Gazete Emek- Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın söz ve müziği kendisine ait "Hiç oldum" türküsüne, usta müzisyen Erkan Oğur’un düzenleme yapması Twitter'ın gündemine oturdu.

Ayrıca divan bağlama çaldığı klibinde Kalın’a, ünlü sanatçı Oğur, gitar çalarak da eşlik etti.

Süleyman Soylu'nun Diyarbakır'da çektirdiği fotoğraf sosyal medyada gündem oldu

Yönetmenliğini Kemal Başbuğ’un yaptığı sözü ve müziği kendisine ait "Hiç oldum" türküsünün klibini yayınlayan Kalın’a Erkan Oğur’un verdiği destek gündem oldu. Türkünün düzenlemesini yapan Oğur, bir anda eleştirilerin odağı haline geldi.

Tuma Çelik'in beraat etmesine KADEM’den tepki: Kamu vicdanı kabul etmedi

Sosyal medya, daha önce iktidar partisi tarafından konseri iptal edilen Erkan Oğur’un İbrahim Kalın’ın şarkısına verdiği desteği konuşuyor. Twitter’da çok konuşulan klip, Ekşi Sözlük’te de "Erkan Oğur’un İbrahim Kalın’a aranjörlük yapması" başlığıyla gündem oldu.

DÜNDAR: BU KADAR SUÇA BULAŞMIŞ BİR SARAY’LA MÜZİK YAPMANIN BİR BEDELİ VAR

Gazeteci Can Dündar, Erkan Oğur’un Saray sözcüsü İbrahim Kalın’ın albümünde çalışması ile başlayan tartışmaları değerlendirdi.

Dündar,  yayımladığı YouTube  videosunda şu ifadeleri kullandı:

Önce itiraf etmeliyiz ki, rejimin yarattığı ve kamçıladığı kutuplaşma, hepimizi zehirlemiş durumda; “Ya bendensin, ya düşmanımsın” ayrışması hepimizde yer etti. Safların tamamen keskinleştiği, arada gri bölge kalmadığı bir ortamda, Oğur’un işbirliği de bizde, “Onunla birsen, bizden değilsin” refleksine yol açtı.

Demirtaş, HDP için önerdiği 3. ittifak modelinin detaylarını anlattı

İkincisi Saray’a yönelik büyük öfkeden, onunla ortak fotoğrafa giren herkesin payını alması… “Ne var ki bir türkü söylediysek, adam öldürmedik ya” denilemeyecek kadar büyük suçlar var ortada; en azından Saray’ın duyarsızlığı nedeniyle intihar eden bunca müzisyen varken her birliktelik, hayal kırıklığı yaratıyor ve suç ortaklığına giriyor.

Üçüncüsü; kendi kültürel çekim merkezini oluşturamayan AKP’nin bu açığı, karşıtlarından sanatçı devşirerek kapatma çabası… Daha önce de bu teslimiyetin örneklerini gördüğümüz ve üzüldüğümüz için Oğur’da da ilk tepkimiz, “Hadi ya, sen de mi” oldu.

Dördüncüsü, Oğur’u savunmak adına ortaya çıkanların, işin ticari boyutunu açık etmesi: Onun bir okul için Saray’a ricacı olduğunun ve karşılığını, bu işbirliğiyle ödediğinin ima edilmesi… Kendisinin bu konuda sessiz kalması, meseleyi daha da büyüttü.

Beşincisi, yandaş medyada Ahmet Hakan ve türevlerinin Oğur’u savunmak için ortaya atlayıp onu hepten lekelemesi.

Tabii en genelinde, işin bir de teorik ve tarihi boyutu var:

Bir sanatçı, yaşadığı çağın ya da ülkenin dramına yüz çevirip “Ben siyasetle ilgili değilim, sanatımı yapıyorum, gerisine karışmıyorum” diyebilir mi? Bu tavır, başlı başına siyasi değil midir? Siyasete karışmamak, egemene hizmetin bir yöntemi sayılmaz mı?

