Gazete Emek- Türkiye’de koronavirüs salgınından korunmak için yoğun bir şekilde aşılama süreci devam ediyor. Ülkemizde Çin'in Sinovac şirketinin geliştirdiği CoronaVac, Alman aşısı olarak bilinen Pfizer/BioNTech kullanılıyor. Sinovac’a göre Biontech aşısını olmakta tereddüt edenler Biontech aşısının yan etkilerini sorguluyor. Şu anda mRNA yöntemiyle geliştirilmiş ve dünya genelinde kullanım onayı alan iki farklı aşı bulunuyor. Diğer aşı da ABD'li Moderna şirketinin geliştirdiği Covid aşısı. Ancak Moderna henüz Türkiye'de kullanılmıyor.

mRNA NEDİR?

Bu yöntem aslında virüsün genetik yapısının kopyalanmasına dayanıyor. mRNA, ya da uzun adıyla “mesajcı RNA” (ribonükleik asit), DNA’dan üretilen bir biyomolekül olarak biliniyor. mRNA aşılarında geleneksel aşılardan farklı olarak zayıflatılmış patojen yerine vücuda virüsün bir proteininin mRNA’sı veriliyor. Böylece bağışıklık sisteminin virüs olmadan harekete geçmesi ve virüse karşı antikor üretmesi hedefleniyor.

Prof. Dr. Mehmet Ceyhan'dan Delta Varyantı için çağrı: Korkuyorum, sonunda kötü öderiz

Bilim insanları, mRNA tekniğiyle geliştirilmiş aşıların Covid-19 pandemisi için yaygın bir şekilde kullanılmasının başka birçok hastalık için de çığır açıcı bir gelişme olabileceğini söylüyor. Bu teknik kapsamında, virüsün genetik kodunun bir bölümü alınıyor ve hücrelere nüfuz edilmesi için yağ ile kaplanıyor. Bu sıvı, insanlara enjekte ediliyor. Böylece virüsten alınan genetik kod insan hücrelerine ulaştırılıyor. Aşı, hücrelerin koronavirüsün hücreye girmesini sağlayan dikensi proteinin kopyasını üretmesini sağlıyor. Böylece, bağışıklık sistemi de antikor üretiyor ve T hücreleri de vücudun zararlı olarak algıladığı bu yapılarla mücadele etmeye başlıyor.

Vanderbilt Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Önleyici Tıp Profesörü William Schaffner, mRNA teknolojisini "21'inci yüzyıl bilimi" olarak tanımlıyor ve mRNA temelli Covid-19 aşılarından alınan olumlu verilerin, gelecekteki enfeksiyon hastalıkları salgınlarıyla mücadelede önemli bir potansiyel sunduğunu belirtiyor.

mRNA AŞILARI NE KADAR ETKİLİ?

Şu anda mRNA teknolojisini kullanan ve yaygın şekilde kullanılan iki aşı bulunuyor. Bunlardan ilki Moderna'nın geliştirdiği Covid aşısı. Şirketin ABD Gıda ve İlaç Dairesi'ne (FDA) sunduğu rapora göre, bu aşı semptomatik vakaların önlenmesinde yüzde 94 etkili. Diğeri de Pfizer/BioNTech'in ürettiği aşı. Şirket de aşının etkinlik oranını yüzde 95 olarak veriyor. Yayın şekilde kullanımlarının başlamasının ardından gerçek hayattaki uygulamalardan gelen veriler de benzer bir resim ortaya koyuyor. Dünyada en hızlı aşılama programı uygulayan ülkelerden İsrail'de de BioNTech aşısının iki dozun ardından semptomatik vakaları yüzde 94, hastaneye yatışları da yüzde 87 oranında düşürdüğü tespit edildi.

mRNA AŞISI NE KADAR GÜVENLİ?

