EKONOMİ

Hükümet 2022'yi 350 milyar borç ile kapattı!

Abone Ol

Hükümet yılın 11 ayında (Ocak-Kasım) 350 milyar TL borçlandı. Yasası olmadan yapılan borç miktarı 70,5 milyar TL’yi buldu. 
Yasaya göre hükümet gelir ve gider arasındaki fark kadar borç yapabiliyor. Ancak yıl içinde borçlanma Cumhurbaşkanı’nın kararıyla yüzde 10 artırılabiliyor. 2022 yılı bütçe açığı tahmini 279,5 milyar lira olduğu için, bu miktar kadar borç yapabiliyor. Ancak hükümet yılın 11 ayında 350 milyar TL borç yaptı. Buna göre hükümet yasal dayanağı olmadan 70,5 milyar TL fazladan borç yaptı. Hükümet önce borçlanıp sonra yasasını çıkarmak için torba yasaya bir madde koydu. Bu yasaya göre borçlanma limiti 493 milyar liraya çıkarıldı. Eski Hazine Müsteşarı İktisatçı Mahfi Eğilmez'in yazısına göre benzer bir durum 2017’de de olmuş, hükümet önce borçlanmış arkasından yasasını çıkarmıştı.

Mahfi Eğilmez'in yazısının tamamı şu şekilde:

Bütçe Açığındaki Büyük Düşüş Gerçek mi İllüzyon mu?

Ocak - Kasım bütçe açığı 20,4 milyar lira oldu. Yılsonu bütçe açığı tahmini 278,3 milyar liraydı. Yılsonuna bir ay kala 20,4 milyar liralık bütçe açığı ve 272,2 milyar liralık faiz dışı fazla ilginç bir görünüm ortaya koyuyor. Şeytan ayrıntıda gizlidir diyerek ayrıntılara da bir göz atalım.


TÜİK tarafından açıklanan Ocak – Kasım enflasyonu yüzde 62,35 olduğuna göre bütçe giderleri bu dönemde enflasyonun yaklaşık 32 puan üzerinde gerçekleşmiş. Gider kalemleri içinde en ciddi artışlar mal ve hizmet alım giderleri, sermaye transferleri ve borç verme kalemlerinde görülüyor. Sermaye transferleri ve borç verme kalemleri asıl olarak KİT’lere yönelen giderler. KİT’lerin ucuz fiyatla ürün satmasını desteklemek üzere bu kalemlerden para verildiği anlaşılıyor. Adına görev zararı demeden bir çeşit görev zararı uygulaması yapıldığını söylememiz mümkün. 

Mahfieğilmez.com'daki yazıya göre Bütçe gelirleri yüzde 100’ün üzerinde artışla bütçe giderlerinden daha fazla arttığı için açığı küçültücü yönde etki yapmış görünüyor. Bütçe gelirleri arasında en ciddi artışlar kurumlar vergisi, ithalde alınan KDV ve ÖTV’de görülüyor.


Başta bankalar olmak üzere kurumların açıkladıkları kârlar bütün zamanların rekorunu kırdığına göre kurumlar vergisindeki bu artış normal görülebilir. Ne var ki eğer enflasyon muhasebesi uygulanıyor olsaydı ne bu kârlar ne de bu yükseklikte kurumlar vergisi tahsilatı olacaktı.[i] Hükümet, enflasyon muhasebesi uygulatmayarak kurum kârlarının yükselmesini ve dolayısıyla tahsil edilen kurumlar vergisinin de yükselerek bütçeyi desteklemesini sağlıyor. Kurumlar vergisi tahsilâtında bu şekilde ortaya çıkan artış bir çeşit ek vergi olarak düşünülebilir. İthalde alınan KDV’deki artış ithalat tutarlarına bakıldığında hiç de tuhaf değil. Türkiye, ithalat rekorları kırarken ithalde alınan KDV’nin de ciddi artışlar göstermesi normal.   

Borçlanma Limiti Niçin Artırılıyor?

4749 sayılı Kamu Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 5’inci maddesi yıl içinde bütçe açığı tahmini kadar net borçlanma yapılmasına izin veriyor: “Yılı bütçe kanununda belirtilen başlangıç ödenekleri toplamı ile tahmin edilen gelirler arasındaki fark miktarı kadar net borç kullanımı yapılabilir.” Aynı maddenin devamında bu limitin yüzde 10’a kadar artırılabileceği hükme bağlanıyor.[ii] 2022 yılı bütçe açığı tahmini 279,5 milyar lira olduğuna ve Temmuz ayında kabul edilen 2022 yılı Bütçe Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanunda da bu konuda bir düzenleme olmadığına göre net borçlanma limiti 279,5 milyar liradır. Bu limitin yüzde 10 artırılması imkânı bulunmaktadır. Oysa bu yıl ilk on bir ayda kadar yapılan net borçlanma tutarı 350 milyar lirayı bulmuş durumdadır (https://www.hmb.gov.tr/kamu-finansmani-istatistikleri içinde Hazine Nakit Gerçekleşmeleri tablosu.) Buna göre Cumhurbaşkanlığı Kararıyla artırma imkânını saysak bile Kasım sonu itibarıyla 70,5 milyar liralık yasa dışı bir borçlanma yapılmış durumdadır (Aralık ayında buna eklenen miktarı hesaba katmıyoruz.) Benzer bir durum 2017 yılında yaşanmış ve hükümet bu sorunu yasa dışı yetki kullanımı gerçekleştikten epeyce sonra yasa çıkararak aşmıştı.[iii] Bu kez de bu sorunu aşabilmek için hazırlanan madde torba kanuna eklenerek TBMM’ye sevk edilmiş bulunuyor. Buna göre borçlanma limiti 493 milyar liraya çıkarılacak. Bu aşamada iki tespit ve bir soru var. İlk tespit: Konuyu düzenleyen temel yasa olan 4749 Sayılı yasa borçlanmanın bütçe kanunu ile öngörülen limite ulaştığında durmasını öngörüyor. Oysa limite ulaşıldıktan sonra yasal düzenleme olmadığı halde yetkisiz borçlanma devam etmiş bulunuyor. İkinci Tespit: Borçlanmaya limitin ötesinde devam edilmesi için önce limit artırımı yapan bir yasal düzenleme yapılması sonra limitin aşılması gerekirdi. Bir başka ifadeyle bu konu, demokrasinin temel taşlarından birisi olan ‘bütçe hakkı’ açısından, önceden izin alınarak çözülmesi gereken bir sorundu. Sonradan onay (icazet) alınarak çözümlenmesi parlamentonun onay yetkisinin elinden alınması anlamına geliyor. Ve Soru: Yukarıda değindiğimiz şekilde eğer bütçe açığı gerçekten düşüyorsa borçlanma limitinin 213,5 milyar lira yükseltilmesinin anlamı nedir?