Ömer Faruk Gergerlioğlu’na gönderilen bere ‘Kar maskesi olarak kullanılabilir’ denilerek verilmedi

Yakın tarihte Necip Fazıl’dan Dali’ye, Elia Kazan’dan Strauss’a kadar pek çok örnek var. Bugün onların şiirini, müziğini dinlerken, resmine bakıp filmini izlerken, etkilensek bile, zihnimizde bir huzursuzluk geziniyor ya; maalesef Erkan Oğur’u dinlerken de öyle olacak bundan sonra…

İsteyen, istediğiyle müzik yapar tabii… Ama bu kadar suça bulaşmış bir Saray’la müzik yapmanın bir bedeli var. Ve ne yazık ki, o bedel de Saray’ın zulmü kadar ağır oluyor.

Değer miydi?  Sanmam.

Son anket: MHP’lilerden Erdoğan’a 128 milyar dolar şoku

SANATÇI ERKAN OĞUR’DAN KONUYA İLİŞKİN İLK AÇIKLAMA

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın seslendirdiği türküde kopuz çaldığı için eleştirilen müzisyen Erkan Oğur, hakkında süren tartışma üzerine açıklamalarda bulundu.

Independent Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Erkan Oğur, “Çalışmaya katıldığınız için bir eleştiri bekliyor muydunuz?” sorusuna, “İçimin bir köşesi cız etmişti, benim ne işim var diye. Belki benim de hatam olmuş olabilir, böyle bir şeyi kabul etmek” yanıtını verdi.

Kredi borcu ertelenen  Serdar Ortaç: Ben Tayyip ağabeyi, Emine ablamı kişilik olarak seviyorum

Oğur’un yaptığı açıklamalardan bazı bölümler şöyle:

İbrahim Kalın, çalmanız için ricacı oldu mu?

Kendisi de aradı, ricacı oldu. 'Çalarsam mutlu olacağını' söyledi. Ben de 'Benim için bağlama çalıp, halk müziği seven İbrahimsiniz. Tabii ki çalarım' dedim. Ama çalan müzisyen arkadaşlar daha önce bilgiliydiler herhalde. Daha önce çalışma yapmışlar çünkü. Müzik hazırlanmış. Sağına soluna benim de bir şeyler çalmamı istediler. Ben de dokundum.

Çalışmaya katıldığınız için bir eleştiri bekliyor muydunuz?

İçimin bir köşesi cız etmişti, benim ne işim var diye. Belki benim de hatam olmuş olabilir, böyle bir şeyi kabul etmek. Ben sadece müzik tarafına baktığım için çalmakta pek sorun görmedim. İnsanlar başka taraflara çektiler. Beni tanımadıkları için. Ben bugünkü iktidarı, hükümeti politikaları nedeniyle tasvip eden biri değilim.

Son eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Benim Saray ve kendi menfaati için müzik yapan birisi olduğumu ifade edenler oldu. Tersine Saray'ın verdiği ödülü kabul etmemiştim. Cumhurbaşkanı Müzik Ödülü'nü kabul etmemiştim.

Bazı kişiler sanatla, müzikle siyasetin farklı şeyler olduğunu söylerken bazıları da sanatın, müziğin içinde de siyasi tavır olacağını söyledi. Siz ne diyorsunuz bu konuda?

Olabilir. Birçokları böyle düşünebilir. Düşüncelere saygım var. İnsan varlığı, siyaset konusunun içinde olmamazlık edememiştir. Kimi aktif, kimi pasif olarak siyasetle ilgilenir. Ben solcu, devrimci birisiyim.

Kemal Kurkut paylaşımı kamu güvenliği açısından ‘tehlike oluşturuyor’ denildi

Yaşanan polemiğin ardından İbrahim Kalın sizi aradı mı?

Çok üzüldüğünü belirten mesajlar aldım.

Peki usta bir müzisyen olarak İbrahim Kalın'ın müzik yorumunu nasıl buldunuz?

