Geçtiğimiz hafta sonu CHP kongresindeydim. Kemal Kılıçdaroğlu'nun seçildiği ilk kongrede de Ankara'daydım ve yakından takip etmiştim. Kılıçdaroğlu ilk kongrede delegelerin hepsinin oylarını alarak gelmişti. Bu son kongrede ise hayal kırıklığı ile gitti. Yerine Özgür Özel geldi. Özgür Özel, uzun yıllardır Kılıçdaroğlu'nun en yakınında çalışan isimlerden biriydi.
Kılıçdaroğlu hiçbir zaman Özel'den vazgeçmedi. Ankara'daki kongrede Kılıçdaroğlu ve Özel-İmamoğlu taraftarları ayrı ayrı taraflarda oturuyordu.
Kılıçdaroğlu ilk konuşmayı yaptığında salonda çok yoğun bir alkış aldı. Özellikle 'hançer' sözleri çok dikkat çekiciydi. Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından hemen sonra oylama yapılsaydı bence Kılıçdaroğlu kazanırdı. Çünkü salonda bulunan delegelerin çoğunun kafası karışıktı.
O gün yaşanacaklar onların kararını etkileyecekti ve öyle oldu. Özgür Özel'in konuşması, İmamoğlu'nun söz verdiği konuşmacıların Kılıçdaroğlu'na yönelik ifadeleri giderek ibrenin Özel'e doğru döndüğünü gördüm. 14-28 Mayıs seçimlerinin hayal kırıklığı salonda çok net hissediliyordu.
Ama en çok hissetiğim korkunç bir karmaşanın olduğuydu. Salonda güvenlik önlemleri çok zayıftı. Herkes her alana çok rahat geçebiliyordu. Kimse burada nizamı sağlayamadı. Bir de CHP'nin ittifak kurduğu birçok siyasi parti vardı.
O partilerden kimlerin genel kurula geldiği de belirtilmedi. Ben kimseyi görmedim. Kongreden birkaç gün sonra Kılıçdaroğlu'nun neden çekilmediğine ilişkin de dikkat çeken görüntüler ve bilgiler paylaşıldı. Bu birkaç günde yaşananlar bile Kılıçdaroğlu'nun nasıl yıllarca çok beceriksiz ve art niyetli bir danışman grubuyla çalıştığını gösteriyor.
Kılıçdaroğlu, adalet yürüyüşünden itibaren Türkiye siyasetine çok ciddi bir kalite kattı. Çok önemli ittifaklar yaptı. 2019 seçimlerinde çok büyük bir başarının altına imza attı. Ama son seçimlerde çok fazla yıpratıldı ve çok yalnız kaldı. İçeriden dışarıdan üzerine hançerler yağdı. Akşener o masadan kalkıp tekrar oturmasaydı her şeye rağmen yine seçimi kazanabilirdi.
CHP kurmayları çok bakanlıklar peşine düşmekten çalışmadı ve Kılıçdaroğlu'nu çok yalnız bıraktı. Türkiye siyasi tarihinin en kritik dönemecinde yine kazanan Erdoğan ve AKP oldu. Şimdi asıl soru bundan sonra ne olacağına ilişkin olur.
BUNDAN SONRA ÖZGÜR ÖZEL'İ NELER BEKLİYOR?
Özgür Özel nasıl bir ekip kuracak?
Birinci sorudan başlayalım. Özgür Özel, ekibini "Kardeşlik ilişkimiz var" dediği Ekrem İmamoğlu ile birlikte kuracak. Değişim sürecinin öncülerinden oluşan bir ekip olacak. Ali Mahir Başarır, Gökçe Gökçen gibi isimler olacak. Önceki döneme göre daha genç isimlerden oluşması gerekiyor. Yoksa değişim söylemi boşa çıkmış olacak. Kurulacak ekipten bütün hançerlerin alınması gerekiyor. Hedefledikleri makamlara ulaşamayanlardan uzak durulması gerekiyor. Kılıçdaroğlu bu konudan çok çekti. Çünkü CHP'de herkesin genel başkan olma hayali var. Herkes bu hayale bir an önce ulaşmak istiyor. CHP'de herkes MYK'da, PM'de yer almak istiyor, herkes milletvekili ve belediye başkanı olmak istiyor. Özgür Özel herkesin kısa vadedeki bu hayallerine kavuşmasını sağlayamayacağı için daha dikkatli bir kadro oluşturması gerekir ki her seferinde arkasında dönüp bakmasın.
Özgür Özel, CHP içerisindeki birliği nasıl sağlayacak?
