Gazete Emek- Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni anayasa çağrısını değerlendiren İyi Parti lideri Akşener, "Bir yeni anayasa kavramı var. Sıfırdan bir anayasa yapmak gibi bir iddia ise o zaman ikinci cumhuriyetin kuruluşu anlamını taşır ki, bunun cevabını almamız gerekiyor. Neye tekabül ettiğine dair bir durum yok. Yine bir yün yumağı attılar, insanları bu işe dolaştırıp gariban çiftçinin bebeğine mama alamayan kadının üretim dışı kalmış sanayicinin derdinin konuşulmadığı yeni bir süreç olarak okuyorum" değerlendirmesinde bulundu.
Ali Babacan da yeni anayasa çağrısına ilişkin, "Zaten uymadığınız bir anayasayı değiştirmekle niye uğraşıyorsunuz ki? Türkiye'de şuan derin bir işsizlik sorunu var, yoksulluk var. İntiharları yeniden gündemimize getirdi. Hayat pahalılığı herkesi yakıyor. Hükumetin yapması gereken bunlara çözüm üretmek. Bıraksınlar anayasayı. Uymadıkları anayasayı değiştirseler ne değiştirmeseler ne. Gündem değiştirme oyunlarına asla düşmememiz lazım" görüşlerini ifade etti.
Basın mensuplarının karşına geçen ikiliden Akşener, toplantıya ilişkin, "Bizi ayıran noktalarda çok pis ve çirkin bir dille oluşturulan bir atmosfer var. Biz bunun dışına çıkarmak amaçlı adımlar atıyoruz. Dolayısıyla Ali Babacan ve arkadaşlarında da aynı tavrı ve tutumu biliyorsunuz, biliyoruz ama bugün tekrarlamak istiyorum, memnuniyetle gördük. Türkiye'nin toplumsal barışının sağlanmasında bu tür görüşmelerin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Sorunların üzerinden geçtik birçok konuda da benzer bakış açılarımızın olduğunu gördük. Bizim bir güçlendirilmiş parlamenter sistem dediğimiz bir geçiş çalışmamız var. Bizimkisi anayasa değişikliği ya da anayasa yapmaya yönelik bir çalışma değil. Bir sistem tasarımı. Sayın Babacan'ın arkadaşlarının da yaptığı çalışma bunun bir benzeri. Her iki siyasi, partinin de yaptığımız çalışmalar Allah'ın emri değil. Elbette ki kamuoyuyla paylaşılıp eleştiriler alınacak. İki grubun çalışma yapana arkadaşlarının da görüşmesinin doğru olacağı kanaatindeyim" değerlendirmesinde bulundu.
YENİ ANAYASA TARTIŞMALARI DEĞERLENDİRMESİ
Yeni anayasa tartışmalarına ilişkin konuşan İyi Parti lideri Akşener, şunları kaydetti:
"Bu yeni anayasa ile ilgili sayın Erdoğan konuştuktan sonra konuşanları takip ettiğimde her biri başka bir şey söyledi. Kim neyi söylüyor biz bilmiyorum. Burada dikkati çekmek istediğim bir yeni anayasa kavramı var. PCS 2017'de kabul oldu fakat hukuki zemini hâlâ en son vatandaşın seçtiği cumhurbaşkanının yetkileri hukuki olarak çerçevesi içinde. Yemini bile aynı. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanı'nın yaptığı işler o günkü kanunlar üzerinden tanımlandığı zaman birçoğu hukuk dışı. Onun anayasa değişikliğinin hukuki çerçevesi midir bu söylenen onu bilmiyoruz. Yeni bir anayasa, sıfırdan bir anayasa yapmak gibi bir iddia ise o zaman ikinci cumhuriyetin kuruluşu anlamını taşır ki, bunun cevabını almamız gerekiyor. Neye tekabül ettiğine dair bir durum yok. Anladığım kadarıyla Sayın Erdoğan bunu söyleyip arkada da bir hazırlık yok, bu da benim şahsi fikrim. Yine bir yün yumağı attılar, insanları bu işe dolaştırıp gariban çiftçinin bebeğine mama alamayan kadının üretim dışı kalmış sanayicinin derdinin konuşulmadığı yeni bir süreç olarak okuyorum."