Güzel, tok bir sesi var. Bağlamasını güzel çalıyor, deyişler söylüyor. Halk müziğini seven birisi olduğunu sezdiğim için bu işe eşliği kabul ettim. Sanırım bu benim hatam idi. Hatasız bir insan gösterin. Yoksa konumuyla, yaptığı işlerle, bulunduğu pozisyonla alakam yok. Elinde bağlamayla yürüyen ve halk müziğini seven biri benim için. Ben siyasetçi değilim. Müziğim siyaset üstüdür. Kendi felsefesini içerir. O da ses ve sessizlik oluşmaktadır. Şu an ses bölümündeyim. Bu demek değil ki ben apolitik birisiyim. Devrimci bir tarafım var. Tırnaklarımızla buraya geldik.

Kalın'ın seslendirdiği türküye eşlik etmeniz nedeniyle gelen eleştirilerde en çok sizi ne üzdü?

Bodrum'un Gümüşlük Köyü'nde açmaya çalıştığım müzik okuluyla ilişkilendirilmesi beni fazlasıyla üzdü. Herhangi bir maddi beklenti karşılığında eşlik etmedim, böyle bir tarzım da yok. Beni rahatsız eden okul meselesinde insanların bilip bilmeden bir şeyler söylemesi. Derslerin verildiği yer, köyün eski okulu. Terkedilmiş, virane haldeydi. Burası bugün CHP belediyesine ait bir sanat merkezi olarak faaliyet gösteriyor. Ben oranın kiracısıyım. Benim ne malım ne başka bir şeyim. Borç içinde bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Orada eğitim yapıyoruz ancak zaten pandemi koşullarında da fazla bir şey yapılamıyor. Pandemi öncesinden beri sahne ve konser çalışmalarını bırakmıştım. Okul ve eğitim işine yönelmiştim. Kendi bestelerimi yapıyorum. Bazen film müziği teklifleri geliyor onları değerlendiriyorum. Son süreçleri böyle geçiriyorum.

Rudaw’a konuşan Doğu Perinçek'ten ilginç iddia: Öcalan’a yarın silah bırakma talimatı verdirebilirler

Twitter'da Oğur'a gelen tepkiler şu şekilde;

Süleyman Soylu: Acımam iptal ederim

ŞÜKRİYE TUTKUN, ERKAN OĞUR ADINA İBRAHİM KALIN'DAN ÖZÜR DİLEDİ

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın seslendirdiği türküde kopuz çaldığı için eleştirilen müzisyen Erkan Oğur, kendisine yönelik eleştiriler üzerine bir açıklama yapmış ve "İçimin bir köşesi cız etmişti, 'benim ne işim var' diye", "Halk müziğini seven birisi olduğunu sezdiğim için bu işe eşliği kabul ettim. Sanırım bu benim hatam idi" ifadelerini kullanmıştı.

Oğur'un bu sözleri AKP'ye ve Saray'a yakınlığıyla bilinen Şükriye Tutkun'u rahatsız etti. Erkan Oğur'un "İçim cız ederek yer aldım" demesinin "çok kırıcı" olduğunu öne süren Tutkun, Twitter hesabından "Halk müziğine gönül vermiş bir müzisyen olarak bu davranıştan ötürü İbrahim Kalın'dan ben özür diliyorum" dedi.

Tutkun, Kalın'ın sanatçı kişiliğinden dolayı politik görüşüne bakmaksızın Erkan Oğur ile çalışabilecek kadar "müziksever" olduğunu belirten Tutkun, "ama müziğin evrensel olduğunu savunan solcu dostlarımız, sırf politik görüşü sebebiyle kendi ülkesinin müzik insanına kıyabiliyor. Müzik hani evrenseldi?" diye sordu.

