Net bir ifadeyle başlamak gerekirse şiirsiz bir dünya şuursuz olurdu! Eksik kalırdı insan yanımız, inceliklerimiz. Güzel olan her şey şiirin, yani yürek taşının üzerinde bilenip, parıldayışlarını alır. ‘Dünyayı aşklaştırmanın özel bir edimidir şiir’; Gizli kalmış, üzeri günahlarla örtülmüş, unutulmuş güzelliğin tekrardan gün yüzüne çıkartılıp, aydınlatılmasıdır bu yüce değer! Hayatın ve çarkın düşlerimizi kemirip bizleri insanlığımızdan eksilttiği noktada şiir imdadımıza yetişir; insanlığımızı üretir. Bizleri birer mikroskobik varlığa dönüştüren düzenin, sıradanlığın ve yozluğun şakağına dayanmış birer namludur imgeler! Sıradanlığın can sıkıntısına karşılık aykırılığın dirimselliği, çok renkliliği, çeşitliliğiyle ayakları üzerine dikilir şiir! Önünde insanların kurşunlandığı, idam edildiği, sevgisizlikten yaslanılıp çürünen ölüm duvarlarına karşı ‘Sevgi Duvarı’dır şiir; Yalnız insanlığın, yaslanıp soluklandığı, soluk aldığı, soluk verdiği, sırtını dayadığı duvar!
Şiiri sevmeyen ve bir imgenin yüceliğinden dünyayı seyredemeyenler üşümemiştir hiçbir dilde, bilemez onlar imge kişinin kendi alnında, omuzlarında ve yeryüzü insanlığının üzerinde, kanayan o her yanımızın yarasını okşayan ve öpen kutsallık, dolanan el olduğunu kavramamıştır, kavrayamaz!
Şiir, son bir sözdür hayatın kürsüsünden; Tanrının, yüzüne söylenmiş olan! Hayatın cenderesinden kendi iç mengenesine sıkışıp kalmış insanın, ağzını imgelere dayayıp soluduğu, emdiği hayattır şiir. Şairse, emdiğini emzirendir!
-Şiir, gökyüzüne çizilmiş resimdir.- Goethe.
-Şiir, insanın görünmez yüzüdür. - John Perse.
-Bilim, aklın şiiridir; şiir de yüreğin bilimidir. - Maksim Gorki
-Şiir, büyük zekaların rüyalarıdır. - Alphonse de La Martine
-Şiir, tek kişilik bir zevktir, yalnızlığın sanatıdır. - Jeffrey Moore
-Bazıları şiir sevmez, çünkü onların yaraları yoktur, yaraladıkları vardır. - Atilla İlhan
-Şiir, insanlara bütün hayatı boyunca eşlik eden bir felsefedir. - A.Tarkovski
-Şiir, nefes alan düşünceler ve yanan kelimelerdir. - Thomas Gray
-Materyali dil olan şiir, belki de sanatın en insani ve en az dünyevi olanıdır, son ürünün ona ilham veren düşünceye en yakın olanıdır. –Hannah Arendet
-Şiir, duyguları kaybetmek değil, duygudan kaçmaktır; kişiliğin ifadesi değil, kişilikten bir kaçıştır. Ancak, elbette, sadece kişiliği ve duyguları olanlar, bu şeylerden kaçmanın ne demek olduğunu biliyorlar –TS Eliot
-Şiir, tarihten daha ince ve daha felsefi; çünkü şiir evrensel olanı ve tarihi sadece belirli bir şeyi ifade eder -Aristo
Bu yüce öznenin öznesi olan şair, ölebilir, ama şiiri asla ölmez! Kement atmıştır gönüllere gökyüzüne merdiven dayamıştır. İmgesini insanlığın yüreğinden, çiçeklerin kokusundan, yeryüzünün masumluğundan yaratmıştır. Ölürcesine yazdığı şiirlerde bile yaşamı kutsar!
Şairin zihni, özgür ve berraktır. Çünkü o hapsedemez kendisini darlığa, onun soluk aldığı tek alan ve liman imgelerin doruğudur. Şair, hayatı sınırsızlığa taşır sınırlı olan hiçbir şeyi sevmez. Bu yüzden ideolojilere, dar sınıf ilişkilerine, düzene de boyun eğmez! Özgürlüğe rehindir, Dünyanın şiirle güzelleşeceğine ise kefil! İnceliğin doruklarında bir ustura kadar keskindir. Yozlaştırılmış bir dilin yücelik havarisidir. Sözcüklerin kuyumcusudur! Şair, diyalektiğin aydınlık, güzellik, yücelik tarafıdır; çirkinliğe, karanlığa, vasatlığa karşı duran!
Şair, Gerillasıdır aşkın, ateşi insanlığa taşıyan Prometheus, haramiler karşısında Şeyh Bedrettin, Sehpalarda Pir Sultandır. Şair, başların kuma gizlendiği yerde alnını yıldızlara değdirendir! Mısralarını saray yollarında inciten değil, kavganın güzelliğinde kanatandır!
Son olarak Üstat Ahmed Arif’in dediği gibi Şair ‘’Yürek İşçisidir’’, Şiirse, ‘’Yüreğin Bilimi’’(Maksim Gorki)