Gazete Emek- Zamlar kapıda demek, içinde bulunduğumuz durumu açıklamaya yetmiyor artık... Özellikle son beş yıldır zamlar, kapılarımızın eşiğini aşıp mutfağımıza, salonumuza, çocuklarımızın odasına yerleşti. Birlik olup kov(a)mazsak, çıkmaya niyeti de yok hani! Temmuzda asgari ücrette artış yapmayan siyasi iktidar, enflasyonun hedeflenen oranda gerçekleşeceğini ve enflasyonun yükselmesinin de ücretlere gelen artıştan -sanki çok artış yapmışlar gibi- kaynaklandığını açıklayarak, ‘Sabredin, 2025’de her şey yoluna girecek’ diyerek, bizi yine yoksulluğa ve açlığa mahkum edip ucuz iş gücü olarak sermayenin önüne atıyorlar!

Orta vadeli program ve 12. kalkınma planıyla şekillenen Erdoğan-Şimşek programının işverenlere dönük yüzü; vergi muafiyetleri, teşvikler ve ileriye dönük tüm isteklerinin güvence altına alınması olarak yansırken, biz işçi ve emekçilere ise düşük ücret, işsizlik, güvencesizlik, vergi yükü ve pahalılık, yoksulluk olarak yansıyor. Siyasi iktidar sermayeye “Emredin”, işçi ve emekçilere, emeklilere, üretici köylülere “Sabredin” diyor!
MİTİNGE KATILMAK YETMEZ, ÖRGÜTLEYİCİSİ OLMALIYIZ
Asgari ücret zammının olmamasına, adaletsiz vergi sistemine, güvencesiz çalıştırmaya ve yaşam şartlarının ağırlaştırılmasına karşı, 9 Temmuz’da 3 işçi sendikaları konfederasyonu ortak açıklama yapmıştı. Açıklamada, vergide adalet, asgari ücrete acilen zam, en düşük emekli maaşı asgari ücret seviyesine çekilsin, sendikal örgütlenme önündeki engeller kaldırılmalı, taşeronlar kadroya alınmalı gibi taleplerle günümüzün en acil sorunları kamuoyuyla paylaşılmıştı. Üç konfederasyon miting ve eylem kararları alarak eylem tarihlerini açıkladı. Ancak ortak açıklama yaparak, farklı bölge ve tarihlerde eylem planı açıklamak bizleri ayrıştırma yoluna girmektedir. Üyesi olduğumuz konfederasyonun eylem planına katılmanın dışında, çalışmaya katılarak mücadeleyi örgütlemek gibi bir derdimizin olması gerekmektedir. Biz işçi ve emekçiler olarak; ayrı ayrı eylem planlarını göz ardı ederek, hangi konfederasyonun mitingi, eylemi varsa ona katılarak ve sendikalı sendikasız olarak mücadeleyi sahiplenip örgütlenmemiz gerekmektedir.

Maltepe Belediyesine grev kararı asıldı Maltepe Belediyesine grev kararı asıldı

KÖTÜ GİDİŞATIN SONUNU MÜCADELEMİZ GETİRECEK

KÖTÜ GİDİŞATIN SONUNU MÜCADELEMİZ GETİRECEK
Bu taleplerimizin acilen karşılanması yolunda tüm gücümüzle eylemlere ve mitinglere öncülük etmek, üyesi olduğumuz sendika iş yeri temsilcilikleri dahil sendika yönetimlerini göreve çağırmak ve mücadeleye katılmak en önemli adımdır. Üç konfederasyonun eylemlerinin birleştirilmesi, acil talepler etrafında daha güçlü olunması mücadelemizi büyütecektir. Hangi konfederasyon ya da sendika olursa olsun, sendikalı veya sendikasız tüm işçi ve emekçiler olarak mücadele etmemiz zorunluluktur. Bu mücadeleyi büyütmek için öncelikle fabrikadaki işçiler olarak iş yeri eylem ve miting grupları kurarak fabrikadaki tüm işçileri eylemlere katmak, mitinglerin sahiplenilmesi açısından çalışma yürütülmesi gerekmektedir. Diğer fabrikadaki işçilerle tartışmalar yürütmek ve birlikte mücadeleyi büyütmek, tüm bu kötü gidişatın sonu olacaktır.

-Sendikalı ya da sendikasız tüm işçi ve emekçiler birlikte mücadele etmeli.

-Üç konfederasyon da bahane üretmeden, ortak eylem ve mitingler örgütlemeli.

-İş yeri temsilcilikleri dahil sendika yönetimlerine kadar sorumluluğun bilinmesi.

-Her işçi fabrikalarda işçi grupları oluşturarak eylem ve mitinglerin örgütlemesine öncülük etmeli.

-26 Ağustos’ta Çerkezköy’de yapılacak olan mitinge, hangi sendikadan olursak olalım, sendikalı-sendikasız tüm işçi ve emekçiler olarak orada olmalıyız. Üreten biziz ve bu kötü gidişatı çözecek de bizleriz!
‘Sendikalar, sendikasız işçileri de eyleme katmak için çaba göstermeli’
Petrol-İş üyesi işçi

Çorlu

Mehmet Şimşek’in hazırladığı orta vadeli program, vergi paketine bakarsak patronların kârı azalmasın diye faturayı hep bize kesiyor. Her ay enflasyon altında ezilirken bizim vergiler artıyor. Ama patronlara hep vergi afları geliyor. Birçok patronun 3 yıldır vergi vermediğini okudum. Ücret artışları artık gerçekleşen enflasyona göre değil hedeflenen enflasyona göre yapılacakmış. Şimdiye kadar hangi hedefi tutturdular ki hedeflenen enflasyonu tuttursunlar. TÜİK’in durumu zaten ortada. Ne istenirse onu açıklıyor. İktidar halkına hizmet etmeye değil halkını kandırmaya çalışıyor. Daha da yoksullaştırıyor. Tek dertleri patronlar zarar etmesin. Fabrikanın diğer bölümünde işten atılma konuşuluyor. Neymiş üretim düşüşü, piyasa koşulları diyorlar. Bu piyasa sizi etkiliyor da bizi etkilemiyor mu? Daha önce kazandıklarını benimle mi paylaştın da piyasa diyorsun.

Tüm bunları durdurmanın yolu işçiler olarak mücadele etmeliyiz. Çünkü hükümetin niyeti belli. Mücadeleden başka yol kalmadı. Sendikalar da işçinin önüne geçip bu mücadeleyi başlatmalı. Türk-İş sonunda miting kararı almış. Geç bile kaldı. Ama bir miting böyle mi örgütlenir. Türk-İş miting kararı alıyor hazırlığı bırak işçinin haberi bile yok. Temsilcilere sorduğumuzda yazı gelir diyorlar. Burası devlet dairesi mi ki resmi yazı bekliyorlar. Böyle yaparak mücadele yürümez, güçlü miting örgütlenmez. Ancak dostlar alışverişte görsün olur. Şurada mitinge birkaç gün kaldı. Fabrikalarda temsilciler işçilerin katılımını sağlamak için çalışırken aynı zamanda sendikalar ilçelerde temsilciler kurulunu toplayarak havayı değiştirmeli. Bu sorun sadece sendikaların değil sendikasız işçilerin de sorunu. Hatta daha çok onların sorunu. Sendikalar bu işçileri mitinge katmak için bir çaba göstermeli. Çağrılar yapmalı. Fabrikaların önüne gidip mitinge çağırmalı. Böyle olursa işçi de inanırsa Çerkezköy yıkılır. O zaman bu miting bir başlangıç olur.


Kaynak: Evrensel