Gazete Emek-Kendisini sosyalist ve protest bir sanatçı olarak tanımlayan şarkıcı Selda Bağcan, AKP'ye yakın Sabah Gazetesi'ne verdiği röportajla Kürtler'in ve Aleviler'in yoğun tepkisini aldı. Bağcan özelikle ABD Başkanı Donald Trump'a ilişkin soruya, "Bölgede Kürt devleti kurdurmak için her şeyi yapıyor. PYD'ye de destek veriyor. Barzani'ye de referandum için destek vermişti ama neyse ki sonradan caydı." dedi. Bağcan'ın bu sözlerine sosyal medyadan çok sayıda kişi tepki gösterdi. 

Bağcan'ın Kudüs ve 15 Temmuz Darbe Girişimi'ne ilişkin de dikkat çekici ifadeler kullandığı röportajı şu şekilde: 


TRT, MÜZİĞİMİZE SAHİP ÇIKIYOR 

Kültürel ve tarihsel açıdan çok zengin bir coğrafyada yaşıyoruz. Günümüz müzik dünyası sizce Anadolu'nun bu mirasına yeterince sahip çıkıyor mu?

TRT hem halk müziğine, hem de Türk müziğine sahip çıkıyor; okul gibi bu açıdan. Bunun dışında diğer kanallar popülariteye, pop ve rock ağırlıklı müziklere ağırlık veriyor. Ben elimden geldiğince bu mirasa sahip çıkmaya çalışıyorum. Bugüne kadar çıkardığım 24 albümde 400'e yakın türkü söyledim. Anadolu'nun sesi olan türkülerimize 46 sene çok büyük emek vermiş bir sanatçıyım. Müzikte hep kendimle yarıştım. Hâlâ araştırıyorum, daha iyisini yapmak için çaba sarf ediyorum. Bana yarayacak her türlü müziği de dinliyorum.

Gençliğinizden beri Filistin halkının haklarına sahip çıkan birisiniz. Amerika'nın İsrail'in başkenti olarak Kudüs'ü tanımasını siz nasıl yorumluyorsunuz?

Trump bu kararı alır almaz, Doğu Kudüs'ün de Filistin'in başkenti olması gerektiğini düşünmüştüm. İslam İşbirliği Teşkilatı da çok doğru ve yerinde bir karar vererek Doğu Kudüs'ü Filistin'in başkenti olarak tanıdı. Türkiye, Kudüs konusunda çok doğru bir politika izliyor. İsrail, kurulduğu 1947'den itibaren toprağını büyüttü. Bu süreçte Arap dünyası hiçbir şey yapmadı, sessiz kaldı. Arap dünyası yıllardır vurdumduymaz bir tavır içinde. Filistin davası aslında hiçbir dönem Arap dünyasının umurunda olmadı. Olsaydı zaten İsrail, Filistin halkına böyle bir zülüm yapamazdı. Amerika'nın Kudüs'ü başkent ilan etmesine en güçlü karşı koyan ve en gür ses çıkaran ülke Türkiye oldu. İsrail'e konser vermek için birçok kez gittim, orada iki ulusal televizyona çıktım ve radyo röportajları da yaptım. Hatta İsrail'de katıldığım bir radyo röportajında "Almanlar'ın size yaptığını, siz Filistin halkına yapmayın" dedim. Böyle deyince de radyo programında soğuk rüzgarlar esmişti. Aslında İsrail halkının çoğunluğu, devletin Filistin halkına yapılan zulmün farkında ve karşısında. Buna bizzat gözlerimle şahit oldum. Bir sanatçı olarak İsrail'in zulmüne uğrayan Filistin halkı için Doğu Kudüs'e gidip konser vermek isterim.

TRUMP ÇOK HOYRAT BİRİ

 Trump seçildiği ilk günden itibaren ülkesinde ve dünya kamuoyunda çok tartışılan bir lider oldu. Onunla ilgili siz ne düşünüyorsunuz?