Toplum bu tür yetki dışı yaklaşımlara öylesine alıştı ki 2017’de pek çok itiraz eleştiri yöneltilen bu meseleye bu kez birkaç kişi dışında kimseden itiraz gelmiyor.

2023 BÜTÇESİ TARTIŞMALARLA MECLİS'TE KABUL EDİLDİ

TBMM Genel Kurulu'nda, 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi kabul edildi.

TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmeleri 12 günün ardından sona erdi.

Merkezi Yönetim bütçesine göre; genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerine 4 triyon 423 milyar 341 milyon 574 bin Türk Lirası, özel bütçeli idarelere 365 milyar 390 milyon 724 bin Türk Lirası, düzenleyici ve denetleyici kurumlara 19 milyar 535 milyon 347 bin Türk Lirası ödenek ayrıldı. Gelirler ise, 3 trilyon 762 milyar 439 milyon 808 bin Türk Lirası, özel bütçeli idarelerin gelirleri 37 milyar 133 milyon 891 bin Türk Lirası öz gelir, 329 milyar 737 milyon 621 bin Türk Lirası Hazine yardımı olmak üzere toplam 366 milyar 871 milyon 512 bin Türk Lirası, düzenleyici ve denetleyici kurumların gelirleri 19 milyar 102 milyon 343 bin Türk Lirası öz gelir, 433 milyon 4 bin Türk Lirası Hazine yardımı olmak üzere toplam 19 milyar 535 milyon 347 bin Türk Lirası olarak tahmin edildi.

ALTAY, CHP'YE YÖNELİK ELEŞTİRİLERE YANIT VERDİ

Genel Kurul'da, bütçe üzerinde son sözü, şahsı adına CHP Grup Başkanvekili Engin Altay aldı.

Bütçe görüşmeleri sırasındaki konuşmalarda CHP'ye yönelik eleştiriler olduğunu belirten Altay, Togg için emeği geçen herkese teşekkür ettiklerini, Togg'un Türkiye için güzel ve olumlu bir gelişme olduğunu söyledi.

Muhalefet olarak gerekli konularda iktidarı desteklediklerini kaydeden Altay, "Terörle mücadelede 6 maddelik kanun teklifi getirdiniz; 'ancak böyle çözülür' dediniz... 'Evet' demedik mi? Ticaret Kanunu, 1572 madde, 3 günde çıkmadı mı? Allah'tan korkun. İyiye iyi; kötüye kötü diyeceğiz. Savunma sanayi ile ilgili gelişmeleri de dikkatle ve olumlu bir şekilde gözlediğimizi, izlediğimizi burada 100 kere söyledik. O konuda emeği geçen herkese de teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.

"NETİCEYİ SANDIKTA ALAMAYINCA SEÇİMİ İPTAL ETTİRDİĞİNİ BİLMEYEN YOK"

Muhalefet partileri için ortada bir adaylık kavgası olmadığını aktaran Altay, "Ortada milli irade hırsızlığına teşebbüs var ama ortada bir altılı masa sendromu ve paranoyası genel olarak AK Parti'de var görünüyor. 'Cumhurbaşkanı siyaseti meydanda yapar, neticeyi sandıkta alır' dediniz. İstanbul seçimlerinde neticeyi sandıkta alamayınca yargıya tasallut ederek seçimi iptal ettirdiğini de bilmeyen yok" sözlerini sarf etti.

Altay, devletin "yasama, yürütme ve yargı" demek olduğunu ve bu üçünün birbirinden bağımsız olması gerektiğini belirterek, "Hükümet edenler kendilerini devlet zannederse devlette çürüme başlar ve devlet önce ahlakı, sonra liyakati, sonra da adaleti kaybeder. Ahlaktan, liyakatten ve adaletten mahrum bir devlet, devlet sayılmaz" dedi.

Siyasette bir "ahmaklık" tartışmasının olduğunu söyleyen Altay, "Asıl ahmaklık, rüşvetçi büyükelçi atamak, devletin itibarını yerle bir etmektir. Zifiri karanlıkta 5 yaşındaki çocukları yollara düşürmektir, Türkiye'yi döviz krizine sokup kur korumalı mevduat adı altında 200 milyar lirayı fakirden alıp zengine vermektir, uydurma teorileri ispatlamak için Merkez Bankasının kasasını boşaltıp 128 milyar doları arka kapıdan eşe dosta göndermektir." diye konuştu.

Genel Kurul'da görüşmelerin tamamlanmasının ardından 2023 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2021 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi kabul edildi.