Açlığına
Aşkına,
Toprağına,
Belli ki ölecek ama, gidip gelmiş öylesine
Son defa diz çöküp, parçalarını topluyor kardeşinin
Kalbinin parçaları dizlerinde
Yaşaması, sevmesi, nefes alması
Düşünmesi bile, yasaklı bu bedenler
Belki de en son, kaçakçı diye
Suçlanacağı yerde
Göğsünde; adı kimliği, milliyeti yazmıyordu ya doğarken
Evlatlık sayılır mı hiç, anne karnında büyürken
Bir İngiliz mi ki kaçaktır,
Çıktığı İrlandalı ana rahminden
Atın ölümü arpadandır da,
Katırın ki neden kaçaktan
Hiç gün görmemişlikten
Yandığı mazot gerçek değil midir,
Yiyerek ölmek varken zevkten.
Sahipsizlik midir, bu sınırsızlık
Sahi kaç paket sigaramız kaldı, yolumuz daha uzun
Yandığımız ateş gerçektir haa,
Öyle söylenmez bu uzun…
Yarılamakla olsaydı eğer mutluluk denen ucube kelime
Sınıra az kaldı kardeşim,
Az biraz daha bekle
Ya ellerin belinde,
Ya ellerin gözlerinde,
Ölmek ayıp değil, merak etme
Kim utanır ki öldüğünde
Yaptığın yaşamak içinse
Bırak son pozunu burada verme
Kim görüp çekecek ki resmini?
Kim burada
Kim nerede?
Deli gibi sınırsız yaşamak varken,
Özgürce yaşamak bizim ne haddimize