Gazete Emek- Sendikalaştıkları için daha önce 13 işçinin işten çıkarıldığı Polonez’de, direnişteki işçilere destek veren 100’den fazla işçi daha işten çıkarıldı.
İstanbul Çatalca’da bulunan 354 işçinin çalıştığı işlenmiş gıda üretimi yapan Polonez fabrikasında ağır çalışma koşulları ve düşük ücretlere karşı Tekgıda-İş’te örgütlenen işçilerden 13’ü işten çıkarılmıştı. Dün de işe gelen 100’den fazla işçinin fabrika kapısında giriş kartı basmadı. Kendilerine iş akdinin fes edildiğine dair mesajlar geldiğini söyleyen işçiler fabrika önünde basın açıklaması yaparak işçi kıyımına tepki gösterdi.
Direnişin 8’inci gününde Polonez fabrikası önünde mücadele devam ederken ziyaretler de sürdü. İşçilerin direnişine Emek Partisi (EMEP) İstanbul Milletvekili İskender Bayhan ve beraberindeki EMEP Esenyurt İlçe Örgütü, CHP Kadın Kolları, Basın-İş Sendikası, Tez-Koop İş Sendikası, Tarım-İş Sendikası, Tüm Taşıma İşçileri Sendikası, direnişteki Vivident Mentos Perfetti işçileri ve Tekgıda-İş’in çeşitli şubelerinden işçi temsilcileri dayanışma ziyaretinde bulundu.
“SİZİN SESİNİZ GÜÇLÜ ÇIKARSA GELECEK AYDINLIK OLUR”
Basın açıklaması öncesi işçilere seslenen EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, “Siz ne kadar güçlü konuşur, haklarınızı savunursanız, bu ülkenin, bu ülkenin işçi emekçilerinin umudu o kadar büyük olur. Bu ülkeyi yönetenlerle bu fabrikayı yönetenler aynı dilden konuşuyorlar. Ne diyorlar; ‘siz küçüleceksiniz, siz boyun eğeceksiniz, siz açlıkla pençeleşmeyi göze alacaksınız ki bu ülke büyüsün’. Siz yoksullaşıyor, küçülüyorsunuz ama onlar büyüyor, servetlerine servet katıyorlar. Polonez patronu ‘işçiler emekçiler örgütsüz olacak daha çok sömürülecek ki Polonez büyüyecek’ diyor. Bir ülkede emekçiler, işçiler küçüldükçe vatan büyümüyordur, sömürü büyüyordur, sermaye büyüyordur. Biz bu ülkenin büyümesini işçilerin emekçilerin büyümesi olarak görüyoruz. İşte siz buna ‘dur’ demek için buradasınız. Biz de sizinle bu mücadeleyi büyütmek için yan yana, birlikte olmaya devam edeceğiz. Unutmayın ki; bir ülkenin işçi ve emekçileri ne kadar hakkına sahip çıkarsa o ülke o kadar büyür, çünkü bu ülkeyi zenginleştiren işçilerdir. Bütün bu sömürü cephesine karşı sizin sesiniz soluğunuz ne kadar güçlü çıkarsa bizim de geleceğimiz o kadar aydınlık olur” dedi.
“BURAYA SENDİKA GİRECEK, ENGELLEYEMEZSİNİZ”
İşçilerin sık sık dile getirdiği “Sendika hakkımız engellenemez”, “Birleşe birleşe kazanacağız” sloganlarının ardından konuşma yapan Türk-İş İstanbul Bölge Temsilcisi Halil Erdal da “Burada işçiler bayram demeden, mesai demeden, hafta sonu demeden çalıştı. Ancak burada işçilerin emekleri hiçe sayıldı. Niye, sendikalı oldular diye. Peki bizi yıldırabilecekler mi, hayır!” diye seslendi.
Erdal konuşmasına şöyle devam etti: “İşçinin en demokratik hakkı kendi hür iradesiyle istediği sendikaya üye olmaktır. Burada asgari ücrete çalışma var, ikramiye yok, çocuk parası hakkı yok, sosyal hakların hiçbiri yok! Beyefendiler alıştılar işçilerin geleceğinin kendi iki dudağı arasında olmasına. Ancak sendika gelse işçilerin söz hakkı olacak, evet bu işlerine gelmiyor! Burada 100’den fazla işçimizin iş hakkını feshettiler. Ne yaparsanız yapın, buraya sendika girecek, engelleyemeyeceksiniz” dedi.
“EYLEMİMİZİ ALANLARA TAŞIYACAĞIZ”
İşçilerin “Ölmek var dönmek yok” sloganlarıyla karşılık verdiği konuşmasının ardından basın açıklamasını okuyan sendika temsilcileri, “Bugün buradan sesleniyoruz, arkadaşlarımız bir an önce işlerine geri alınsın. Aksi takdirde, bu mücadele başarıya ulaşana kadar sadece fabrikanızın önünde değil, bu haklı mücadelemizi tüm alanlara taşıyacak ve eylemlerimizi sürdüreceğiz” diye uyardı.
Kaynak: Evrensel