GÜNDEM

Özgür Özel: Türkiye'nin en büyük direnişini başlatacağım

Abone Ol

Gazete Emek- CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 31 Mart yerel seçimlerinde partisinin kazandığı belediyelere teşekkür ziyaretlerini sürdürüyor. Dün akşam saatlerinde Malatya’ya gelen Özel’in ilk durağı partisinin Yazıhan İlçe Başkanlığı oldu. Özel, Yazıhan Belediyesi'nde önünde halka hitap etti.

Kayısı üreticilerinin sorunlarını gündeme taşıyan Özel, 30 Haziran'da Kocaeli'nde 'Geçinemiyoruz Mitingi' yapacaklarını duyurdu. 
Bakan Mehmet Şimşek ile yapılacak görüşmeye ilişkin de konuşan Özel, "Pazartesi soracağız Mehmet Şimşek'e, önceliğin vatandaş mı, yandaş mı" dedi.

Kayseri Pınarbaşı'ndaki saldırıya ilişkin ise Özel "acizlik" açıklamasını tekrarladı.

Özgür Özel'in açıklamalarından başlıklar şöyle:

"Kazanılan belediyeler kadar kazanılamayanlara da bakmak lazım. Bu şu demek; CHP artık üzerindeki cam tavanı aşmıştır. Malatya'da Veli Ağbaba ile yüzde 39 oy aldık. Artık Malatya iyi gün dostunu, kötü gün dostunu görmüştür. Kazanacağımızı gördük. Ulaş Karasu bana dedi ki; 'Bir dahaki sefere de alacak bir büyükşehir kalsın, Malatya'yı da bir dahaki sefere alırız' dedi.

Bu seçimlerde Yazıhan'ı kazanma ihtimaliniz yok dediler ama biz adayımızı Veli Ağbaba'dan dinledik. 'Abdulvahap Göçer bu işi halleder' dediler. Şahmurat Başkanı ve Abdulvahap Başkanı hepinizi birden birbirine emanet ediyorum.

İLK SEÇİMDE İKTİDAR OLACAĞIZ:
Bu partide bundan sonra bir yol yürüyüşü var. Abdulvahap Göçer'in cebinde bir anahtar var. Bir dahaki seçimde iktidar olacak anahtar Başkanın cebindedir. El ele omuz omuza hep beraber çalışıp Atatürk'ün partisini ilk seçimlerde iktidar yapacağız. 

Malatya'da sadece İsmet İnönü'yü anmak olmaz. Turgut Özal'ı da anmak lazım. 1980 darbesinden sonra askerler millete istikamet dayatırken devleti karşısında bulmasına rağmen 4 eğilimi birleştirerek girdiği mücadelede başarılar kazandı. Çok farklı düşündüğümüz noktalar vardı ama Malatya'nın evladı Turgut Özal'a da Allah'tan rahmet diliyoruz.

ORMAN YANGINLARI: Dün Diyarbakır-Mardin arasında çıkan yangınlarda ölen 12 evladımız var. Türkiye'nin her yerinde orman yangınları sürüyor. Bu meseleye artık TBMM'nin el koyması gerekir. Bunun için çalışacağız.

KAYISININ HAKKINI SAVUNACAĞIZ: Kayısının memleketi Malatya'da üreticiye bir dokunup bin ah işitiyorsun. Kuru kayısı üreticide 140 TL, pazarda 300, markette 370 lira. Geçen sene bahçede kuru kayısı 100 liraydı. 1 senede mazot, gübre, işçilik ikiye katladı fiyat sadece yüzde 40 artmış. Marketteki fiyat ikiye katlıyor ama buradaki fiyat yüzde 40. Üzümde de, fındıkta da, kayısıda da böyle. Kayısının hakkını aramak için ne gerekiyorsa onu yapacağız.
HEM EVİ YAPMAYACAKSIN HEM DE KİRAYI UNUTACAKSIN: Malatya’da yüz kişiden 93’ü sokakta. On aileden dokuzu ya çadırda ya da konteynerde ya da barınamadı gurbette gitti. Ama seçim için oy isteyenler vaat ettikleri evlerin bir buçuk yılda yüzde 6’sını yaptılar. Barınma sorunu en büyük sorun ama sorunun en önemli kısmı belirsizlik. Büyük bir belirsizlik, büyük bir haksızlık var. Bu ay son kez kira yardımı yapıyorlar. 'Arttırın, yeniden uzatın' dedik. ‘Ekonomi kötü, para bulamayız, kira yardımı bitti’ diyorlar.

Eğer bu 10 ildeki söz verip de açıkta bıraktığınız 650 bin konut, milyonlarca kişiyi kira yardımsız bırakırsanız, size buradan söz veriyorum, eğer mücadele etmek isterlerse, Türkiye’nin en büyük direnişini bu kira yardımı için başlatacağım. Hem evi yapmayacaksın, hem de kirayı unutacaksın. Milleti çadırlarda, konteynerlerde yıllarca bırakacaksın. Öyle yağma yok. Sana depremzedeyi ezdirmeyiz.

