Gazete Emek- Ekrem İmamoğlu'nun adını verdiği bilirkişi ile yaptığı telefon görüşmesi nedeniyle gazeteci Barış Pehlivan Halk TV binasının önünden gözaltına alındı. Pehlivan'ın ardından Serhan Asker'in de gözaltına alındığı belirtildi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun, düzenlediği "Turpun Büyüğü" adlı basın toplantısında bilirkişi S. B. ile ilgili iddialarının ardından Barış Pehlivan söz konusu bilirkişi ile görüştü.
Görüşmenin yayımlanmasını ardından Barış Pehlivan ve Halk TV hakkında soruşturma başlatılmıştı.
Bu soruştumanın ardından bugün Halk TV'ye giden Barış Pehlivan, binanın bahçesinden polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. Pehlivan'ın Vatan Emniyet'e götürüldüğü belirtildi.
SERHAN ASKER VE SEDA SELEK DE GÖZALTINDA
Halk TV Sorumlu Müdürü ve programcısı Serhan Asker'in de aynı soruşturma kapsamında gözaltına alındığı öğrenildi.
Söz konusu röportajın yayınlandığı programın sunuculuğunu yapan Seda Selek de gözaltına alındı ve Vatan Emniyet'e götürüldü.
İFADE İŞLEMLERİ
İfadesi tamamlanan Serhan Asker'in yarın savcılığa sevk edileceği, Barış Pehlivan'ın ise ifade işlemlerinin sürdüğü öğrenildi.
PEHLİVAN'DAN GÖZALTINA ALINAMADAN ÖNCE AÇIKLAMA
Barış Pehlivan, gözaltına alınamadan önce yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"22 yıldır gazetecilik yapıyorum, 100 den fazla soruşturmaya 50'den fazla davaya muhatap oldum. 22 yıl boyunca 5 kez cezaevi gördüm AKP iktidarında. Bütün gazetecilik hayatım boyunca adil düzenin kurulması, adaletin hüküm sürmesi bu devletin dininin adalet olması için bir gazeteci olarak mücadele ettim. Sadece kendim için değil herkesin çocukları için, herkesin torunları için mücadele ettim.
Şimdi görülüyor ki yine bu ülkede adil bir düzenin kurulması için yaptığım mücadelenin bir bedelini ödemek üzereyim. Yine görülüyor ki 22 yıllık gazetecilik hayatım boyunca bana 6. kez cezaevi yüzünü göstermeye çabalıyorlar.
Düşünün ki Türkiye'de 16 milyon kişinin bir şekilde yönetiminde olan İBB Başkanının hedefindeki bir bilirkişiye ilk kez mikrofon uzatan Halk TV olmuş, biz olmuşuz ve Ekrem İmamoğlu'nun tüm iddialarını yalanlamış, biz bunları kamuoyuyla paylaşmışız. Tıpkı bugün iktidara yakınlığıyla bilinen Yenişafak gazetesinin yaptığı gibi, ama biz ceza evi yoluna, biz kelepçe yoluna götürülüyoruz.
Benim tek derdim iddiaların odağındaki kişiye cevap hakkı vermekti, ona bu iddialara ne diyorsunuz diye sormaktı. Ama görülüyor ki şimdi binanın önünde polisler var ve beni almaya gelmişler."
ÖZGÜR ÖZEL: HUKUKÇU ARKADAŞLARI GÖREVLENDİRDİK
Gözaltıların ardından CHP lideri Özgür Özel Halk TV canlı yayınına bağlanarak açıklamalarda bulundu.
Özgür Özel şunları söyledi:
“Çok üzüldük ve yakından takip ediyoruz süreci. Fevkalade bir yanlışın içindeler yine. Bugün grup toplantımızda çizdiğimiz Türkiye tablosundan farklı bir şey değil. Her iki Barış kardeşimin de cezaevi günlerine tanıklık etmiş birisi olarak bir haberi doğrulatmak için en kadar çaba sarf ettiklerini. Bir haberi yazdıklarında altına isimlerini koymak için meslek ahlaki açısından ne kadar titiz olduklarını bilen birisiyim.
Halk TV'den arandığını bilen ismi, cismi belli birisi ile yapılan bir görüşme, bir anda gündeme bomba gibi düşmüş olan birisinin görüşülmesi sesinin duyulması, sorulara cevap verilmesi kadar... Yoksa kişi diyebilir ki ben bu sorulara cevap vermek istemiyorum, görüşmek istemiyorum. Sonradan gözaltına alınmaları fevkalade rahatsız edici, basın özgürlüğü açısından kabul edilemez bir süre. Hukukçu arkadaşları görevlendirdik. Ama daha kötü bir sürece evrilmesi için en yakından takip edeceğiz biz de.”
BAŞSAVCILIK'TAN GÖZALTILARLA İLGİLİ İLK AÇIKLAMA
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı gözaltılarla ilgili yaptığı açıklamada Barış Pehlivan'ın bilirkişi Satılmış Büyükcanayakın ile yaptığı telefon görüşmesinin programda yayınlanması gerekçesiyle gözaltı kararlarının verildiğini belirtti. Satılmış Büyükcanayakın, bugün iktidara yakın Yeni Şafak'ın sorularını da yanıtlamıştı.