Tutkun'un paylaşımları şöyle:

İBRAHİM KALIN: BİRLİKTE SUSMAYA KARAR VERDİK

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, türküsünün düzenlemesini yapmasının ardından gelen eleştirilere "Hatam olabilir" diye yanıt veren müzisyen Erkan Oğur'la ilgili olarak açıklama yaptı. İbrahim Kalın 'Sözü Yormadan' başlıklı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

"İlk iki gün Erkan Oğur Bey'i üzmelerine çok üzüldüm. Kendisini arayıp konuştum. 'Bu pervasızca saldırılar sizi sakın mahzun etmesin' dedim. Birlikte susmaya karar verdik.

Fakat üçüncü gün -belki yanlış hatırlayarak- söylediği şeylere şaşırdım ve üzüldüm.

Keşke zorba saldırıların karanlık gölgesi, kendi irademiz ve muhabbetle paylaştığımız bu güzelliğin üzerine düşmeseydi. Canı sağ olsun. Herkes nasibinde ne varsa onu aldı."

SELAHATTİN DEMİRTAŞ: KİMSE ERKAN OĞUR GİBİ BİR SANATÇININ ÜSTÜNÜ ÇİZEMEZ

Edirne F Tipi Cezaevi'nde Kasım 2016'dan bu yana tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın seslendirdiği türküde kopuz çaldığı için eleştirilen müzisyen Erkan Oğur'la ilgili bir yazı kaleme aldı.

Demirtaş, Artı Gerçek'te 'Erkan Oğur ile hapishane anım' başlığıyla yayımlanan yazısında "İbrahim Kalın’ın sözcülüğünü yaptığı otoriter rejim, bizi türlü kumpaslarla, yalanlarla, iftiralarla bu satırları yazdığım 12 metre karelik hücreye attı diye onlara boyun eğecek halimiz yok. Yanımızda milyonlarca insanın desteği, duası, dayanışması varken, eh bir de arada Erkan Oğur dinleme fırsatı bulmuşken moralimizi bozacak değiliz" dedi.

'Tüm ezilenler için, daha güzel yarınlar için direneceklerini' söyleyen Demirtaş, son bir yılda yüzden fazla müzisyenin işsizlik nedeniyle hayatına son verdiğini belirtti. Demirtaş, şunları kaydetti:

"Bu sömürü düzenine karşı direnmeyip de ne yapacağız? Bu ülkenin çeşitli kimliklerden ve inançlardan binlerce onurlu sanatçısı var. Sanatın muhalif duruşunu hakkıyla başarıyla temsil eden binlerce haysiyetli evladı var. Sadece onlar mı, direnen on milyonlar var. Ne diye moralimizi bozalım ki? Nereye baksak umut var, cesaret var. Ezilenlerin, direnenlerin görkemli dayanışması var."

“NİYETTEN BAĞIMSIZ OLARAK ORTAYA ÇIKAN SONUÇ, BAZEN CAN SIKICI OLABİLİYOR”

Demirtaş, 'baskı dönemlerinde sanatçının, aydının duruşunun çok önemli olduğunu' vurgulayarak "Halkına öncülük yapamasa bile zulmün değirmenine su taşımamalıdır kanımca. Niyetten bağımsız olarak ortaya çıkan sonuç, bazen can sıkıcı olabiliyor. Ben, sadece sitem ve eleştiri hakkımızı kullanarak düşüncelerimizi aktarıyorum" diye yazdı. Demirtaş, şöyle devam etti:

"Buradan yola çıkarak kimse Erkan Oğur gibi bir sanatçının üstünü çizemez. Ömrünü sanata adamış insanları öyle bir çırpıda silip atamazsınız. Zaten bu mümkün de değildir.

Erkan Oğur’u, biz burada duvarları yıkan sesiyle biliriz, severiz. Hep öyle olsun, onunla güzel anılarınız hep güzel kalsın isteriz. Onu dinlerken Kalın İbrahim’i değil, İnce Erkan’ı hissetmeyi tercih ederiz. Dinleyicileri olarak bu kadarına hakkımız vardır sanırım."

Kaynak: Cumhuriyet