Gazete Emek- Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 8. Anadolu Medya Ödülleri töreninde konuştu. Gözaltına alınan ve yerine kayyım atanan Belediye Başkanı Sıddık Akış üzerinden kayyım mesajı veren Erdoğan, "Eğer adaylarınız gayri yasal işler yapmışsa bizler de yasaları işletiriz. Hakkari bunun ilk adımı olmuştur. Hukuk da görevini yapmıştır, bundan sonra da yapmaya devam edecektir" dedi.

DEM Partili vekillerin kayyımı protesto etmek Meclis’teki nöbet eylemini de hedef alan Erdoğan, “Bazıları çıkmış, Meclis'te adeta terör estirerek 'Belediyeler bizimdir' naraları atıyor. Halkın olan belediyeleri kendilerinin tapulu mülkü gibi görüyor. Belediyeler ne onların ne de terör örgütünündür. Bağırıp çağırarak, Meclis'te nümayiş yaparak milletin temsilcilerini susturacaklarını zannedenlere şunu hatırlatmak durumundayım; belediyeler kimsenin arka bahçesi değildir" dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

"Yıllardır bize basın özgürlüğü dersi verenler görüyoruz ki işgal altındaki Filistin topraklarında yaşananlara seslerini çıkarmıyor. Katledilen 150'ye yakın basın mensubunun hakkını sizin gibi bir avuç vicdan sahibi dışında kimse savunmuyor.

'MERHUM AHMET KAYA NE DİYORDU; NEREDEN BAKSAN TUTARSIZLIK, NEREDEN BAKSAN AHMAKÇA'

“Tarih, iliştirilmiş gazeteciler ile canları pahasına çalışan gerçek basın emekçilerini yazmaktadır. Merhum Ahmet Kaya ne diyordu, nereden baksan tutarsızlık, nereden baksan ahmakça. Bunlarınki yalnızca tutarsızlık değildir, aynı zamanda adaletsizlik ve tarafgirliktir. Elbette tarih zulüm karşısında susanlarla hakkı ve hakikati haykıranları kaydetmektir. Zor dönemde konuşanlar tarih önünde olduğu gibi insanlığın vicdanında da ibra olacaktır.

Bugün soykırım karşısında üç maymunu oynayanlar alınlarına yapışan kara lekeyi ömürleri boyunca silemeyecek. Biz tarihin doğru tarafında olma çabasındayız. Anadolu Ajansı'mız ve TRT'miz ilk günden beri Gazze'de işlenen cinayetleri tüm çıplaklığıyla dünyaya anlattı.”

HAKKARİ AÇIKLAMASI: YARGI BURADA KANUNU DEĞİL, HUKUKU KONUŞTURMUŞ

"Hukukun, kanunun ve demokrasimizin kırmızı çizgilerine riayet eden, meşruiyetten sapmayan herkes yasal bir engeli yoksa elbette bu ülkede özgürce siyaset yapabilir. Buna kimse itiraz etmez, edemez. Biz de bugüne kadar meşru siyasete söz söylemedik. Özellikle yargının Hakkari'yle ilgili verdiği karar kimseyi rahatsız etmesin. Yargı burada kanunu değil, hukuku konuşturmuş ve kararını da buna göre vermiştir. Bunlar parlamentoyu hemen ayağa kaldırmaya kalktılar.
Kusura bakmayın. Burası hukukun işlediği Türkiye Cumhuriyeti'nin parlamentosudur. Orada elinizde pankartlarla, tekme yumruk sağa sola saldırmanın size kazandıracağı da hiçbir şey yok. Çünkü sizin de karşınızda hukuku savunacak parlamenterler var. Sivil ve demokratik siyasetin zemininin güçlenmesi için pek çok adım attık. Ancak bölücü örgütün siyasetteki aparatlarıyla milli iradeye pusu kurmasına da izin vermedik.

'HAKKARİ BUNUN İLK ADIMI OLDU, HUKUK GÖREVİNİ YAPTI'

"Dünyanın hiçbir medeni ülkesi, demokrasinin kundaklanmasına göz göre göre müsaade etmez, etmeyeceğiz. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesi dağdaki eli kanlı teröristlerin tünel kazarak belediyelere sızmasına göz yummaz. 31 Mart'tan önce ne dedik? Eğer adaylarınız herhangi bir gayri meşru gayri yasal işlemlere girmediyse onlara söyleyecek herhangi bir sözümüz yok ama gayri yasal işler yapmışsa bizler de yasaları işletiriz. Hakkari bunun ilk adımı olmuştur. Hukuk da görevini yapmıştır, bundan sonra da yapmaya devam edecektir.

Türkiye yakın geçmişte şehirlerimizin imkanlarının millete hizmet yerine teröristlere peşkeş çekildiği, terör örgütünün emrine verildiği, hendek ve çukur açmak için kullanıldığı kötü günler yaşamıştır. Bunları daha fazla yaşamak istemiyoruz. Türkiye, belediye hizmet binalarında Kandil'in atadığı komiserlerin başkan tokatladığı, güya mahkeme kurup haraç kestiği dönemler geçirmiştir, bunları tekrar yaşamak istemiyoruz. Türkiye, sözde siyasetçilerin terör örgütüne ayakçılık ve kuryelik yaptığı utanç verici hadiselere şahit olmuştur. Milletimizin hafızasında derin izler bırakan bu acı olayların tekrarlanmasını hiçbirimiz istemeyiz, buna izin de vermeyiz.

'HALKIN OLAN BELEDİYELERİ KENDİLERİNİN TAPULU MÜLKÜ GİBİ GÖRÜYORLAR'

“Bazıları çıkmış, Meclis'te adeta terör estirerek belediyeler bizimdir naraları atıyor. Halkın olan belediyeleri kendilerinin tapulu mülkü gibi görüyor. Belediyeler ne onların ne de terör örgütünündür. Bağırıp çağırarak, Meclis'te nümayiş yaparak milletin temsilcilerini susturacaklarını zannedenlere şunu hatırlatmak durumundayım; belediyeler kimsenin arka bahçesi değildir.”


Kaynak: Artı Gerçek