar. Bunların ülkenin hayrını gözetmek gibi bir dertleri yok. Tek dertleri, bir avuç muhterise ikbal devşirmektir. Bunların vizyonu ertesi günü göremeyecek kadar sığdır, sığ.

'AK PARTİ AYRICALIKLI ZÜMRELERİN DEĞİL, 85 MİLYONUN TAMAMININ HAYALLERİNİN ORTAK PAYDASIDIR'

Biz 2023 hedeflerimizde milletimize ilan ettiğimiz projelerin çoğunu hayata geçirdiğimiz gibi, şimdi çok daha büyük vizyonlara yelken açıyoruz. Bunun için 'Cumhur İttifakı bir ilkeler ittifakıdır' diyoruz. AK Parti herhangi bir sınıfın, yıllarca kendini seçkin bir yerde görerek milleti aşağılayan zümrelerin değil, 85 milyonun tamamının hayallerinin ortak paydasıdır.

Biz bu milleti içindeki tüm renkleriyle birlikte kucaklamayı, farklılıklarımızı zenginlik olarak görmeyi, temel hak ve özgürlükleri asli müktesep olarak kabul etmeyi sürdüreceğiz. İnsanları yaradılışta eş, dinde kardeş görme yaklaşımıyla vatan topraklarının her karışımına hizmet vermeye devam edeceğiz. 

Siyasete başladığımız günden beri vesayet odaklarıyla çarpışa çarpışa yürüdüğümüz bu yoldan milim sapmadan daha ileri yürümenin mücadelesini vereceğiz. Umudunu millet dışı her odağa, her güce, içeride ve dışarıda yaşanan her arzi gelişmeye bağlayanların milletin tercihlerine saygı duyacağı günleri göreceğimize inanıyorum. 

Bay Bay Kemal niçin bu görüşmeyi HDP'nin genel merkezinde değil de parlamentoda yaptı? Kapalı kapılar arkasında ne görüştüler? 14 Mayıs seçimlerinin en hayırlı neticelerinden biri de, ülkemiz muhalefetini bu alacakaranlık kuşağından çıkarmak olacaktır.

'GELMEYENE GİDECEĞİZ, SEVMEYENİ SEVDİRECEĞİZ'

Cumhur İttifakı olarak biz seçimlere gece - gündüz çalışarak, milletimizin gönlünü kazanmadık hiçbir ferdini bırakmayacağız. Gelmeyene gideceğiz, küskünü barıştıracağız, sevmeyeni sevdireceğiz. Her eve, her iş yerine gireceğiz. Kalbini kazanmadık kimse bırakmayacağız. Zaten gönlünde olduklarımızı ihmal etmeyeceğiz.

Ülkemize geçtiğimiz 21 yılda kazandırdığımız her eser, her hizmet elbette önemlidir. Ama önümüzdeki beş yılda milletimize ne vereceğimiz daha önemlidir. Bu doğrultuda ilk adımımızı geçtiğimiz 28 Ekim'de attığımız Türkiye Yüzyılı programıyla açıklamıştık.

Seçim beyannamemizi de bu değerler üzerinden belirledik. 6 bölüm üzerine onlarca başlık ve binlerce maddede hem yaptıklarımızın özeti hem de hedeflerimiz yer alıyor. Oldukça hacimli bir esere dönüşen beyannamemizde yer alan tüm hususları burada tekrarlanamayacağım. Beyannamemiz bir kitap olarak sizlere ulaştırıldı veya ulaştırılıyor. Dijital mecralar vasıtasıyla da milletimizle paylaşıldı. 

Beyannamemize yazdığımız her maddeyi uzun hazırlıklar sonucunda ortaya çıkardık. Önceliğimiz elbette depremlerin yıktığı şehirlerimizi yeniden ayağa kaldırmak. Allah'ın izniyle 319 bini bir yılda teslim edilecek şekilde toplam 650 bin yeni konut yaparak afetin açtığı yaraları tamamen saracağız. Türkiye Ulusal Risk Kalkanı modeliyle 81 ilin tamamını afete dirençli şehirler haline dönüştüreceğiz.

