İnsanca bir yaşam en büyük zenginliktir

Abone Ol

Zamanlama olarak tarihin çok derinliklerine gitmeye gerek yok. Tarih ve yaşam  sürekli ileriye doğru hiç durmadan akıp  gidiyor. Yani bir bakıma dünya yaşlanıyor da denebilir. Ancak insanoğlunun yaşama olan
özleminde hiç bir durma, duraksama olmuyor. Çünkü  insan her zaman her şeyin en  iyisini, güzelini elde etmek istiyor. İnsan topluluklarının dünya genelinde bir bütün olarak büyük bir uğraş içerisinde oldukları bilinen bir durumdur. Yeniye, doğruya, güzeye olan özlem ve umut/lar her zaman tazeliğini koruyor. Eğer aksi  bir durum söz konusu olsaydı, insanlar yaşamı uğruna ölecek kadar sevmezlerdi. Dünya yaşlanıyor ama insanlar sürekli yeni ve güzel olana ulaşma gayreti  içerisindeler. Dünya yaşlanmasına rağmen yaşam ve zaman ileriye doğru akıp gidiyor hem de bir çok gelişime tanıklık ederek. Tarihten günümüze kadar insanlar yenilik ve gelişim adına bir çok kazanım elde ettiler. Ancak insanlar kazandıkları eğer
ve  kazanımları  maalesef  yeterince koruyamadılar.
İnsanlar kazandıkları değerleri koruyamadıklarından dolayı da bugüne kadar insanlık için yeni ve zengin
bir yaşam  yaratamadılar. Ancak çaba ve mücadele devam ediyor, edecek. Zenginlik derken, sınıflı toplum
sistemindeki bireysel zenginlik olan para, pul, şan, şöhret, şatafat ve lüks, pahalı yaşamdan söz etmiyor,
tam tersi bunu fakirlik olarak görüyoruz. Çünkü en büyük fakirliğin kirlenmiş sistem ve buna bağlı  olan
dejenere olmuş kapitalist toplumdan  söz  ediyoruz.

Yozlaşmış sınıflı toplum sistemleri, toplumun başına  çöreklenen  kırk
haramiler ve despot egemenlerin kurdukları sınıflı sistem en büyük  fakirlik olmaktadır Egemen iktidarlar, yıllarca, sürekli çağ atlamaktan ve zenginleşmekten, gelişmekten söz ediyorlar. Ama  zenginliğin nasıl
olması gerektiğinin farkında değiller.
Sınıflı sisteme göre zenginlik gökdelen dikmek, doğayı kirleten, ekolojik dengeyi bozan ve çevreye zehir saçan
her şeyi yapmaktır. Sadece kâr ve ihale amaçlı yapılan bu yatırımların  bugüne kadar halklara zerre kadar
faydası olmadı, olmadığı gibi halka zarar verdi. İnsanı bu kadar kirleten bir sistemin doğaya acımasını hiç
beklemeyelim. Hatta öyle ki bu düzende bazen aslanlar gibi pasta üzerinde  kavgaya bile tutuşuyorlar.
Aslanlar avı beraber yakalar ama çoğu kez  av üzerinde de kavga ederler. Yani mevcut düzen
partileri aslında aslında pastayı kapma partileridir. Zavallı fakir halk bu oy avcıları için her zaman avlanması 
ve yutulması kolay av olmuşlardır. Bu duruma toplumdaki örgütsüzlük ve bilinçsizlik yol açmıştır. Demek ki
sömürünün, açlığın, yoksulluğun, baskının  olduğu sistem ve yönetimler, toplumu ve insanlığı bitirip, yok etmenin
eşiğine getirdiği için zalimdirler. Bugün hem Türkiye hem de  dünyaya baktığımızda insanların gerçekten
tanınmaz halde oldukları açık bir gerçekliktir. Demek ki  insanlık adına bir yenilikten ve zenginlikten söz edemeyiz.


Çünkü insanların ürettikleri değerlerin tümü bir avuç vampirin (kırk haramilerin) elindedir. Şeytan adeta insanlığın
başına musallat  olmuş durumdadır. İnsan kendi düşmanı olmuştur. Kazanma ve sahip olma hırsı, iktidar olma zihniyeti insanı başka bir varlığa dönüştürmüş ve insan kendi doğal insan olmaktan çıkmıştır. Maddiyatın esiri olmuş bir insan tipi başka nasıl yorumlanır? İnsanın en büyük düşmanı aslında insanın içindeki hırslardır. Sahip olma hırsı kontrol altına alınmazsa kişiyi kendi zıttı haline getirir ve her türlü kötülüğe sürükler. Bütün savaşların acıların nedeni iktidar olma ve sahip oldukları olma, kazanma, başarma hırsıdır. Yani bireysel başarı ve sahip olma hırsı insanı insani erdemlerden uzaklaştırılmıştır. Başarı olacaksa toplumsal başarı olacak ve insanlığın gelişimine hizmet edecek. İnsanlığa hizmet etmeyen bir başarı, başarı değildir. Başarı insanın değerini anlamak ve insanlığın gelişimini sağlamak ve insanı yüceltmek olmalıdır. Maddiyata kurban edilen bir insan topluluğu var. Bu durumda, kimse insanlıktan ve insanca yaşamaktan söz etmesin. Paranın/kapitalin/mülkün varlığı insanı kontrol altında tuttuğu sürece herşey insan karşıtı olmaya devam edecektir. Bu açıdan, insan, yaşamak için maddiyatı kullanacak, birbirini ezmek için maddiyatın kurbanı olmayacak.


Selamlar