ALİ BABACAN: BIRAKSINLAR ANAYASAYI ŞUNU BUNU, ONU BİZ ÇALIŞIYORUZ
Ali Babacan'ın yeni anayasa tartışmalarına ve AYM'nin Enis Berberoğlu hakkındaki gerekçeli kararına ilişkin değerlendirmesi ise şöyle oldu:
"Yeni anayasadan bahsedenlerin mevcut anayasaya saygılı olduklarını, yeni anayasanın hükümlerine uyulması gerektiğini bilen kişiler olması gerekir. Oysa ki şu anki yönetim mevcut anayasaya uymuyor , AYM kararlarını bağlayıcı olarak kabul etmiyor. Daha evvelsi günkü AYM'nin gerekçeli karat açıklamasına bakmışsınızdır. Düşünebiliyor musunuz, bir ülkenin Anayasa Mahkemesi diyor ki AYM kararlarına uyulmalıdır. Bu ne demek tersten okuduğunuzda şuanda Anayasa çiğneniyor demek. Niye bir ülkenin anayasa mahkemesi bunu hatırlatmak zorunda kalsın ki!
Yeni anayasadan bahsedenler öncelikle hukuka saygılı olduklarını, Anayasa'ya bağlı olduklarını, Anayasa'nın kendileri için bağlayıcı olduğunu ortaya koymaları lazım. Aksi halde zaten uymadığınız bir metni değiştirmenizin ne alemi var. Zaten uymuyorsunuz ki! Zaten gerektiğinde Anayasa'nın dışına çıkıyorsunuz. O zaman neden değiştirmekle uğraşıyorsunuz! Bugün Türkiye'nin ciddi sorunları var arkadaşlar. Ev gençleri diye bir vatandaş grubu oluştu. Yoksullukla beraber intiharlar yeniden gündemimize girdi. Hayat pahalılığı yakıyor. Esnafımız sıkıntıda. Şuanda hükûmetin yapması gereken bunlara acil çözüm üretmek. Bıraksınlar anayasayı şunu bunu. Onu biz çalışıyoruz. Onların anayasadan ne anladığının bir kıymeti yok. Uymuyorlar zaten. Uymadıkları bir metni değiştirseler ne değiştirmeseler ne. Bizim bu konudaki tutumumuz çok net. Tabii ki açık yüreklilikle biz yine dinleriz detayları da öğrenmeye çalışırız ama önce bir şu iktidar ortakları da kendi aralarında anlaşsınlar. Biraz çalışsınlar da öyle toplumun önüne çıksınlar. Bakın dikkat ederseniz ilk soru anayasa ile ilgili geliyor. Amaç da bu zaten memleketin önüne bir başka gündemi koymak, geri çekilmek ve asıl derin problemleri de vatandaşlarımızın görmemesi için zemin hazırlamak. Bu oyunlar tutmaz. Eğer ciddilerse çalışsınlar otaya somut bir şeyler koysunlar. Bizler de hep beraber inceleyelim. Ama önce biraz çalışma görmemiz lazım. Gündem değiştirme oyunlarına da asla düşmememiz lazım."
AKŞENER’DEN HDP AÇIKLAMASI
Akşener, siyasi partilerden randevu talep eden HDP ile ilgili gelen bir soruya da, "Henüz bir davet gelmedi, farz-ı muhal üzerinden niye konuşalım?" diye yanıt verdi.
AKŞENER: TÜRKİYE’DE DEĞERLER ÜZERİNDEN YAPILAN BİR KAVGA VAR
Akşener Kürt seçmenlerle ilgili gelen soruya da şöyle yanıt verdi:
"Türkiye'de değerler üzerinden yapılan bir kavga var. Ben ilçe ilçe geziyorum. Kürt esnafla da Türk esnafla da karşılaşıyorum, hiçbiri aidiyetleri üzerinden bir tespit yapmıyor şuan Siftah yapamadığını söylüyor. Oğlu ya da kızının üniversite mezunu olup üç yıldır işsiz olduğunu söylüyor. Bunları konuşmak varken döndürüp döndürüp ayrıcı noktaların üzerinden gitmenin de iktidarın özel bir uzmanlık alanı olduğunu biliyorum ama biz bu yün yumağına takılmayacağız. Biz herkesin oyuna talibiz."
