Gazete Emek - Basın açıklamasında, “Çocuk işçiliğin ancak üretenlerin yönetmesi durumunda önlenebileceğinin bilinciyle çocuk işçilik yasaklanmalıdır. Eğitime verilen bütçe artırılmalı, MESEM uygulamasına son verilmelidir” denildi.
İSİG, son dönemde artan iş cinayetlerine, çocukların çalıştırılmasına ve gençlerin güvencesiz çalıştırılmasına karşı eylem yaptı. İstanbul Kadıköy'deki Süreyya Operası önünde protestoya, çok sayıda sendika, kurum ve dernek temsilcisi de katıldı.
“Çocuk işçiliğine, gençlerin güvencesiz çalıştırılmasına, iş cinayetlerine hayır” yazılı pankart açılan eylemde, “Güvenceli gelecek istiyoruz”, “Çocuk işçilik yasaklansın” ve “MESEM’de vahşete, sömürüye son” sloganları atıldı. Eğitim-Sen, İstanbul Tabip Odası ve Depo, Liman, Tersane ve Deniz İşçileri Sendikası temsilcileri ile Emek Partisi (EMEP) İstanbul Milletvekili İskender Bayhan’ın konuşmalarının ardından ortak açıklama okundu.
Anka'nın aktardığına göre metal işçisi Nimet Erben, şunları söyledi:
“Tarım işçiliği, çocuklar için en kötü çalışma biçimleri arasında yer alır. Gezici mevsimlik tarım işçiliği ise tarım işçiliğinden de farklı olarak özellikle çocuk işçiler için pek çok sağlık riski barındırmaktadır. Tarım işçisi çocukların en önemli problemlerinden birisi de uzun çalışma saatleridir. Tarımda çalışan çocukların çalışma saatleri ortalamanın üzerinde seyretmekte ve haftalık 60 saati bulabilmektedir. İnşaat işçisi çocuklar ise genellikle ailenin diğer üyeleriyle ya da akrabalarıyla birlikte çalışmaktadır. Genel olarak kalfalık, çıraklık yapsalar da iş yükü bakımından yetişkinlerle aynı biçimde çalışmaktadırlar. Yetişkinlerden farklı olan koşulları ise sadece aldıkları ücretin daha düşük olmasıdır. Tarımın ardından en fazla çocuğun çalıştırıldığı sektör, hizmet sektörüdür. Özellikle son yıllarda kitleselleşen bir meslek olan motokuryelikte çocuklar ehliyetsiz ve iş yetiştirme baskısı altında çalıştırılmaktadır.
"Eğitime verilen bütçe artırılmalı, MESEM uygulamasına son verilmeli"
Sokakta çalışan çocuklar, genel olarak ayakkabı boyacılığı, seyyar satıcılık, araba camı silme, atık toplama gibi işlerde çalışırken bu işler genel olarak kalabalık şehir merkezlerinde ve tehlikeli ortamlardadır. Çalışma yaşı 10’un altına düşmüştür. Dengeli ve yeterli beslenmeyen, bir kısmı ise geceyi sokakta veya çöplüklerde geçiren çocukların çalışmaları haftanın 7 günü ve günlük 14 saati bulabilmektedir. Sonuç olarak Türkiye sanayisinin dünya pazarlarında, özellikle AB pazarında var olmasının yegâne yolu, ucuz iş gücü ihracıdır. Bu noktada çocuk işçilik elzemdir. Çocuk işçiliğin ancak üretenlerin yönetmesi durumunda önlenebileceğinin bilinciyle çocuk işçilik yasaklanmalıdır. Eğitime verilen bütçe artırılmalı, MESEM uygulamasına son verilmeli, mesleki öğrenim çocuk ve gençlerin gelişimine uygun bir biçimde planlanmalı ve kamusal kurallar çerçevesi içinde olmalıdır ancak bunları sistem içinde ifade etmek tek başına bir anlam ifade etmiyor. Örgütlenmek, mücadele etmek ve direnmek gerekiyor.”