GÜNDEM

Narin Güran cinayetinde yanıt bekleyen 8 soru

Diyarbakır'da 19 gündür kayıp olan sekiz yaşındaki Narin Güran'ın bu sabah daha dün arama yapılan derenin yatağında, bir çuval içinde üzeri taş ve dalla kaplı şekilde ölü bulunması, birçok soru işaretini ve çelişkiyi de beraberinde getirdi.

Abone Ol

Gazete Emek- Diyarbakır'da 21 Ağustos'ta Kuran kursundan çıktıktan sonra 'kaybolan' sekiz yaşındaki Narin Güran'ın, daha önce en az üç kez ayrıntılı arama yapılan Eğertutmaz Deresi'nin kenarında, üzeri taş ve dallarla kapatılmış bir çuval içinde, son görüldüğü kıyafetlerle ölü bulunması çok sayıda soru işareti yarattı. Narin Güran'ın ailesinin evine 3, olayın yaşandığı Tavşantepe Köyü'ne sadece 1.5 kilometre mesafedeki derede, bir ihbar üzerine başlatılan yeni arama çerçevesinde bulunmasıyla gözler, aileye, köye ve var olduğu belirtilen bir gizli tanığa çevrildi.

İşte Narin Güran soruşturmasında yanıt bekleyen sorular:

1- İHBAR KİMDEN GELDİ, GİZLİ TANIK MI YÖNLENDİRDİ?

Ekipler, daha önce teknolojik imkanlarla da en az üç kez aranmış olan derenin kenarında, dün geldiği belirtilen bir ihbar üzerine yeniden arama çalışması başlatmıştı. Narin Güran'ın bu sabah bulunmasının önünü açan ihbarın, kimden geldiği bilinmiyor. Dosyayı yayın yasağına rağmen yakından takip etmeye çalışan gazetecilerse, amcası S.G.'nin geçen hafta tutuklanmasından sonra Diyarbakır Adliyesi'ne bir 'gizli tanığın' geldiği bilgisini aktarıyor. Ancak gizli tanığın ifadesinde ne anlattığı bilinmiyor.

2- DAHA ÖNCEDEN ARANAN DERENİN YATAĞINA NE ZAMAN ATILDI?

Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, Güran'ın bulunması sonrası yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

"8 Eylül 2024 Pazar günü, mahallenin yakınından geçen Eğertutmaz Deresi'nde yapılan aramada kayıp çocuk Narin Güran kıyafetleriyle birlikte dere kenarında çuval içerisinde üzeri taşla gizlenmiş vaziyette 08.45 sıralarında ölü bulunmuştur. İlk bulgulara göre Güran'ın öldürüldükten sonra bir çuvalın içine konup dere kenarına getirildiği, burada derenin kenarında suyun içine yerleştirildiği, üzerinin ağaç dalları ve taşlarla doğal görüntü verilerek kapatıldığı anlaşılmıştır. Yeniden arama çalışması kapsamında bu bölge yeniden aranmış ve ekiplerce kayıp kızımızın cenazesine ulaşılmıştır."

ARTI TV

Narin Güran cinayetinde yanıt bekleyen 8 soru

Yayınlanma: 08 Eylül 2024 Pazar 13:01

  

Diyarbakır'da 19 gündür kayıp olan sekiz yaşındaki Narin Güran'ın bu sabah daha dün arama yapılan derenin yatağında, bir çuval içinde üzeri taş ve dalla kaplı şekilde ölü bulunması, birçok soru işaretini ve çelişkiyi de beraberinde getirdi.

Artı Gerçek - Diyarbakır'da 21 Ağustos'ta Kuran kursundan çıktıktan sonra 'kaybolan' sekiz yaşındaki Narin Güran'ın, daha önce en az üç kez ayrıntılı arama yapılan Eğertutmaz Deresi'nin kenarında, üzeri taş ve dallarla kapatılmış bir çuval içinde, son görüldüğü kıyafetlerle ölü bulunması çok sayıda soru işareti yarattı. Narin Güran'ın ailesinin evine 3, olayın yaşandığı Tavşantepe Köyü'ne sadece 1.5 kilometre mesafedeki derede, bir ihbar üzerine başlatılan yeni arama çerçevesinde bulunmasıyla gözler, aileye, köye ve var olduğu belirtilen bir gizli tanığa çevrildi.

Play Video

İşte Narin Güran soruşturmasında yanıt bekleyen sorular:

1- İHBAR KİMDEN GELDİ, GİZLİ TANIK MI YÖNLENDİRDİ?

