Gazete Emek-Yeşil Sol Parti İstanbul 1. Bölge milletvekili adayı Sırrı Süreyya Önder, seçimlerde iktidarın değişmesi durumunda yeni bir çözüm süreci beklediklerini belirterek "AKP'nin yaptığını CHP niye yapamasın" dedi.

14 Mayıs'ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerine ilişkin Gazete Duvar'dan Anıl Mert Özsoy'un sorularını yanıtlayan Önder, Kürt sorununun çözümüne dair de değerlendirmelerde bulundu.


"FATURASI AĞIR OLABİLİR"
Seçimler ikinci tura kalması ihtimalini değerlendiren Önder, özetle şunları söyledi:

"Aday göstermememizin temel açıklamalarından birisi seçimi birinci turda bitirmekti. Bunun tüm muhalif seçmenler tarafından iyi kavranması gerekiyor. Birinci turda bitmeye çok yakın gibi. İkinci tura kalırsa bu sonuç değişmeyecek büyük ihtimalle, bu iktidar gidici fakat muhalif seçmene, bütün muhalif bloka çok önemli bir görev düşüyor.

Emek ve Özgürlük İttifakının birinci turda aday çıkarmamış olmasının karşılığını bu ilk turda (parlamento seçimlerinde) vermeleri gerekir. Emek ve Özgürlük İttifakı güçlü olarak Meclise gönderilmeli. İkinci turu tehlikeye sokacak tek şey, milletvekili seçimlerinde bu destekte ortaya çıkacak bir cimrilik durumudur. Bu yapı demokratlar tarafından yeterince desteklenmezlerse ikinci turda seçmenleri gönülsüzleşebilir. Bu çok önemli bir uyarıdır ve ilk defa dile getiriyorum."

Özsoy'un "İkinci tura gitmeden önce 'bir cimrilik' yapılmaması gerektiğini söylüyorsunuz" sözleri üzerine de Önder, "Faturası ağır olabilir" dedi.

"SÜREÇTEN ÇIKARILAN DERSLERLE BİR YOL HARİTASI ÇİZİLİR"
Özsoy'un, "Çözüm sürecinde çok aktiftiniz. Sürecin yüzü oldunuz. Olası bir iktidar değişikliğinde yeni bir çözüm süreci başlatılır mı? Sizin öngörünüz nedir? Oldu ve iktidar değişti, Sayın Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı olduğu yeni bir süreç başladı, bu noktada yeni bir çözüm süreci de bekliyor musunuz" sorusuna Önder şu yanıtı verdi:

"Elbette bekliyoruz. AKP'nin yaptığını CHP niye yapamasın? Bunun önünde ne mani? Demokratik dönüşümün olacaksa Türkiye, bu meselesini çözerek yola devam etmek zorunda. Fakat bunun şekli, biçimi, tarafları eskisi gibi mi olur, bunlar hep spekülatif değerlendirmeler olur. Şüphesiz ki süreçten çıkarılan derslerle ve sonuca, barışa odaklanarak bir yol haritası çizilir. Önemli olan, bunun sağlanabilecek en geniş toplumsal mutabakatla ortaya koyulması. Topluma bir dayatma olarak değil. Barış diliyle yola çıkan, dünya deneyimlerinden faydalanan, kendimize özgü durumlarımızı da gözden uzak tutmayan bir yeni yol haritası yapılır.”

Önder, bunun için ifade özgürlüğünün sağlanmas gerektiğini vurguladı: "Bu olmadan mesele konuşulamıyor bile. Çünkü mevcut TMK, TCK kılıç gibi insanların üzerinde sallanıyor. İiddet içermeyen her şeyin rahatça söylenebildiği, yazılabildiği bir iklimin, bir zeminin oluşturulması şart. Belki bu ikinci günün ilk işidir."

Olası bir çözüm sürecinde yer almak isteyeceğini de belirten Önder, "Barışa, siyasete ne katabilirim konusunda kendime dair hesaplaşmamda bundan daha önemli hiçbir şey yok. Ama eskisi kadar aktif bir rol mü alırım, mutfağında mı çalışırım, buna arkadaşlarımız karar verir. Biz de üzerimize düşeni yaparız" dedi.