Gazete Emek- Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel'de 78 kişinin öldüğü yangın faciasından kurtulan otelin aşçısı Mustafa Serbest, oteldeki eksiklikleri sıraladı.
Olay anında otelin ikinci katında olduğunu belirten Serbest, "Gece sese uyandım, arkadaşımız uyandırdı, saat yaklaşık 02.45-03.00 gibiydi. 'Yangın var' diye bağırışlar vardı. Çıktığımızda her taraf dumandı zaten. Panikle ne yapacağımızı şaşırdım. O kadar dumanlıydı ki nefes alamıyorduk, gözlerimiz görmüyordu. Ben kendim elleyerek çıktım, az çok yolu bildiğim için. Çıktık garaja doğru. Garajın kapısı kapalıydı. Garaj kapısını kaldırmaya çalıştık 15-20 kişi. Ardından dışarıya attık kedimizi. O zamana kadar çok fazla alev yoktu, dumandı. Ben 03.30'da çıktım dışarı. Yaklaşık yarım saat ya da 40 dakika içerde cebelleştik gibi bir şey" diye konuştu.
'CAMLARA ÇIKIP YARDIM İSTİYORLARDI'
Serbest, dışarıya çıktığında otelin alevler içinde olduğunu, insanların odaların camlarından yardım istediğini gördüğünü söyledi.
Serbest, itfaiyenin yaklaşık bir saat sonra olay yerine geldiğini, oteldekilerin kurtulmak için pencerelerden atladığına şahit olduğunu kaydederek, "Bazılarını kurtarma şansımız oldu, bazılarını kurtaramadık. Onlar atlamadan önce altlarına yatak atıyorduk. Atlayanlara denk getirmeye çalışıyorduk" dedi.
EKSİKLİKLERİ SIRALADI
Otelde yeteri kadar yangın önleminin olmadığını vurgulayan Serbest, şu eksikliklere dikkat çekti:
"Otelde yangın dedektörü vardı ama çalışmıyordu. Yangın tüpü görmedim sayılır. Bir bildiğim kadarıyla aşçıbaşının ofisinin önünde vardı. Başka hiç görmedim. Sulama sistemi yoktu otelde. Yangın merdiveni vardı ama aslında orayı personel kullanıyordu. Uyarı levhaları vardı ama ışıklandırması yetersizdi. Yangın merdivenlerinin kapısı tahtaydı. Kapıların büyük ihtimalle bir tanesi yanınca duman içeri girdi."
'ÖLMEDİĞİME PİŞMANIM'
Serbest, bir daha Kartalkaya'ya gitmek istemediğini ifade ederek, şöyle devam etti: "Ben ölmediğime pişmanım çünkü o çığlığı duysanız... Kendi babası çocuğunu atıyor. Siz yaşayabilir misiniz böyle bir şeyi? Herkes kendi canını ortaya koydu. Bir umut olarak atladı herkes. Can pazarıydı orası. Çığlık çığlığaydı her taraf. Yardım edemiyorsun, sadece bakabiliyorsun. Edebildiğin kadar ettin ama daha fazlasını yapamıyorsun. Girip de alamadan çıkmak da vardı. Her taraf dumandı. Cehennemi yaşadık."
Kaynak: Artı Gerçek