Ekipler, daha önce teknolojik imkanlarla da en az üç kez aranmış olan derenin kenarında, dün geldiği belirtilen bir ihbar üzerine yeniden arama çalışması başlatmıştı. Narin Güran'ın bu sabah bulunmasının önünü açan ihbarın, kimden geldiği bilinmiyor. Dosyayı yayın yasağına rağmen yakından takip etmeye çalışan gazetecilerse, amcası S.G.'nin geçen hafta tutuklanmasından sonra Diyarbakır Adliyesi'ne bir 'gizli tanığın' geldiği bilgisini aktarıyor. Ancak gizli tanığın ifadesinde ne anlattığı bilinmiyor.

2- DAHA ÖNCEDEN ARANAN DERENİN YATAĞINA NE ZAMAN ATILDI?

Diyarbakır Valisi Murat Zorluoğlu, Güran'ın bulunması sonrası yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

"8 Eylül 2024 Pazar günü, mahallenin yakınından geçen Eğertutmaz Deresi'nde yapılan aramada kayıp çocuk Narin Güran kıyafetleriyle birlikte dere kenarında çuval içerisinde üzeri taşla gizlenmiş vaziyette 08.45 sıralarında ölü bulunmuştur. İlk bulgulara göre Güran'ın öldürüldükten sonra bir çuvalın içine konup dere kenarına getirildiği, burada derenin kenarında suyun içine yerleştirildiği, üzerinin ağaç dalları ve taşlarla doğal görüntü verilerek kapatıldığı anlaşılmıştır. Yeniden arama çalışması kapsamında bu bölge yeniden aranmış ve ekiplerce kayıp kızımızın cenazesine ulaşılmıştır."

Ancak söz konusu noktada, en son dün olmak üzere daha önce çok sayıda köpek ve su altı arama cihazlarıyla çalışma yapılmış ve herhangi bir bulguya rastlanmamıştı. Dolayısıyla, Narin Güran'ın dere yatağına ne zaman atıldığı meselesi de bir soru işaretine dönüştü.

Bu sorunun otopsiden sonra netleşmesi beklenirken, Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren ise "Suda kalmış, maalesef deforme olmuş. Dere yatağına bulunmayacak bir şekilde saklanmış. Savcılığa verilen bilgi bu yönde" dedi.

3- ABİSİNİN KOLUNDAKİ ISIRIK İZİ KİME AİT?

Narin Güran soruşturmasında dönüm noktası olacağı düşünülen gelişmelerden biri de, abisi E.G.'nin kolunda tespit edilen ısırık izlerine ilişkin incelemeydi. Ancak izlerden birinin E.G.'nin kendisine ait olduğu tespit edilmiş, diğerinin kaynağı ise Narin Güran'ın kayıp olmasına rağmen netleşmemişti. İktidara yakın gazetelerde Narin Güran'ın önceki diş ve çene röntgenleri üzerinden bir karşılaştırma yapıldığına ve izlerin çocuğa ait olmadığına dair haberler yayımlansa da, bu konuda da resmi bir açıklama gelmedi.

Sonradan tutuklanacak olan ve aynı zamanda Tavşantepe muhtarlığını da yürüten amca S.G., Narin Güran'ın ağabeyinin psikolojik sorunları olduğunu ve kendisini ısırdığını savundu. Bu süreçte gözaltına alınan E.G. de savcılık talimatı ile serbest kaldı.

4- 'KAYIP' DAKİKALARDA NE YAŞANDI?

Narin Güran'ın kaybolmadan önceki son görüntülerinde, 21 Ağustos'ta Kuran kursundan çıktıktan sonra saat 15.15'te dört arkadaşıyla yürüdüğü ve onlardan ayrılarak tepe yolundan evine doğru yöneldiği görülüyordu. Aile, 15.15'te evine doğru gittiği görüntülerle kanıtlanan Narin için "Eve girmedi" demişti. Amcası ise 17.40'ta kendilerine gelip kuzenlerini sorduğunu söylemişti. Aradaki 2.5 saatlik boşlukta Narin’in ne yaptığı bilinmiyor.

Bölgede gazetecilik yapan Ferit Demir, “Narin'in evinin yakınında amcalarının ve diğer köylülerin evleri var. Narin oralardaysa birilerinin görmemesi imkansız bir durum. Narin'in kaybolduğu günün akşamı en son köyden 16 yaşlarında bir genç jandarma ifadesinde Narin'i köyün içindeki çeşmenin yanında gördüğünü söylüyor. Gördüğü saat 18.40 civarları” bilgilerini aktarmıştı.

Güran'ın öldürüldüğünün ortaya çıkmasıyla, bu saat aralığında nerede olduğu sorusu yeniden gündemde.

5- AMCA NEYİ SAKLIYOR, ARABASINDA BULUNDUĞU BELİRTİLEN DNA ÖRNEKLERİ NEDİR?