Trump, çok hoyrat biri, aykırı bir lider; şirket yönetir gibi ülke yönetmeye kalkıyor. Hem kendi ülkesinin, hem de uluslararası sistemin istemediği biri. Bence bir daha seçilemez. Ülke olarak da Amerika'da çok hoyrat bir politika izliyor. Türkiye'ye yönelik de böyle bir tutum içinde. Bölgede Kürt devleti kurdurmak için her şeyi yapıyor. PYD'ye de destek veriyor. Barzani'ye de referandum için destek vermişti ama neyse ki sonradan caydı. Amerika zaten hep yanar döner bir tutum içindedir. darbe girişimi

FETÖ KATLİAMIDIR

 Birçok darbeyi yaşamış bir sanatçı olarak 15 Temmuz sizde nasıl bir iz bıraktı?


15 Temmuz'da yaşananlar karşısında şoke oldum ve çok üzüldüm. Üç darbeyi yaşamış biri olarak, o gece yaşananlar beni derinden sarstı. Halka silah sıkıldı. 250 insanımız öldü. 15 Temmuz'a darbe girişimi demek, bu vahşeti anlatmak için az kalır. Bana göre; 15 Temmuz, FETÖ katliamıdır. FETÖ, başarılı olsaydı, ülke olarak yanmıştık. Kendi halkına ateş açanlar yönetime geçseydi, ülkece uçurumdan aşağı yuvarlanırdık. FETÖ, yıllarca sinsice insanları uyutmuş, illüzyon yapmış, 50 yıldır kötü amaçları için insanları kullanmış, kandırmış. 15 Temmuz gecesi ülke olarak birlik ve beraberlik içinde hareket ederek FETÖ'nün darbe girişimini başarısızlığa uğrattık. Her kesimden dinleyicisi olan ve ülkesini çok seven bir sanatçı olarak, kutuplaşmadan kaçınmamız gerektiğini düşünüyorum. Birlik içinde olmalıyız. Hem Türkiye'nin geleceği, hem de bölgede daha güçlü olmamız için birlik ve bütünlüğümüzü korumalıyız.

 Gündemi hep yakından takip eden bir sanatçısınız. Hangi gazeteleri düzenli takip ediyorsunuz?

Yıllardır evime altı gazete düzenli olarak giriyor: Sabah, Hürriyet, Posta, Sözcü, Takvim ve Cumhuriyet. Bunları dikkatli okuyup takip ediyorum.

YABANCILAR UZUN HAVADAN ÇOK ETKİLENİYOR

 Farklı ülkelerden, farklı dillerden insanlar konserlerinizde sizin şarkılarınızı ezbere söylüyor. Neler hissediyorsunuz bu manzara karşısında?

Çok hoşuma gidiyor. Yurt dışındaki müzikseverler şarkılarıma büyük ilgi gösteriyor. Örneğin, Amerika'daki bir festivalde 'Oğul' şarkısını söylerken zenci bir kadın sahnenin önüne kadar ağlayarak geldi. 12 Eylül'e gönderme yapan şarkı, oğlunu kaybetmiş bir annenin ağıtını anlatıyor. Uzun havalardan çok etkileniyor yabancı dinleyiciler. Yurt dışındaki konserlerim çok coşkulu geçiyor. 'Selda' diye ismimi haykırıyor hepsi. 'Yaz Gazeteci', 'Oğul', 'Acıyı Bal Eyledik' şarkılarım çok popüler yurt dışında.


HAK ETTİĞİM YERDE DEĞİLİM

Türk halk ve protest müziğin yaşayan en büyük kadın sesisiniz. Müzikte bu noktaya geleceğinizi hayal ediyor muydunuz?

Hayal ediyordum çünkü çocukluğumdan bu yana müziğe odaklanmıştım. Hatta hak ettiğim yerde olmadığımı düşünüyorum. Ama uluslararası arenada etnik müzik yapan çok değerli birçok isim de hak ettiği yerde değil hâlâ. Protest müzik yapanlar kendi içinde zorluklar yaşıyor. Örneğin, tek kanallı TRT döneminde, 20 sene, 1972'den 1992'ye kadar yasaklıydım. Hak etmediğim bir durumdu bu. Ekrana çıkamasam da kasetlerim çok satmıştı. O dönemde kasetlerimizin daha çok satmasının bir nedeni de yasaklı sanatçı olmamdı bana göre. TRT, beni ekranına çıkarmadığı için halk, şarkılarımı dinlemek için kasetlerimi ve plaklarımı almada inat ediyordu.

Kaynak: Sabah