CHP içerisinde tarihten bugüne hiçkimse birliği sağlayamadı. Özgür Özel'in de bunu başarması çok zordur. CHP içerisinde çıkmış çok sayıda parti var. CHP'de neredeyse her kızan gidip başka bir parti kuruyor. Bunlar içerisinde bir tek belki de Ecevit başarılı oldu. Diğerlerinin hepsi silik kaldı. Özgür Özel, seçim sonrası "geçmiş geçmişte kaldı" dese de öyle olmayacaktır. Diğer gruplar Özel'in ilk yalpalanmasını bekleyecektir. Özel'in ayağı ilk takıldığında hançerler yine havada uçuşur.
Özgür Özel nasıl bir değişim planlıyor?
Değişimciler ilk yola çıktıklarında en çok vurguladıkları, "CHP özüne dönecektir, CHP Atatürk'ün partisi olacaktır tekrar, CHP çok sağa kaydı tekrar sola yönünü dönecektir" konularıydı. CHP'nin özüne dönmekten anladığı eğer eski katı kemalist yapı ise şimdiden geçmiş olsun. Çünkü Kılıçdaroğlu öncesi CHP'nin MHP'den çok fazla bir farkı yoktu. Önder Sav'lar, Birgül Ayman Güler'ler falanlar filanlar... Gizliden gizliye yapılan "CHP'yi Alevi kadrolara teslim etti" yorumları da çok içi boş söylemlerdi. Bundan sonra eğer Alevilere Kürtlere yönelik bir tavır alınacaksa o zaman CHP yine katı Kemalist dar bir alana sıkışıp kalır. CHP'nin sağa kaymasından anlaşılan yapılan transferler ve ittifaklar ise kusura bakmasın ama Özel de bunlara mecbur kalacak. Çünkü mevcut cumhurbaşkanlığı sistemi bunu mecbur kılıyor. Türkiye'nin büyük bir kesimi de sağ politikaları benimsiyor. İster istemez Özel de bu kitlelerin oylarını almak için söylemlerini değiştirecektir yoksa oyları yüzde 25'in üzerine çıkamaz. Yoksa eğer gerçekten sağcıların oylarına ihtiyaç olmasaydı en solcu isim Kılıçdaroğlu olurdu. Kılıçdaroğlu da sağcıların kara kaşına gözüne hayran olduğu için bu paradigmaları hayata geçirmedi. O da sağ-muhafazakar-milliyetçiliğin Türkiye'de nasıl yükseldiğini görüyordu ve mecburen böyle bir politika uygulamak zorunda kaldı.
Özgür Özel'in HEDEP ve Kürtlerle ilişkisi nasıl olacak?
Kılıçdaroğlu, Demirtaş'a selam verip gitti, Özel, Demirtaş ve Selçuk Mızraklı'ya selam verip geldi. Bu söylemdeki tek fark Özel'in yerine kayyum atanmış ve cezaevine konulan Selçuk Mızraklı'ya da selam vermesiydi. Hem Kılıçdaroğlu hem Özel'in Kürtlerin oylarının ne kadar kıymetli olduğunun farkında. Kılıçdaroğlu seçimin ikinci turuna kadar Kürt siyasal hareketinin temsilcileriyle iyi ilişkiler geliştirdi. Kılıçdaroğlu'nun Kürtler açısından en çok eleştirilen yönleri, dokunulmazlıklara evet demesi ve kayyum atamalarına yeterli ses çıkarmamasıydı. Ama o zaman Özgür Özel de Kılıçdaroğlu'nun en yakın kurmayıydı ve o da çok fazla ses çıkarmıyordu. Özgür Özel yerel seçimlerde başarılı olmak istiyorsa HEDEP ile çok iyi ilişkiler geliştirmesi gerekiyor. Bu ilişkiyi geliştirirken AKP, MHP hatta İYİ Parti'nin hedefinde olacağını da bilmesi gerekiyor. Zaten AKP-MHP cephesinden ilk değerlendirme Özel'in Demirtaş'ı selamlaması üzerine oldu. AKP için farketmiyor, Kılıçdaroğlu için yapılan manipülasyonların hepsi Özel için de yapılır. Belki sadece mezhepsel bir hedef alma olmayacaktır ama onun yerine de bir sürü şey konulur. AKP'nin propaganda ekibi çok sağlam. HEDEP'in yerel seçimlerde nasıl bir tavır ortaya koyacağı önemlidir. HDP'nin 14 Mayıs seçimlerinde şartsız bir şekilde Kılıçdaroğlu'nu desteklemesi seçmeni açısından çok ciddi bir kırılma yarattı. Tekrar seçmeninin canlandırması için mutlaka kendi adayları ile seçime girmesi gerekiyor. Yoksa HDP seçmeni emanetten oy verdiği kişilere bir yerden sonra artık oy vermeye başlar ve HEDEP'e geri dönmeyebilir. Ama HEDEP'in resmi pazarlıklarla yapacağı işbirlikleri tabiki seçmeni nezdinde de çok yadırganmaz. Özgür Özel ile İmamoğlu istedikleri kadar değişim desinler Kürtlerin oyları olmadan hiçbir başarı elde edemezler. 2019'da Kürtler sayesinde kazandıkları bütün belediyeleri de kaybederler.