Yeni bir teknoloji olmasından dolayı son dönemlerde çok sayıda asılsız iddia ve komplo teorisinin merkezinde bulunuyor. Ancak bu iddiaların herhangi bir bilimsel dayanağı yok. İnsanların genetik yapısını ya da DNA'sını değiştirmek gibi bir durum da söz konusu değil. Bu teknoloji kullanılarak geliştirilen aşılar çok dayanıklı değil. Bu nedenle de çok ciddi bir soğuklukta taşınması ve saklanması gerekiyor. İngiltere Ortak Aşı Komisyonu, hem BioNTech'in hem de Moderna'nın geliştirdiği aşıların güvenliğine dair çok titiz ve detaylı incelemeler yapıldığını ve bu aşıların güvenli olduğuna kesin bir şekilde kanaat getirilmesinin ardından kullanımına onay verildiğini açıkladı. ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi de mRNA teknolojisi üzerindeki çalışmaların 10 yıllardır devam ettiğini belirterek, bu aşıları 'yeni ama aşina' olarak tanımlıyor.

mRNA AŞILARININ RAPORLANAN VE ÖNGÖRÜLEN YAN ETKİLERİ

Milliyet Yazarı Dr. Ümit Aktaş, geçtiğimiz günlerde mRNA aşılarının raporlanan ve öngörülen yan etkilerini yazdı. Dr. Ümit Aktaş'ın "Üç maymunu oynamak" başlıklı yazısı şu şekilde:

"Görmezden gelir, hiçbir şey yokmuş gibi davranır, dile getirmezsek sorunlar yok olur mu? Maalesef üç maymunu oynamanın kimseye faydası yok. Bugün aşıların hem rapor edilen hem de öngörülen olası yan etkilerinden bahsedeceğiz. Mercek altında mRNA bazlı aşılar var. Aşı yaptırdıktan kısa bir süre sonra kalp krizi geçirenler; yine aşılandıktan sonra ortaya çıkan ve bağışıklık sisteminin pıhtılaşma hücrelerine saldırması sonucu iç kanama yüzünden hayatını kaybedenler; kanın aşırı pıhtılaşması yüzünden ölenler...

İsmail Saymaz’ın programında Veyis Ateş ile Sezgin Baran Korkmaz karşı karşıya geldi: Her şey ortaya döküldü

Korona aşılarıyla ilişkilendirilen pek çok vakadan söz etmek mümkün. Global aşı kampanyası son hız devam ederken, aşıların istenmeyen etkileriyle ilgili raporlar da giderek artıyor. Mesela İsrail’de Alman menşeli mRNA bazlı aşının ikinci dozunu olduktan sonra, çoğu erkek ve 30 yaşın altında olan 62 kişide miyokardit (kalp kası enfeksiyonu) görüldü, bunlardan ikisi hayatını kaybetti (1) (22 yaşında bir kadın ve 35 yaşında bir erkek). Her ikisinin de aşı olana kadar herhangi bir sağlık sorunu yoktu.

Bu ve bunun gibi yan etkiler CDC (Centers for Disease Control and Prevention/Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri) ve FDA (Food and Drug Administiration/ Gıda ve İlaç Dairesi) gibi Amerikan kurumlarına bildiriliyor. Onlar ne yapıyor? Küçük bir uyarı notu düşerek “Aşılanmaya devam, korunmak için en etkili yöntem aşı” diyorlar! CDC’nin sitesine girdiğinizde göreceksiniz. Sitede mRNA bazlı aşının özellikle genç erkeklerde kalp enflamasyonuna neden olma riski olduğu, nisan ayından beri rapor edilen miyokardit ve perikardit vakalarında artış olduğu yazıyor. (2) Birkaç cümleyle geçiştirilmiş bu risk, aşı propagandasının içinde kaynayıp gidiyor.

YA UZUN VADELİ YAN ETKİLER?

“Worse Than the Disease? Reviewing Some Possible Unintended Consequences of the mRNA Vaccines Against COVID-19” adlı yayın COVID-19’a karşı geliştirilen aşıların, özellikle de mRNA bazlı olanların, olası yan etkilerine dikkat çekiyor. (4) Çalışmaya göre, mRNA bazlı aşıların yan etkilerinin pek çoğu bundan sonraki yıllarda ortaya çıkabilir. Yayında 10 sene içinde çok daha genç yaşlarda görülen nörodejeneratif hastalıklarda, aşırı kanama ya da pıhtılaşmayla kendini gösteren kan bozukluklarında, inme ve kalp krizi vakalarında ani bir artış gözlenebileceği not düşülüyor.