AKŞENER’DEN BOĞAZİÇİ DEĞERLENDİRMESİ
Akşener'den Boğaziçi protestoları değerlendirmesi:
"Bu arkadaş AK Parti'nin aday adayı. 20 yıldır iktidar olan bu siyasi parti bu arkadaşı doğru bulup, beğenip, vasıflı bulup milletvekili yapmamış. Ama 50 yıl evvel kurulmuş bir üniversitenin rektörlüğüne atandı. Üniversitenin hocaları içinde AK Parti'yi beğenen hiçbir hoca mı yok? Yine Ak Partili olsun itirazımız yok, o AK Partili hocalardan biri değil, dışarıdan AK Parti adayı olup seçtirilmemiş biri atandı. Haklı olarak sınavlarda yüzde 1 üzerinden Boğaziçi'ni kazanmış , orayı seçme nedeni geleneği olan inancı olan bu çocuklar orada okuyor. 'Hocasıyla öğrencisiyle biz bu arkadaşı istemiyoruz, kayyum' dendi. Zaten atanma biçimini oturup bir gün boyunca tartışabiliriz. Baştan aşağı yanlış ama bir de bakın bi' sinirlerine basma. Fikirlerini söylediler ve dün itibariyle Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri bu ülkenin Cumhurbaşkanı tarafından terörist ilan ettiler. Bunu çok yanlış, sakıncalı bulduğumu ifade etmek isterim. Ama o gençlere de bir sözüm var. 31 Mart'a giderken Sayın Cumhurbaşkanı çiftçiye, esnafa, kendi partisine oy vermeyen Kürtlere terörist dedi, biz siyasilere zaten terörist dedi. Dün itibariyle gencecik Türkiye'nin en iyi okullarından birini kazanmış o gençlerin sesini duyup ne söylediklerini anlamak yerine onlara terörist dedi. Ben bu genç arkadaşlarıma bu terörist kulübe, aramıza hoş geliniz demek istiyorum."
SOYLU VE ERDOĞAN’A ÇAĞRI
"(İçişleri Bakanı Soylu ve Erdoğan'a çağrı) Provokasyon elbette toplumsal olaylarda olur. Bu devletin görevi o provokatörleri ayıklamaktır, ensesinden tutmaktır. Eğer bir şeyler söylemeye çalışan o gençleri, o provokatörlerden korumazsanız siz suçlusunuz. O gençlerin karşısına yeni tayin olmuş gencecik polisleri koyarsanız gene yanlış yaparsınız. Genci gence kırdırmanın bir yolunu bulmuş olursunuz ki bunu Türkiye açısından çok sakıncalı buluyorum. Devlet yönetmek icddiyet ister, cıvıklıktan kaçınmak gerekiyor. Ne işiniz var dedikodu yapmanın dışında, provokatör varsa yakalayın. Gençlere de sesleniyorum aranıza giren devlet adamlarına dikkat edin, siz kendi haklı meselenizi haksız yere düşürecek tedbirleri alın.
"Türkiye'nin içinde bulunduğu bu kötü durum gidecek, umutsuz olmayın, ülkenize güvenin, bu arkadaşlar gidiyor."
"Kaos çıkarmayı marifet sayanlara sesleniyorum kaosu çıkarır parçası olursunuz ama yönetemezsiniz."
ALİ BABACAN: HAFTANIN DÜŞMANI PANOSUNA BOĞAZİÇİ ÖĞRENCİLERİNİ YAZDILAR
Ali Babacan'dan Boğaziçi protestoları değerlendirmesi:
“Hükümetin haftanın düşmanı panosu var. Çözüm üretemedikleri için her hafta yeni bir düşman üretiyorlar. Karşıtlık üzerinden, düşmanlık üzerinden görüntüyü kurtarmaya çalışıyorlar. Geçen haftanın düşmanı Boğaziçi öğrencileri oldu. Bizim dinimizin kutsalları vardır. Ancak münferit bir konuyu ele alıp, onun üzerinden büyük bir propaganda ve iletişim kampanyası başlatmak, Boğaziçili öğrencilerini şeytanlaştırmak bu ülkeye de bu ülkenin gençlerine de yazık.
“POLİS ŞİDDETİNE DE ŞİDDET İÇEREN EYLEMLERE DE KARŞIYIZ”
“Ülkenin sorunlarının çözümü siyasetten geçiyor. Şiddetin her türlüsüne karşıyız. Şiddet içeren eylemlere de polis ve devlet şiddetine de karşıyız.”
Kaynak: T24