Gazete Emek- Kuzey ve Doğu Suriye (Rojava) Demokratik Özerk Yönetimi Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı İlham Ahmed, Suriye’de tek tip yönetim şeklinin iç savaşa yol açabileceği uyarısı yaptı.

İsrail'in The Jerusalem Post gazetesinden Jonathan Spyer'a konuşan İlham Ahmed, Şam'daki cihatçı Heyet Tahrir Şam (HTŞ) yönetimi ile Rojava Özerk Yönetimi arasındaki vizyon farklarını değerlendirirken, Suriye'nin tek sistem altında birleştirilmesinin mümkün olmadığını söyledi.

'SURİYE'NİN FARKLI KESİMLERİ İÇİN KABUL EDİLEMEZ BİR SENARYO'

Rojava'nın dış ilişkiler yüzü, "Askeri ve idari olarak Suriye'de birçok bölünme var. Kuzeydoğu Suriye'de Özerk Yönetim var. Sahil kentleri kendine özgü durumlara sahip. Dürzi toplulukları kendi idarelerini ve savunma güçlerini oluşturmuş durumda. İdlib ve diğer bölgelerde de kendi idareleri mevcut" diyerek ekledi:

"Şimdi birisi çıkıp aniden tüm bu unsurları tek bir sistem altında toplar veya birleştirirse, iç savaşın yolunu açar. Bu, Suriye'nin farklı kesimleri için kabul edilemez bir senaryo olur."

'KAİDECİLERİN DEĞİŞTİĞİNE İNANMAK İÇİN HENÜZ ÇOK ERKEN'

"HTŞ'nin Suriye'de 'tek yönetici' rolünü üstlenip diğer gruplara katılım şansı vermeyeceği yönündeki endişeyi" paylaşan Ahmed, "Hepimiz HTŞ'nin geçmişini ve tarihini biliyoruz. Şu an değiştiklerini iddia ediyorlar. Ancak bu konuda bir sonuca varmak için henüz çok erken. El Kaide'den ayrıldıkları izlenimini vermeye çalışıyorlar. Dolayısıyla bekleyip görelim" ikazında bulundu.

HTŞ’nin "terör örgütleri" listesinden çıkarılmasına ve Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılmasına karşı çıkan Ahmed, "HTŞ'nin terör listesinden çıkarılması ve yaptırımların kaldırılması iki şeye yol açar. HTŞ Suriye'nin yönetimini tekeline alıp kendi sistemini kurar ve diğerleri rol vermediği gibi kendi ideolojisini de değiştirmez" dedi.

'SDG'NİN SURİYE ORDUSUNA KATILMASINA BELİRLİ KOŞULLAR ALTINDA AÇIĞIZ'

HTŞ'nin talep ettiği gibi Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) yeni Suriye ordusunun şemsiyesi altına girmesine "belirli koşullar altında açık olduklarını" söyleyen Ahmed, "SDG'nin savunma bakanlığının veya resmi Suriye ordusunun bir parçası olmasıyla ilgili sorunumuz yok, ancak bu kendi özel statüsüyle olmalı. SDG, tüm ordunun yönetimine müdahil olmalı" diye konuştu.

'KOŞULLAR ABD'NİN SURİYE'DE KALMASINI GEREKTİRİYOR'

Fırat’ın doğusundaki ABD güçlerinin Suriyeli Kürtler için güvenlik garantisi oluşturduğunu, uzlaşmaz gözüktüklerine göre HTŞ ile SDG arasında çatışma çıkması durumunda ABD’nin rolünün kritik olacağını belirten JPost muhabiri Spyer, "ABD kalacak mı" sorusunu yöneltti. Ahmed, iyimser yanıt verdi: "Yılın başında ABD’de birkaç IŞİD saldırısı yaşandı. Bizim bölgemizde de IŞİD saldırıları arttı. Türkiye kaynaklı saldırılar, IŞİD’i cesaretlendiriyor. Tüm bunlar göz önüne alındığında, ABD yönetiminin bu konudaki tutumunun net olmasını bekliyorum."

'İSRAİL İLE YAHUDİ HALKININ ROL OYNAMASI GEREKTİĞİNİ HERKES ANLAMALI'

JPost muhabirine göre yakın zamanda İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar ile telefonda görüşen Rojava dışişleri yetkilisi, İsrail'le ilişkileri değerlendirirken şunları söyledi: "Ortadoğu krizi, İsrail ile Yahudi halkı rol oynamadığı takdirde bölge için demokratik çözümün gerçekleşmeyeceğinin herkes tarafından anlaşılmasını gerektiriyor. Suriye'deki sınır bölgelerinin güvenliği için herkesin çözüme dahil olması gerekiyor ve İsrail de bunun taraflarından biri. Rolü çok önemli olacağından, şu anda İsrail ile istişarede bulunmak çok önemli."

MUHABİRE GÖRE İKİ ZIT KUTBUN UZLAŞMASI ZOR

Spyer, Ahmed ile mülakatın ardından şu izlenimlerini paylaştı:

Trump, Ürdün ve Mısır'ın Gazze'den daha fazla Filistinli sığınmacı alması gerektiğini söyledi Trump, Ürdün ve Mısır'ın Gazze'den daha fazla Filistinli sığınmacı alması gerektiğini söyledi

"Bu umutlu hissiyata rağmen, HTŞ ile Rojava/SDG'nin gündemlerinin uzun vadede nasıl uzlaştırılabileceğini öngörmek zor. HTŞ, çok açık şekilde, şeriat hukukuna göre yöneten merkezi, İslami bir rejime doğru ilerliyor. Diğeri ise kendi ademi merkeziyetçilik, kadın hakları ve laiklik vizyonunu savunuyor."

"Yanısıra SDG'nin gücü ile aldığı uluslararası desteğin bileşiminin İslamcı ve Türk saldırganlığını caydırmaya yetip yetmeyeceği veya Batı'nın Suriye sorunundan kurtulma arzusunun Kürt yönetimini yeniden çatışma veya İslamcı rejime teslim olma arasında tercih yapmaya terk edip etmeyeceği sorusu da var. Çok geçmeden öğreneceğiz."

"Bir şey güvenle söylenebilir: Ahmed ile tanıştığım SDG üssü düzenli bir orduya benziyordu. Suriye Kürtleri, şu anda sahip oldukları şeyi inşa etmek için 14 yıl harcadı ve önemli fedakarlıklarda bulundu. Bunu kolayca kabullenmeyecekler." 



 

Kaynak: Artı Gerçek