Özgür Özel'in eski ittifak ortakları olan siyasal islamcı partilerle ilişkisi nasıl olacak?
Özgür Özel'in İYİ Parti ve Akşener ile olan ilişkisinin sağlam temellere oturması imkansızdır. Çünkü İYİ Parti henüz gerçek anlamda bir parti olamadı. Akşener'in liderliğini İYİ Partide kabul etmeyenlerin oranı çok fazla. İYİ Parti'nin kemik bir oyu da yok. İYİ Parti yerel seçimlere kendi adaylarıyla çıkarsa muhtemelen tek bir belediye başkanı bile kazanamaz. Bu da İYİ Parti'nin bitmesi anlamına gelir. Dolayısıyla MHP içerisinde bir kadro İYİ Parti'nin kendi adaylarıyla girmesi için yoğun çalışıyor. Çünkü İYİ Parti'nin dağılması demek MHP'nin daha da güçlenmesi demek. Çünkü İYİ Parti'den dağılacak isimlerin çoğu MHP ve AKP'ye gider tekrar. Seçmenin de büyük bölümü oraya gider. Akşener, ittifaksız seçime girerse intihar saldırısı yapmış olur. Özel'in yapacağı en iyi şey İYİ Parti'nin kendilerine gelmesini beklemek olur. Diğer 6'lı masa ortakları DEVA, Saadet, Gelecek ve Demokrat Parti'nin de ciddi bir seçmeni yok. Kılıçdaroğlu'nun bu partilerle ittifak kurması sağ seçmendeki ürkekliği azaltmak içindi. Eğer Özel bu partilerle ittifak kurmazsa tamamen sol bir bloğa itilmiş olur. Türkiye'de en kapsamlı sol bloğun bile yüzde 40'tan fazla oyu yoktur. Hiç kendimizi kandırmayalım. Sağ ve milliyetçi görüş Türkiye'de çok egemendir. Milliyetçilik bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de çok arttı. Sadece MHP ile İYİ Parti son seçimde yüzde 20 oy aldı. Türkiye tarihinde kaç defa milliyetçi parti bu kadar yüksek oy aldı? Bu durum da ister istemez Özel'i de milliyetçi söylemlere itecektir.
Özgür Özel'in yerel seçimde aday tercihleri nasıl olacak?
Özgür Özel yerel seçimlerde Kılıçdaroğlu'na yakın isimlerin çoğunu muhtemelen aday göstermeyecektir. Bunların içinde İzmir ve Adana da var. Bu durumda Özel'e karşı yerelde yeni bir muhalif cephe kurulacaktır. Çünkü Tunç Soyer ve Zeydan Karalar gibi isimlerin yerelde karşılığı vardır. Muhtemelen adayları Ekrem İmamoğlu ile birlikte seçeceklerdir. İstanbul'daki ilçelerde İmamoğlu'nun çok gerginlik yaşadığı isimler vardı. İmamoğlu bu ekiplerin hepsini silecektir. Özel ve İmamoğlu aday tercih ederken hem HEDEP seçmenlerini hem de İYİ Parti seçmenlerini dikkate almak zorundadır. Çünkü HEDEP'e rağmen tercih edilecek bir adayın kazanma şansı yoktur. Örneğin Ankara'da Yavaş'ta ısrar edilirse şimdiden geçmiş olsun. İmamoğlu ve Özel'e kongrede şartlı destek veren çok sayıda kişi vardır. Bunların da yerel seçimde beklentileri var.
Bunların beklentilerini karşılayacak tercihler olmasa kavgalar çıkar. Özel'in ilk sınavı yerel seçimler olacak. Kılıçdarolu'na yönelik en fazla yapılan eleştiri çok seçim kaybetmesi üzerineydi. Özel, Ankara, İstanbul gibi büyükşehirleri kaybederse ne olacak? Özel istifa edecek mi yoksa 2028'e kadar sadece İzmir'i kazanmış bir genel başkan olarak mı devam edecek? Bence bu sınav çok hayati bir sınav. Bu sınavı geçemezlerse İmamoğlu ve Özel'i de artık koca bir muhalefet bekliyor olacak. Parti içi muhalefet olağanüstü kongre için yoğun bir baskıya başlayacaktır.