Haber: İhsan Birgül
Gazete Emek - İzmir'de öğrendiği kaynamış mısır işini uzun yıllardır kendi memleketinde kışın soğuğuna, yazın sıcağına aldırmadan devam ettiren Demir sürekli aynı noktada durduğu için çoğu insan için adeta bir adres tarif noktası.
Ürünlerin mevsimine göre müşterilerine hizmet sunan Demir’in en çok şikayetçi olduğu şeyler; -40’ları bulan Ağrı'nın kış şartları, yazın kavurucu sıcakları ve ekonomik kriz. Çünkü Ağrı'da kışın neredeyse hava durumu eksinin üstüne çıkmıyor. Yazın ise adeta yakan kavurucu bir sıcaklık mevcut. Türkiye'nin en yoksul illeri arasında yer alan Ağrı'da ekonomik kriz herkes gibi onların da işlerini kötü etkilemiş. Bu iyi mal bulmaktan tutun satış yapamamaya kadar birçok şeye sebep oluyor.
36 yıllık bir sokak ticareti hikayesine sahip olan Demir, Gazete Emek için hikayesini özetledi.
“Kaynamış mısır işini İzmir'de öğrendim”
Neredeyse çocuk yaşta başladığı mısır işine İzmir'de öğrendiğini belirten Demir, hikayesine şöyle başlıyor:
“Ben, 1988 yılından beri Ağrı'da bu işi yapmaktayım. Yani küçüklükten başladım bu işe. Mısır ile başladım, daha sonra kestane, salatalık, badem gibi devam ettim. Mısır işini İzmir'de öğrendim. Bir süre orada çalıştıktan sonra dedim ki en iyisi gidip bu işi Ağrı'da yapayım
Buraya geldiğimde kimse mısırı tanımıyordu. Herkes “lazût” diyordu. Kürtçe “nanê pêxember” yanî peygamber ekmeği diyenler de vardı. Sonra kaynatılmış mısır ile tanıştılar. Beğenilip sevildi insanlar tarafından. 36 senedir bu şekilde devam ediyoruz. Kestane işini daha önce Trabzonlular yapıyordu. Onlar bırakınca biz devam ettik. Başlıca satış ürünlerimiz yazın mısır, kışın kestanedir”
“ -40 derece havalarda da çalışıyoruz”
Kışın Ağrı'da çalışmanın çok zor olduğuna dikkat çeken Demir, -40 derece havalarda da çalıştıklarını ekliyor:
“Kışın Ağrı'da çalışmak çok zor. Buranın soğuğunu az çok biliyorsunuz. Yani -40 derecelerde de çalışmışız ama kışın şartlar çok zor.
Yazın çalışmak da en az kışın çalışmak kadar zor. Aşırı bir sıcaklığı var. Batının havası gibi değil. Batı sıcak ama nemli fakat buranın sıcağı yakıcı. Yani insanı resmen yakıyor”.
“İki senedir zararına iş yapıyoruz”
Ekonomik krizin işlerini kötü etkilemesinden şikayetçi olan Demir, son iki yılda zarar ettiğini belirtiyor:
“Ekonomik kriz elbette olumsuz etkiledi işlerimizi. Dediğim gibi 36 senedir bu işi yapıyorum fakat son iki yıl zarar ettim kestaneden. Ne iyi kestane bulabiliyoruz ne de iş yapabiliyoruz. Çünkü ekonomi bayağı durgun. Örneğin; geçen günlerde Ağrı eski milletvekili Ekrem Çelebi geldi. İşleriniz nasıl diye sordu. Ben de dedim ki iş yok. Böyle deyince itiraz etti, nasıl iş yok dedi. Ben de dedim ki senin cebin para dolu. Sen herşeyi alabiliyorsun ama vatandaş alamıyor. Eskiden işimiz iyiydi, şimdi değil”.
“Ağrı esnafı başka şehirlerin esnafına benzemez”
Ağrı esnafının diğer illerdeki esnaflara göre seyyar satıcılara karşı daha anlayışlı olduğuna vurgu yapan Demir, sözlerini şöyle tamamlıyor:
“Gerek Cumhuriyet Caddesi esnafı olsun gerekse Meydan ve Kütüphane civarı esnafı olsun hemen hemen hepsini tanıyorum. Hepsi de iyi insanlar. Buranın esnafı dayanışmacı insanlar. Başka illerdeki esnaflara benzemezler. Batıdaki esnaf ile de aralarında çok fark var. Erzurum bile birine adres sorsan cevap vermezler. Ama burada dayanışma var, birbirini koruyup kollama var”.