Gazete Emek - Türkiye'deki kritik Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi 'Türkiye'nin kaderi 14 Mayıs 2023’e bağlı' ifadeleriyle Forbes Dergisi'nde yayınlanan analizde, "CHP lideri olarak Kılıçdaroğlu'nun farklı hizipleri birleştirme ve ittifakın bütünlüğünü koruma yeteneği, başarıda kritik rol oynuyor" denildi.
İşte Forbes Dergisi'nden Türkiye'deki seçimlere yönelik yapılan analiz:
"Türkiye'nin kaderi 14 Mayıs 2023’e bağlı. Bu önemli günde seçmenler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mevcut popülist rejimi ile yeni bir yol arasında seçim yapacak. Bu seçimler sadece Türkiye'nin politik atmosferini değil, küresel anlamda popülizmi de etkileyecek.
Kemal Kılıçdaroğlu liderliğindeki muhalefet, popülist ikilemde gezinmek için kayda değer ve yaratıcı bir yaklaşım sunuyor. Popülizme ve kutuplaşmaya çoğulculuk yoluyla karşı koymak olarak çerçevelenen bu strateji, 2019 yerel seçimlerinde başarıya ulaşmıştı ve bir kez daha galip olabilir."
TÜRKİYE'DE MUHALEFETİN ZAFERİNİN BÖLGEYE POTANSİYEL ETKİSİ
"Türkiye'nin muhalefeti, cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu yönetiminde, Suriyeli mültecilere yönelik politikalar dışında, çoğulcu bir anlatı ve kompozisyon benimsiyor.
"Altılı Masa" olarak bilinen Türk muhalefeti, laik, liberal, milliyetçi ve dini muhafazakâr perspektifler de dahil olmak üzere farklı ideolojilere sahip altı siyasi partinin bir koalisyonu durumunda. Kâğıt üstündeki bu ittifak; solcu, sol-liberal gruplardan ve özellikle Kürt hareketinden dış destek alıyor. Bu geniş tabanlı koalisyon, Türkiye'de benzersiz ve önemli bir siyasi gelişmeyi ifade etmekte.
İttifak şaşırtan dayanıklılığını taban birliğine ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun siyasi liderliğine borçlu gibi gözüküyor. Ana muhalefet partisi Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) lideri olarak Kılıçdaroğlu'nun farklı hizipleri birleştirme ve ittifakın bütünlüğünü koruma yeteneği, başarıda kritik rol oynuyor.
Popülist olmayan alternatifler, popülizmin demokratik normlar, sosyal uyum ve hukukun üstünlüğü üzerindeki olumsuz etkilerini dengelemek için elzem. Popülist olmayan hareketler, siyasete kapsayıcı ve çeşitli bir yaklaşımı savunarak, demokratik kurumlara halkın güvenini yeniden tesis edebilir ve işbirlikçi bir karar alma sürecini teşvik edebilir.
Bu büyük koalisyonun zaferi, bölgesel ve küresel sonuçları olacak şekilde Türk siyasetinde büyük bir değişime işaret edebilir. Çeşitli kompozisyonu, farklı ideolojilere sahip partilerin popülist liderlerle karşılaşmak ve ortak hedefler peşinde koşmak için iş birliği yapabileceğini göstermekte. Bu ittifak, popülizmin yükselişini yaşayan ülkelerdeki benzer hareketler için bir çıktı sunabilir."