Açıklamanın tam metni şöyle:
"Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülmekte olan bir kısım soruşturmalarda ve mahkemeler nezdindeki kamu davalarında bilirkişi olarak görevlendirilen şahıslardan birinin 27/01/2025 tarihindeki Halk TV yayınında kendisiyle yapılan telefon görüşmesinin izinsiz olarak kayda alıp yayınlanmak suretiyle ifşa edilmesi, ayrıca bilirkişinin isminin hedef gösterilecek şekilde açıklanarak yargılananın seyrini etkilemeye yönelik sözler sarf edilmesi eylemlerine iştirak eden Barış Pehlivan, sunucu Seda Selek ve kanal sorumlu müdürü Serhan Asker hakkında Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması (TCK md. 133/3) “Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve dörtbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur_” ve Bilirkişiyi Etkilemeye Teşebbüs (TCK md.277) “Görülmekte olan bir davada gerçeğin ortaya çıkmasını engellemek veya bir haksızlık oluşturmak amacıyla, davanın taraflarından birinin, sanığın, katılanın veya mağdurun lehine veya aleyhine sonuç doğuracak bir karar vermesi veya bir işlem tesis etmesi ya da beyanda bulunması için, yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs eden kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” suçlarından başlanılan soruşturma kapsamında şüpheliler yakalanarak gözaltına alınmıştır."
HATİMOĞULLARI: İKTİDAR, BÜTÜN KALEMLERİ SATIN ALMAK YA DA KİRALAMAK İSTİYOR
Halk TV canlı yayınına katılan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları gazetecilerin gözaltına alınmasını değerlendirdi. Yakın zamanda Kürt gazetecilerin tutuklandığını hatırlatan Hatimoğulları, iktidarın bu gözaltı ve tutuklamalarla toplumu baskı altında tutmak istediğini belirtti.
Hatimoğulları şunları ifade etti:
"Sizlerden de takip ettiğimiz üzere, bu hakikaten kabul edilebilir bir şey değil. Bugün Türkiye'de uzunca bir zamandır gazetecilere dönük çok yoğun baskılar gerçekleşiyor. Ve şu an dünya ölçeğinde değerlendirdiğimizde, en çok gazetecinin hapishanede olduğu ülkelerden birisi Türkiye'dir. İktidar korkuyla bu toplumu yönetmek istiyor ve bütün çabaları bu yönde. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bugün, özellikle son birkaç güne baktığımızda artan yoğun gözaltı, operasyon ve tutuklamalar kabul edilebilir değil. Bu, yoğun bir baskıyla ve toplumu korkutarak bir yönetme politikasıdır. Net olarak öyle ifade edebiliriz.
Gazetecinin görevi gerçekleri açığa çıkarmaktır. Gazetecinin birinci sorumluluğu budur. Gazetecilik faaliyetinden suç unsuru yaratmaya çalışmak, sadece gazeteciye baskı yapmak anlamına gelmez. Aynı zamanda yurttaşın, yani Türkiye'de yaşayan bütün yurttaşlarımızın haber alma hakkına bir saldırıdır, bir operasyondur. Bu kabul edilemez. Bizler hem siyasi partilerin mensupları olarak hem de bir yurttaş olarak, haber alma hakkımızın elimizden alınmasını asla kabul etmiyoruz. İktidar, bütün kalemleri – günümüz söylemiyle ifade edecek olursak – bütün klavyeleri satın almak ya da kiralamak istiyor.
6 KÜRT GAZETECİ TUTUKLANDI
Onuruyla gazetecilik yapan, ilkeli bir biçimde gazetecilik yapan, objektif bir şekilde habercilik yapan bütün basın emekçilerine yönelik saldırılar ne yazık ki artmış durumda. 20 Ocak'ta 6 Kürt gazeteci tutuklandı ve bu, yaşanmış birçok olaydan sadece birkaç tanesidir. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Şu anda 3 gazeteci arkadaşımızın sorguları devam ediyor. Bir an önce serbest bırakılmalarını ümit ediyoruz, temennimiz budur. Şu bilinmeli ki, bu baskılarla muhalefete, hem siyasi çevrelere hem siyasi partilere hem de yerel yöneticilere yönelik bu uygulamaları kabul etmek mümkün değildir."
NE OLMUŞTU?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu, dün düzenlediği basın toplantısında CHP'ye yönelik soruşturmalarda görev aldığını öne sürdüğü bilirkişinin ismini açıklamıştı. Bunun üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca İmamoğlu hakkında, "Bilirkişiyi etkilemeye teşebbüs" ve "Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" suçlarından soruşturma başlatılmıştı.
Başsavcılık ayrıca, yazılı ve görsel medyada İmamoğlu'nun adını açıkladığı bilirkişinin ismini 'hedef gösterecek şekilde' yayımlayan basın kurumları hakkında da gerekli tespitin yapılarak soruşturma başlatılması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne talimat vermişti.
Konuyla ilgili, Halk TV yayınında bilirkişi ile yapılan telefon görüşmesinin izinsiz olarak kayda alıp yayımladığı ayrıca bilirkişinin isminin hedef gösterilecek şekilde açıklayarak yargılamanın seyrini etkilemeye yönelik sözler sarf ettiği iddiasıyla Barış Pehlivan ve Halk TV yetkilileri hakkında "Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması ve Bilirkişiyi Etkilemeye Teşebbüs" suçlarından soruşturma başlatılmıştı.
Kaynak: Artı Gerçek