Kürt sorunu nihayetinde CHP sorunudur. CHP'nin, askerlerin kurduğu bir parti olduğu ve cumhuriyetin kurucu partisi olduğu dikkate alınırsa ne demek istediğim anlaşılmış olur. Kürt sorunu CHP'nin, Türkçülük zihniyetiyle bir ulus devlet kurmasıyla başlamış olup, günümüze kadar bu zihniyetinden bir değişiklik yaşamayan gelinmiştir. Kürtlerin ulusal varlığının inkârı sonucu ortaya çıkan isyanlar ve direnişler eşkıyalık/şakilik, terörizm ve bölücülük olarak görülmüştür. Oysaki Kürtler kimsenin ülkesini toprağını bölmediler tam tersi Kürtlern olarak ülkesi Arap Fars Türk halkının ulus devlet güçleri tarafından parçalandı ve paylaşıldı. Soykırıma uğrayanlar, kendi ülkesinde mülteci haline gelenler, dili, kimliği yasaklananlar Kürtlerdir ama Türk, Fars, Arap ulus devlet yönetimleri tarafından hain ve bölücü olarak dışlananlar yine Kürtlerdir. Kürtler demokratik cumhuriyet ve kardeşlik dedikçe zulüm ve baskı hiç eksik olmuyor. Kürtler, Kürt halkının ulusal varlıklarını kabul etmeyenlerle kardeş değiller. Kardeşlik kardeşin kimliğini, kültürünü kabul etmekle olur. Bir kardeşin başka bir kardeşinin dilini kimliğini yasakladığı görülmemiştir. Kürtlere yapılanlar kardeşlik değil düşmanlıktır ve faşizmdir. Türkiye'de, mevcut rejim partileri arasında İktidar olmaktan kaynaklı hep sorunlar olmuş ve bazen bu büyük siyasi çekişmelere yol açmış büyük kavgalar olmuştur. Ancak Kürtler söz konusu olduğunda CHP AKP MHP hepsi aynıdır ve tek bir çizgide birleşiyorlar. Son yıllarda seçimlerde, büyük şehirlerde DEM parti CHP'yi destekleme kararıyla Kürtler CHP'yi desteklediler ve CHP büyük şehirler belediyelerini alarak birinci parti konumuna geldi. Bu yenilgiyi hazmedemeyen AKP hükümeti. DEM parti belediyelerine daha önceki yıllarda olduğu gibi kayyumlar atıyorlar ve belediye başkanları hapse atılıyorlar. Bu zulme karşı gıkları bile çıkmayan, hatta bu zulme destek bile veren CHP ve kitlesi, Ekrem İmamoğlu hapse atılınca canlanmaya, sokaklara çıkmaya, demokrasi demeye başladılar. Zulmün ucu kendilerine deyince demokrasiyi hatırladılar. Kürtlerin ulusal varlıkları söz konusu olduğunda Ekrem İmamoğlu da, kendisini hapse attıranlarla aynı zihniyete sahipler, zaten aksi söz konusu olsaydı Kürt sorunu çoktan çözülmüş, Türkiye demokratik olmuş, ve Ekrem İmamoğlu da hapiste olmayacaktı. Kürtler demokrasiyi sadece kendileri için değil bütün Türkiye için istiyorlar. Kürtler seçimlere CHP belediye adaylarına neden destek verdiler? Türkiye demokratik olursa, Kürt sorunu ve Türkiye'nin bütün sorunlarının çözümü gerçekleşir diye oy ve destek verdiler. Yoksa Kürtler, Ekrem İmamoğlu belediye başkanı olsun, CHP iktidar olsun diye oy ve destek vermediler. Kürtler birilerinin ya da herhangi bir partinin oy deposu değiller. Mesele devletin sözde bekası söz konusu olduğunda Kürtler de, Aleviler de, Türkler de, emekçiler de, köylülere feda ediliyorlar. Devletin bekası denilen şey, aslında sermayenin egemenliğidir. Sokaklara çıkan CHP'nin kitlesi, demokrasinin gelişmesi için mi, yoksa bir belediye başkanının iktidarı içinmi sokaklara çıktı. Van, Tunceli ve daha nice DEM Parti belediyelerine kayyumlar atandığında CHP'nin kitlesi sokaklara çıksalardı, bugün Ekrem İmamoğlu hapiste olmayacaktı. CHP'nin derin siyaseti sadece Türkiye'deki Kürtlere değil, İran, Suriye, ve Irak'taki Kürtlerede düşmandır. Kürtler nerede yaşarsa yaşasın, Türkiye'nin Kürt halkına yönelik kronikleşmiş bir düşmanlığı var. Irak ve Suriye'nin dış güçlerin müdahalesine ve iç savaşa mahruz kalmalarının nedeni Kürt sorununun çözümsüz kalması ve demokrasinin yokluğuydu. Esad rejimi son gününe kadar bile Kürt düşmanlığı yapıyordu. Oysaki on yıl önce Kürt sorununu çözseydi bugün ülkesinde olurdu. Unutmayalım, Kürt sorununun en ağır olduğu ülke Türkiye'dir. Türkiye eğer Kürt halkına düşmanlık yapmaya devam ederse parlak bir geleceği olmaz ve iç kaosa sürüklenir. Türkiye'yi yönetenler, Kürtler bizim kardeşlerimizdir, biz Kürtleri seviyoruz, Kürtler bizim vatandaşlarımızdır deselerde içten içe Kürt düşmanıdırlar. Türkiye'de devlet, Türk kimliği içinde eriyerek Türklüğü kabul eden Kürtleri seviyor, Kürt kimliğini isteyen Kürtlere ise düşmandır. Zaten bundan sonra Kürt sorununun çözümü zorlaşıyor. Ki devlet yönetimi, Kürt sorunu diye bir sorunun varlığını bile kabul etmiyor. Varlığı kabul edilmeyen bir sorunun çözümü nasıl gelişsin? Kürt sorunu CHP'de düğümleniyor. CHP Kürt ulusal varlığını kabul etse sorunun çözümü kolaylaşır ama CHP sorunun çözümü önünde engeldir. CHP'nin aklını başına alması ve daha geç olmadan Kürt sorununun çözümünü ve Türkiye'nin demokratikleşmesini gündemine almalıdır. Bu kadar olup bitenden sonra, Kürtler bir dahaki seçimlerde, Kürtler CHP'yi desteklemezler. Demokrasiye hizmet etmeyen bir partiye neden oy ve destek versinler? Zaten normalde de, seçimler bir işe yaramıyor. DEM Parti belediyelerine sürekli kayyumlar atıyorlar ve halkın iradesi hiçe sayılıyor. DEM Parti belediyelerine kayyumlar atandığında CHP'nin kitlesi kayyum atamaları yapanlara destek veriyorlar ama sadece CHP belediyelerine kayyumlar atandığında sokaklara çıkıyorlar ve bu koşullarda bile hala Kürt düşmanlığı yapıyorlar. CHP ve kitlesi AKP'lye iktidar olma yarışına mı giriyorlar yoksa demokrasi mücadelesimi yürütüyor? Gerçekten demokrasi mücadelesi yürütselerdi DEM Parti belediyelerine kayyumlar atandığında sokaklara çıkarlardı. Çünkü demokrasiye bütün Türkiye'nin ve herkesin ihtiyacı var.