Soruşturmada şu an tek bir tutuklu bulunuyor. O kişi de, aynı zamanda köyün muhtarı da olan amca S.G. Amca S.G., Narin'in kaybolmasından hemen sonra basına açıklamalarda bulunmuş, abi E.G.'yi de savunmuştu. Geçen hafta ise Narin'in kaybolması sonrası köyden arabasıyla hızla ayrıldığı ortaya çıktı; arabasında Narin'in DNA örneği bulundu. Bu örneklerin, idrar, kan ve kusmuk olduğu iddia edildi. Salim Güran 2 Eylül'de, ‘kasten öldürme’ ve ‘kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma’ suçlamalarıyla ‘tedbiren’ tutuklandı.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç da, "Adli Tıp’ın birtakım tespitleri var. DNA tespitleri var. Annesi ve babasından kan örnekleri alındı. Ve o araçta, amcasının aracındaki DNA’nın uyuştuğu görüldü. Bu yönde bir rapor var ve bu kuvvetli bir şüphe. Bu şüphe nedeniyle de bugün sulh ceza hakimliği bir tutuklama kararı verdi" dedi.

Ancak söz konusu DNA örneklerinin araca nasıl ve ne zaman bulaştığına dair resmi bir açıklama yapılmadı.

Murat Çınar Çatalca isimli bir benzin istasyonu çalışanı da, Salim Güran’ın sosyal medya hesabındaki bir gönderinin altına şu iddiayı yazdı:

“HTS kayıtlarında Salim Güran’ın Narin Güran’ın annesi ile hem mesajları, hem de arama kayıtları var. Salim Güran Narin kaybolduktan 15-20 dakika sonra kendi aracıyla hızla köyden çıktı, yakıtını da almıyor, petrole giriyor ve yalnızca ıslak mendil alıyor. Bu muhtar Narin’in erkek kardeşi ile de görüşüyordu.

Olay günü Narin ya baygın ya da Salim elleriyle boğmuş vaziyette yatıyor ön koltukta ve üstünde koyu kahve renginde bir battaniye vardı. Salim Güran olaydan iki saat sonra köye karanlıkta dönüyor bu sefer sanki hiçbir şeyden habersiz gibi davranıp ne olmuş Narin’e diye ağlamış."

Amcaya dair bu iddialar ve Narin Güran'ın güvenlik kameralarında arkadaşları ile en son görüldüğü saat olan 18.47 ile amcanın köyden ayrıldığı 18.59 arasındaki 12 dakikada neler yaşandığı da henüz bilinmiyor.

6- TERLİKLER KİME AİT?

Narin'in kaybolmasından sadece bir gün sonra, 22 Ağustos günü, Güran ailesinin evine 3 kilometre mesafede gece saatlerinde yol kenarında bir çocuk terliği bulundu. Arama ekipleri, 28 Ağustos'ta da Eğertutmaz Deresi’nde pembe bir terlik daha buldu.

Anne baba ise başta ilk terliğin Narin'e ait olduğunu söyledi, daha sonra ifade değiştirerek numarasının Narin'inkinden farklı olduğunu belirttiler. Terlik incelenmek üzere jandarma tarafından laboratuvara götürüldü. Aile, kızlarının cesedinin bulunduğu dereden çıkarılan ikinci terliğin de Narin Güran'a ait olmadığı yönünde ifade verdi. Terlikler üzerindeki kriminal incelemeler hakkında henüz resmi açıklama yapılmadı.

7- AİLE KÖYE BASKI MI YAPTI?

Narin Güran'ın kaybolduğu 21 Ağustos'tan bu yana dikkat çeken bir konu da, 'köyde kimsenin konuşmaması' oldu. Güran ailesinin "güçlü ve etkili" olduğu belirtilirken, arama sürecinde Tavşantepe'ye giden siyasetçi, gazeteci ve hukukçular, nüfusunun büyük çoğunluğu akraba olan köyde yaşayanların adeta 'sessizlik yemini' ettiğinden söz etmişti. Bazı gazeteciler, kendilerinden açıkça rahatsızlık duyulduğunu da aktarmıştı. Güran'ın 19 gün sonra, köye sadece 1.5 kilometre mesafede bulunması sonrası, ailenin köye 'suskunluk' için baskı yaptığı iddiaları da yeniden gündeme geldi.

8- BAKANLAR AİLEYE NİÇİN BAŞSAĞLIĞI DİLEMEDİ?

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un, Narin Güran'ın ölü bulunması sonrasında yaptıkları paylaşımlarda, aileye ve çocuğun yakınlarına başsağlığı dilememesi dikkat çekti.



 

Kaynak: Artı Gerçek