MEHMET ŞİMŞEK'İN ÖNCELİĞİ VATANDAŞ MI MÜTEAHHİT Mİ?: Önümüzdeki pazartesi Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız, Mehmet Şimşek’e gidip parayı nereden bulabileceklerini gösterecek. 22 yıllık AKP iktidarının yükünü sırtlanacak halimiz yok. Yanlışına doğru diyecek halimiz yok. Onların hatasını düzeltmek için onlara yanaşacak halimiz yok. Doğrusunu biliyoruz. Biz zenginlerin, para kazananların yüksek vergi vereceği, az kazananın az vergi vereceğini, hiç para kazanmayanın hiç vergi vermeyeceği bir sistemi savunuyoruz. Onlar yüz liralık verginin 65 lirasını emeklilikten, sudan, doğal gazdan, sudan, sütten, bebek bezinden alarak maalesef garibandan topluyorlar. Mehmet Şimşek, senin önceliğin vatandaş mı yandaş mı? Sen müteahhitten yana mısın, Yazıhanlı kayısı üreticisinden yana mısın?

'GEÇİNEMİYORUZ MİTİNGİ'NE DAVET: Siyaset, sokağın sesini dinleme işidir. Artık sokakta ses yok, çığlık var. İnsanlar ‘geçinemiyoruz’ diyerek çığlık atıyor. Madem geçinemiyorsunuz o zaman asgari ücrete zam yapılması gereken günden bir gün önce Türkiye’nin en büyük emek kentinde Kocaeli Gebze’de işçilerle, emeklilerle, çalışanlarıyla, bütün emekçilerle, esnafla, çiftçilerle büyük bir ‘Geçinemiyoruz Mitingi’ yapacağız. Türkiye'de emeği sömürülen, yıllarca çalışmasının sonundaki emekli maaşı kuşa dönen, ürünü para etmeyen, geçinemeyen herkesi 30 Haziran günü Kocaeli'ndeki ‘Geçinemiyoruz Mitingi’ne davet ediyorum.

KAYSERİ'DEKİ SALDIRI: ACİZLİK: Dün akşam, dün akşam maalesef Kayseri Pınarbaşı'nda bir saldırı gerçekleşti. Partimizin belediye meclis üyesi adayı, birinci yedeğimiz arkadaşımıza, kızının yanında, eşinin gözünün önünde beş kişi sopalarla saldırıp beyin kanaması olacak kadar vurdular. Yere düştü, hareketsiz kaldı, çekip dizlerinden vurdular. Neymiş? Pınarbaşı'ndaki seçimmiş. Biz seçim gecesi söyledik. Seçim seçimde kaldı. Bundan sonra başkanımız bütün Pınarbaşı'yı kucaklayacak. Ve başkanımız bundan sonra bütün Pınarbaşı'nın başkanı olacak. Kimse üzülmesin. Kimse endişe etmesin dedik. Halen daha birileri gerilim yaratmak, o gerilimden beslenmek istiyorlar. Halen daha birileri kaba kuvvetle bir şey yapacağını sanıyorlar. Savunmasız bir adama beş kişi saldırmak, ne güçtür, ne cesarettir, ne dirayettir, ne kabadayılıktır. Olsa olsa acizliktir, zavallılıktır.
SİYASETTE NORMALLEŞME: Bakın biz Türkiye'de siyasette normalleşme istiyoruz. Normalleşme demek, normal davranmak demektir. Kurallara uygun davranmak demektir. Hukukun üstünlüğüne inanmak, anayasaya bağlı kalmak demektir. Seçimi kaybedince kabullenmek, tebrik etmek demektir. Sopalarla saldırınca normalleşme olmaz. Ankara'nın ortasında bir siyasi cinayetin kanını yerde bırakmakla olmaz. Emekliye on bin lira vererek, açlığa mahkum ederek, aç kal demekle olmaz. Asgari ücretliye seçimden önce dört kez yılda zam yapacağım deyip, seçimden sonra yapmamakla olmaz. Biz Türkiye'nin bir normal ülke olarak hukuka, kurallara, ahlaka, vicdana sahip olarak yönetilmesini istiyoruz. Bunun için el uzattık. Hukuka uyarsanız ne ala... Sopaya sarılanla normalleşme olmaz. Kanuna uyarsanız ne ala. Anayasayı çiğneyenle normalleşme olmaz. Bir parti gerilimden beslenecek diye, kendi rezaletini yargıdan kaçıracak diye normalleşmeyi baltalıyorsa, ona da kimse pabuç bırakmaz. İsteyen gelir normalleşir, hep birlikte doğru işler yaparız. Ama hukuktan, vicdandan, ahlaktan sapanın olduğu yerde biz olmayız. Biz milletle beraberiz. Normalleşmeyi herkes CHP’den biliyor. Halkın çok büyük bir kısmı destekliyor. Ya gelirsiniz, kurala, kanuna, hukuka uyarsınız; emekliye, asgari ücretliye sahip çıkarsınız; hapisteki suçsuz arkadaşlarımıza zulüm etmeyi bırakırsınız; AİHM kararlarına, Anayasa Mahkemesi kararlarına uyarsanız ne ala. Uymuyorsanız, biz buradayız. Bu ülkeye yeniden istikrar getirmek, yoksulluğu yeniden bitirmek, yüzleri güldürmek bizim borcumuzdur. Milletin karşısında olanlarla biz mücadele edeceğiz. Arkalarındaki görünür güç, görünmez güç, karanlık güç, devletin kendi, yer algı devleti veya birilerinin itinayla karşımıza çıkardığı derin devleti size pabuç bırakmayacağız. Bu ülkeye demokrasiyi yeniden getireceğiz.

Kaynak: Duvar