SLOGAN ATTIRDI

Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet... Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız...

Çocuklarımızın yeteneklerinin eğitimin ilk kademelerinden itibaren keşfedilerek becerilerine uygun yönlendirmelerini sağlayacak bir sistem kuracağız.

Sağlıkta hastaneleriyle, personeliyle, genel sağlık sigortasıyla, hizmete erişimin kolaylığıyla dünyaya örnek olan bir seviyeye geldik. Salgın ve deprem döneminde bu güçlü sağlık sisteminin işlerliğini gördük, hakkını verdik. 

Bay Bay Kemal, biz bunları yaparken sen neredeydin ya? Ne yaptınız siz? Sizin bu büyükşehirleriniz vardı, güya çadırların içine sahra hastaneleri kurmuştunuz? Biz tespit ettik, öyle bir şey yok. 

VAATLERİNİ SIRALADI

  • Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da toplumumuzun hiçbir kesimine hayat biçimi ve kimlik dayatılmasına izin vermeyeceğiz.
  • Aile yapımızı tüm sapkın akımlardan korumanın yanında tüm maddi manevi desteklerle güçlendireceğiz.
  • Hayata geçireceğimiz gelir tamamlayıcı aile destek sistemiyle hiçbir hanenin gelirinin belirli bir seviyenin altına düşmemesini temin edeceğiz.
  • Ev hanımların emekliliğine destek vermekten her ailede en az bir çalışan olmasını sağlamaya kadar pek çok uygulamayı başlatacağız.
  • Gençlerimizi aile kurmaya teşvik etmek için kendilerine maddi katkı vereceğiz. Yeni evlenecek gençlere; iki yıl geri ödemesiz 48 ay vadeli ve sıfır faizli 150 bin TL kredi verilecek.
  • Kaynağı ülkemizin kendi ürettiği doğalgaz ve petrol gelirlerinden sağlanacak bir Aile ve Gençlik Bankası kuracağız. 
  • Yükseköğrenimdeki gençlerimize bir defaya mahsus olmak üzere cep telefonu ve bilgisayarda vergi muafiyeti sağlayacağız.
  • İşsizlik oranını yüzde 7'ye indireceğiz.
  • Milli geliri 16 bin dolara ulaştıracağız.
  • Memurundan emeklisine ve işçisine kadar çalışanlarımızın ücretlerini daima enflasyonun üzerinde artıracağız, refah seviyesini yükselteceğiz.
  • (Uygulamayı kendileri getirmişti) Kamuda işe alımlarda mülakatı kaldırarak gençlerimizin sınavlardaki başarı sıralamasına göre yapacağız.
  • Ülkemizi kritik teknolojilerin pazarı değil, üreticisi yapacak milli teknoloji hamlemizi kesintisiz sürdüreceğiz.
  • Elektrikli araç, şarj altyapısını ilk etapta 142 megavatt gücüne çıkartarak bu yöndeki yatırımları destekleyeceğiz.
  • Değişen ihtiyaçlara göre Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni restore ederek 'Türkiye Yüzyılı' hedeflerimize daha fazla katkı verecek şekilde geliştireceğiz.

Beyannamenin ardından Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) sunulan 600 milletvekili adayının tek tek tanıtılması bekleniyor.

ÖNCESİNDE KALABALIĞA HİTAP ETTİ: SANDIKLARI PATLATACAĞIZ

Erdoğan, tanıtım toplantısı öncesinde Ankara Spor Salonu'nun önünde kalabalığa hitap etti. 

"Bu yolculuk 14 Mayıs'a giden bir yolculuk. 14 Mayıs'ta sandıkları patlatacağız ve yeni dönemin de müjdelerini vereceğiz. Ben şu anda buradaki katılımı görünce mutluluğum daha da arttı" diyen Cumhurbaşkanı, şöyle devam etti:

"Süratle beyannamemizi açıklamak suretiyle yola devam edeceğiz. Durmak yok, yola devam. Gerek ana kademe, gerek kadın kolları, gerek gençler olarak gümbür gümbür ilerliyoruz."

Editör: Bekir GÜNEŞ