Gazete Emek- Türk-İş'in "Zordayız, Geçinemiyoruz" mitingi için yüz bini aşkın işçi sabahın erken saatlerinde sendika kortejleriyle öfkeleriyle, coşkularıyla, sloganlarıyla, Tandoğan Meydanına yürüyüş gerçekleştirdi. Meydana varış oldukça uzun sürerken sendika kortejleri zaman zaman birbirine karıştı. Kimi kortejler sessiz bir yürüyüş gerçekleştirirken kimileri sloganlarıyla alanı inletti.
Türk Metal üyesi işçiler daha çok vergi sorununa dikkat çeken dövizler ve pankartlar taşıdı. Üyelerle sohbetlerimizde en can yakıcı sorun olarak da vergi adaletsizliğini dile getiriyorlar. Vergi kesintileriyle eriyen ücretlerine karşılık, saatlik ücretlerine zam talep ediyorlar. Vergide adalet talebinin öne çıkma nedenini Türk Metal üyesi işçilere soruyoruz; "Aslında saat ücretlerimizin artmasını da istiyoruz ama üçüncü ayda vergi dilimine girdiğimiz için en öncelikli sorunumuz vergi. Çok kesiliyor” diyorlar. Yoğun çalışma karşısında hak ettiklerinin bu olmadığını vurgulayan işçiler şöyle konuşuyor: “Bu yüzden fabrikanın çoğunluğu bugün mitinge gelerek seslerini duyurmak istedi.”
"TALEPLER KAZANILANA KADAR EYLEMLER DEVAM ETMELİ"
Gebze’den alana gelen Türk Metal üyesi işçi kadınlar sıkıştırılmaktan bunalmış, “Kadına şiddet de son bulsun artık”, “Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınsın” diyorlar. Türk-İş’in geçtiğimiz haftalarda bir saat iş durdurma eyleminden haberleri dahi olmadığını da dile getiriyorlar.
Ankara’da otobüs fabrikası Man Türkiye işçisi kadınlar da eylemlerin son bulmaması gerektiğini vurguluyor: "Aldığımız her şey vergiye gidiyor zaten, aldığımızla geçinemiyoruz. Cebimize bir şey kalmıyor. Biz burada haykıra haykıra sesimizi duyurmak istiyoruz. Taleplerimiz kazanılana kadar bu eylemler olmalı. İşçinin gücünü görsünler.”
"FAZLA MESAİ YAPSAK ONDAN DA VERGİ KESİLİYOR"
Vergi meselesinden yakınan Türk Metal üyeleri, “Geçinebilmek için fazla mesai yapsak ondan da vergi kesiyorlar, buna artık yeter. Birinci ayda ödediğimiz ev kirasını onuncu ayda ödeyemiyoruz.” diyor
Türk Metal’in ardından mitinge yoğun katılım gösteren sendikalardan biri de Yol-İş. Ancak Yol-İş çoğu slogana destek vermiyor. Hükümete, konfederasyona ve sendikalara “yuh” çeken Harb-İş işçileriyle de aralarında gerilimler oluyor. Yol-İş üyeleri de öncelikli taleplerinin “vergide adalet” olduğunu vurguluyorlar. Bingöl İl İdaresinde çalışan işçiler, “Emeklerimizin hiçe sayılmaması için buradayız. Haklarımızı savunmak için geldik. Biz emekçiler verginin altında eziliyoruz, artık çözüm istiyoruz. Haykırdık kimse bizi dikkate almadı, bugün de bu meydanda taleplerimiz dikkate alınmazsa bir sıkıntı var demektir” diye belirtiyor.
"KAMU İŞÇİLERİNİN TEPKİLERİ ÖNE ÇIKIYOR"
Tekstil işçilerinin en yoğun olduğu sendikalardan TEKSİF, alana üye sayısına göre düşük sayı ile katılıyor. TEKSİF’in örgütlü olduğu pek çok fabrikada ücretler asgari ücretin çok az üzerindeyken işçilerin sadece vergi kesintilerine dair sloganlar atması ve dövizler taşıması dikkat çekti. Kitle de Osmanlı Mehter Marşı çalan tek kortej oluyor.
ERGÜN ATALAY YUHALANDI
Bu sırada meydana girişler de sürüyor. Daha önceki mitinglerdeki gibi yine kamu işçilerinin tepkileri öne çıkıyor asıl olarak. Harb-İş üyesi işçiler Ergün Atalay'ın anonsu yapılırken yuhalamaya başlıyor. Bu noktadan sonra çevredeki işçilerde destek veriyor ancak hemen müdahale geliyor, "Bizim attığımızdan başka slogan atmayın" diye. İşçiler tarafından bu uyarı da yuhalanıyor. İşçiler, “Bizi satanı biz de satarız" diye karşılık verirken sloganlarıyla, Harb-İş Genel Başkanı Alaattin Soydan'ı istifaya çağıran sloganlar da atıyor.
