Gazete Emek- Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin TBMM'deki grup toplantısında konuştu.
Konuşmasına 19 Mart'ta İBB'ye yönelik operasyonla başlayan ve sonrasındaki protesto ile boykot devam eden tutuklamalardan bahsederek başlayan Tuncer Bakırhan, şunları söyledi:
"İNSANLAR ARTIK YAŞAM GÜVENCESİNİN OLMAMASINDAN BIKTI"
"Bugüne kadar eleştrdiğimiz ve pek çok kez maruz kaldığımız işkence görüntüleriyle karşılaştık. Öğrencilere çok ağır saldırı oldu. Kimi medya organları en başından beri ağır bir manipülasyon ve çarpıtma işine girdi. Avukatları, barolar müvekkilleriyle görüşemedi. Kimi kadın arkadaşlar tacize maruz bırakıldı. Bunun varlığını Bakan'a anlatamıyoruz. Bunun takipçisi olacağız ve bunun peşini bırakmayacağız. İnsanlar artık yaşam güvencesinin olmamasından, geleceksizlikten bıktı. İnsanlar sürekli bir tehdit ve baskı altında yaşamaktan sıkıldı. İnsanlar onurlarının çiğnenmesine, iradelerinin gasp edilmesine öfekli. İnsanlar en çok geleceksizliğe tepkili. İnsanlar 'geleceğimizi çaldınız' diyor. İktidarı, bu sloganı dikkatle düşünmeye çağırıyorum."
Cezaevinde açlık grevine başlayan ESP'li tutuklulara da selam gönderen Bakırhan, siyasi tutukluların derhal serbest bırakılmasını istedi.
"HAKSIZLIKLARIN KARŞISINDAYIZ"
Bu yaşananlar karşısında DEM Parti'nin tavrının net olduğunu belirten Bakırhan, şöyle devam etti:
"Biz haksızlıkların karşısındayız. Tutuklu öğrenciler derhal serbest bırakılmalı. Bunlardan vazgeçilmeli. İnsanlar protesto edebilir. Protesto, boykot dünyanın her yerinde haktır. Buna saygı göstermek gerekiyor. Kurumlar halkı tehdit etmekten vazgeçmelidir. Sokağa çıkanlar yargı ve hukuk siyasallaştı diyor. Yalan mı? Türkiye'nin acil meseleleri var. Demokrasinin, barışın aciliyeti artık ertelenemez."
ZAMLARA DİKKAT ÇEKTİ
İBB'ye yapılan operasyonun ekonomiyle ilgili sonuçlarını da değerlendiren Bakırhan, şöyle konuştu:
"İktidar, sırf siyasi operasyonla rakibini bertara etmek için 30 milyar dolar satarak her birimizin cebinden 13 bin 500 lirayı çaldılar. Bu gerçeğe rağmen iktidar yöneticilerine göre hiçbir sorun yok. Kendi hayatlarına bakarlarsa her şey yolunda tabi. Onların derdi 15 milyon yoksul ve yardıma mahkum insan değil. Emeklilere ara zam yapma çalışmasına da derhal başlayın. İnsanlar taş mı yiyecek ne yesin? Madem enflasyon yok neden doğalgaza elektriğe yüzde 20-25 zam yapıldı."
"BEKLENEN ADIMLAR KONUSUNDA REHAVET VAR"
İki hafta önce yapılan Newroz kutlamalarından bahseden Bakırhan, meydanlarda PKK lideri Abdullah Öcalan'ın çağrısına destek verildiğini ancak iktidarın atması gereken adımları atmadığını dile getirdi:
"Beklenen adımlar konusunda bir rehavet var. Bir bekleme durumu söz konusu. Türkiye'nin en temel meselesi tartışılıyor. Bekleyerek dünyanın neresinde barış gelmiş? Bilen varsa söylesin evde oturup bekleyelim. Biz en baştan beri demokrasiden korkulmaması, sahiplenilmesi gerektiğini söyledik. Sürecin sağlığı açısından hiçbir adım atılmadı. Yürütme erki tarafından topluma güven verecek herhangi bir duruş sergilenmiyor. Barış korkulacak bir şey midir? Antidemokratik uygulamalar arttıkça nasıl güven tesis edilecek? Bu rehavete son vermek gerekiyor."
SÜREÇ İÇİN YASA ÖNERİLERİ
Konuşmasının sonunda TBMM'ye çağrı yaparak 'güven ve demokrasi paketi' çıkarılmasını isteyen Bakırhan, önerilerini şöyle sıraladı:
"Eşit ve özgür yurttaşlık ilkesi somut yasalarla güvence altına alınabilir, TBMM Başkanlığı tüm partilerle görüşerek uzlaşı metni hazırlayabilir. Özel komisyon kurulabiir. Silahsızlanma süreci özel yasayı gerkli kılmaktadır. Bu konuda acil bir şey yapılmalıdır. Kayyum uygulamaları kaldırılarak gerekli değişiklikler yapılabilir. Görevden alınan belediye başkanları görevlerine iade edilebilir. Hasta tutuklular serbest bırakılabilir. Umut hakkının gündeme alınması önemlidir. Sayın Öcalan'ın özgür çalışma koşulları düzenlenebilir. Siyasi görüşler artık suç kapsamından çıkarılmalı. Terörle mücadele kanunu artık değişmeli. Bu konuda Meclis acil adım atabilir. AİHM ve AYM kararlarının uygulanmasını öneriyoruz. Kalıcı olan onurlu barış için emek harcayanlardır."
Kaynak: Birgün