2 haftadır video paylaşmayan Sedat Peker neden video yayınlamadığını açıkladı

Bağışıklık sistemi son derece komplike ve karmaşıktır. Aşıyla bağışıklık sistemini kandırmaya çalışırken hiç beklemediğiniz bir tepkiyle karşılaşma olasılığınız her zaman vardır. Mesela...

- Alerjik reaksiyonlar görülebilir

- Nörodejeneratif hastalıklara yol açabilir

- Kalp krizi ve inme riski var

- Otoimmün hastalık geliştirme riski var

BİONTECH AŞISI YAŞA GÖRE YAN ETKİLERİ


BİONTECH 2.(İKİNCİ) DOZ KAÇ GÜN SONRA OLUNMALI?

Aşılama öncesinde imzalanan ve bir nüshası aşılanan kişide kalan onam formunda BioNTech aşısı ikinci dozunun 28 gün sonra yapılacağı belirtiliyor. Biontech aşısı 2 doz halinde uygulanıyor. İkinci doz randevusu ilk doz uygulamasının ardından sağlık personeli tarafından oluşturuluyor ya da isteyenler kendi randevularını kendileri alabiliyor. İkinci doz randevu bilgileri yine kısa mesaj yolu ile iletiliyor. Ayrıca e-Nabız uygulamasından da randevu bilgilerini görüntülemek mümkün.

AŞI OLMAK ZORUNLU MU?

Sağlık Bakanlığı resmi sitesi olan https://covid19asi.saglik.gov.tr/ adresi üzerinden konuya dair yapılan açıklamada Türkiye’de çocukluk aşıları dâhil, aşı uygulaması zorunlu değildir. Bununla birlikte aşı, hastalıklardan korunmak için en etkili yöntemlerden biridir. Aşı sayesinde yeryüzünden silinmiş pek çok hastalık mevcuttur. Bu nedenle T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından aşıyla ilgili toplumu bilinçlendirme çalışmaları yürütülmektedir. Aşı olmak, kişinin topluma karşı sorumluluğudur. bilgisi yer alıyor

ÜLKEMİZDE UYGULANAN KORONAVİRÜS AŞILARI GÜVENLİ MİDİR?

Hiçbir aşı, faz çalışmaları yapılmadan, bu çalışmaların sonuçları ilgili mercilerle şeffaf bir şekilde paylaşılmadan onay alamaz, piyasaya sürülemez. Aşı çalışması yapan kuruluş, geliştirme ve üretim sürecinde uluslararası kalite standartlarına uymak zorundadır. Bu standartlar İyi Laboratuvar Uygulamaları (GLP-Good Laboratory Practices), İyi Klinik Uygulamaları (GCP-Good Clinical Practices) ve İyi Üretim Uygulamaları’dır (GMP-Good Manufacturing Practices).

Ayrıca faz çalışmaları sırasında aşıyla ilişkili olduğu düşünülen ve insan sağlığını belirgin ölçüde olumsuz etkileyen bir durum saptandığında çalışmalar durdurulmaktadır. Yalnızca sorunun aşı ile ilişkili olmadığından emin olunması durumunda çalışmalar sürdürülmekte, aşılama yapılıyor ise kaldığı yerden devam ettirilmektedir. Bu çerçevede ülkemizde uygulanmaya başlanan COVID-19 aşılarının faz çalışmalarında çalışmanın durmasına sebebiyet verecek bir yan etki ile karşılaşılmamıştır. Uygulama aşamasında da güvenliği konusunda herhangi bir tereddüt bulunmamaktadır.

DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜNÜN SİTESİNDE İSE ŞU İFADELER KULLANILDI

Tüm COVID-19 aşılarının güvenliğini sağlayabilmek için sıkı önlemler alınmıştır. COVID-19 aşılarının WHO ve ulusal düzenleme kurumları tarafından onaylanabilmesi için, aşıların uluslararası düzeyde kabul edilmiş güvenlik ve etkililik ölçütlerini karşıladığı kanıtlanmalıdır. Bu amaçla aşılar, klinik denemelerde titizlikle yürütülen testlerden geçirilir.

Tüm aşılarda olduğu gibi, COVID-19 aşılarının kullanımı da sürekli olarak izlenecek ve aşıların uygulanan herkes için güvenli olmayı sürdürdüğü doğrulanacaktır.