SAVUNMA SANAYİ İŞÇİSİ: EK PROTOKOL İSTİYORUZ
Mitinge İstanbul Tersanesinden katılan bir savunma sanayii işçisi, "Bizim çalıştığımız şartlarda özel sektörde çalışan işçiler iki kat daha fazla ücret alıyor. Her gün televizyonda savunma sanayisiyle övünen devlet işçisine 35 bin lirayı reva görüyor. Ek protokol istiyoruz" diyor. Başka bir işçi ise, "Geçinemiyoruz mitinglerinin üçüncüsü oldu. Ergün Atalay kürsüden bir cümleyle ‘Harb-İş üyesi işçileri görün’ diyor. Bizi zaten görüyorlar. Halimiz ortada. Türk-İş eylemlere destek olsun. İcraat yapsın" diye sesleniyor.
İŞÇİLERİN SENDİKACILARA TEPKİSİ
Ergün Atalay sahneye çıkmadan önce sık sık sahneden, “Türk-İş” övücülüğü yapılırken “Genel Başkanımız geldiğinde slogan atmayın, ses çıkarmayın” uyarısı yapılıyor işçiye. İşçilerin konfederasyona tepkisinin önünü kesme uyarılarına işçiler arasında “yuh” diye karşılık verenler oluyor. Türk-İş yönetimi Çerkezköy mitinginde karşılaşmak istemediği “istifa” ve eleştiri içeren sloganların önünü bu sefer de böyle almaya çalışıyor, ancak kamu işçilerinin Ergün Atalay konuşması sırasında “istifa” çağrılarına engel olamıyorlar.
"VAGON VAGON EMEK, LOKMA LOKMA EKMEK"
Uzun zamandır ek zam isteyen Demiryol-İş üyesi işçiler de alanda. Dövizlerinde örgütlü güce çağrı yapan vurgular yer alıyor. “Vagon vagon emek, lokma lokma ekmek”, “İşçiye gelince mi memleket zorda” gibi dövizler hazırlamışlar. Sohbet ettiğimiz Demiryol-İş üyesi işçiler seslerinin duyulmadığı noktada sadece işçi oylarından değil, üretimden gelen güçlerinden korkmaları gerektiği konusunda da uyarıyor hükümeti. İstanbul’dan bir grup Demiryol-İş üyesi işçi, “Vergide adalet, seyyanen zam, sözleşmemizin ocak ayında başlatılmasını istiyoruz. Bu sorunlar kendiliğinden çözülmeyeceği için buradayız ama yine bizi duymazlarsa, mecbur kalırsak bıçak kemiğe dayandığı için greve gideriz” diye uyarıyor.
"EMEKLİ ÜCRETİYLE GEÇİM OLMADIĞI İÇİN ÇALIŞIYORUZ"
Tarım-İş üyesi işçilerden üniversitede çapacılık yapan yaşı 58-65 yaş arasındaki kadınlar anlatıyor derdini. Artık emekli olmak istedikleri için alana geldiklerini, çalışmaya güçleri kalmadığını söylüyorlar: "Yeter artık, biz bu yaşta hala çalışıyoruz. Gücümüz bitti artık. Tek bir emekli ücretiyle geçinemediğimiz için mecburen çalışıyoruz. Yıllardır çalışıyoruz hala ev kira. Bizi mezarda emekli etmek istiyorlar.”
"İKTİDARA UYARI"
Ergün Atalay çıkıyor sahneye, ilk kez hükümete bu kadar sert uyarılarda bulunuyor. Meydanı göstererek “bu sesi duymayan gider” vurgusuyla hükümeti uyarıyor.
İşçilerin bu kadar kitlesel katıldığı bir mitingde öne çıkan sloganlar arasında da hükümete tepkiler dikkat çekiyor. “Vur vur inlesin, hükümet dinlesin”, “Gemileri yaktık, geri dönüş yok”, “Ankara duy sesimizi, bu gelen işçinin ayak sesleri”, “İşçilerin birliği sermayeyi” yenecek gibi sloganlar sık sık tekrar ediliyor.
"BAKSANA NE KADAR KALABALIĞIZ"
Mitingde dikkat çeken bir diğer nokta ise mitingin sonuna kadar işçilerin alanı boşaltmaması, gidenlerin olmamasıydı. Genelde mitinglere gelişlerin ardından bir süre sonra kitlede seyrelmeler görünür. Ancak burada işçiler sonuna kadar kaldı. Dağılırken ailelerini arayan, “Ankara’yı salladık” diye haber veriyor. Kalabalık işçiyi memnun ediyor, birbirlerine “Baksana ne kadar kalabalığız” diyerek gülüşenler oluyor. Tartışmalarla yürüyen işçiler de oluyor. Savunma işçilerinden ikisi arasında şöyle bir diyalog geçiyor, biri ötekine, “Her şey vatan için!” diyor. Öteki, “Vatan için mi bizim için mi?” diye cevap veriyor. Diğeri biraz da yükselterek sesini şöyle diyor: “Vatan biziz zaten”
Kaynak: Evrensel