Gazete Emek- Bakanlığın önünde Maden-İş Genel Başkanı Nurettin Akçul, madenciler adına abir açıklama yaptı.

Akçul karşı çıktıkları ihalenin daha önce ertelendiğini hatırlatarak "Erteleme kararı çıkınca da bunun olumlu bir adım olduğunu düşünerek, yine devletimizi ve işyerimizi düşünerek, üretim aksamasın diye yürüyüşümüzü durdurduk. Müzakere süreci başlar, bu yanlıştan da dönülür ümidiyle işyerlerimize geri döndük. Üretimimize devam ettik. Bu satış ertelendiğine göre, iptali de olur dedik. 4 gün öncesine kadar da beklemedeydik" dedi.

'HERKES DERDİMİZİ ANLADI, BİR TEK YETKİLİLER ANLAMADI'

Akçul şöyle devam etti:

Fakat öğrendik ki; değişiklik yapıldığı söylenen şartnamede sadece bir iki maddenin üstünden geçilmiş. .Müjde gibi sundukları bu maddelerde çalışacak işçi sayısı en az 2050 olacak şekilde belirtilmiş. “Alıcı firma, ihale konusu Varlıklar’da çalışanlara öncelik vermeye gayret gösterecekler” denilerek ucu açık, suistimale hazır, işçiye hiç bir garanti vermeyen aldatmaca bir ifade kullanılmış. Kazanılmış haklara hiç değinilmemiş bile. Lojmanları boşaltma süresi olarak da belirledikleri 4 ayı, işten çıkanlara 12 ay süre vererek işten çıkmaya da teşvik etmişler. Yani ancak işten çıkarsan, 1 yıl daha barınabilirsin demişler. Gördük ki işçinin sesini duymamışlar, bizi hiç anlamamışlar . Bizler 4 gündür yollardayız. Bu süreçte Siyasi parti temsilcilerinden, halktan, kamuoyundan büyük destek gördük. Herkes derdimizi anladı, bir tek yetkililer anlamadı. Halbuki bu inatlaşacak, ya da iddialaşacak bir dava değil. Bu bizim ekmek davamız, yarınlarımızın, çocuklarımızın, yöremizin, halkımızın ve hatta Türkiye’mizin davası.Hep söyledik, söylemeye devam edeceğiz. Çayırhan Termik Santrali ve bu maden sahaları yalnızca enerji üreten bir tesis değil, yüzlerce işçimizin ekmek kapısı, bölge ekonomisinin bel kemiği.1970’lerin sonunda buraya Termik santral yapılacağı bizlere müjde gibi sunuldu.'MİLLİ YATIRIM' DEDİLER!

Akçul şöyle devam etti:

Fakat öğrendik ki; değişiklik yapıldığı söylenen şartnamede sadece bir iki maddenin üstünden geçilmiş. .Müjde gibi sundukları bu maddelerde çalışacak işçi sayısı en az 2050 olacak şekilde belirtilmiş. “Alıcı firma, ihale konusu Varlıklar’da çalışanlara öncelik vermeye gayret gösterecekler” denilerek ucu açık, suistimale hazır, işçiye hiç bir garanti vermeyen aldatmaca bir ifade kullanılmış. Kazanılmış haklara hiç değinilmemiş bile. Lojmanları boşaltma süresi olarak da belirledikleri 4 ayı, işten çıkanlara 12 ay süre vererek işten çıkmaya da teşvik etmişler. Yani ancak işten çıkarsan, 1 yıl daha barınabilirsin demişler. Gördük ki işçinin sesini duymamışlar, bizi hiç anlamamışlar . Bizler 4 gündür yollardayız. Bu süreçte Siyasi parti temsilcilerinden, halktan, kamuoyundan büyük destek gördük. Herkes derdimizi anladı, bir tek yetkililer anlamadı. Halbuki bu inatlaşacak, ya da iddialaşacak bir dava değil. Bu bizim ekmek davamız, yarınlarımızın, çocuklarımızın, yöremizin, halkımızın ve hatta Türkiye’mizin davası.Hep söyledik, söylemeye devam edeceğiz. Çayırhan Termik Santrali ve bu maden sahaları yalnızca enerji üreten bir tesis değil, yüzlerce işçimizin ekmek kapısı, bölge ekonomisinin bel kemiği.1970’lerin sonunda buraya Termik santral yapılacağı bizlere müjde gibi sunuldu.'MİLLİ YATIRIM' DEDİLER!

'KAMUYA AİT STRATEJİK BİR VARLIKTIR VE HALKA AİTTİR'Bir de tutturmuşlar, bu işletmeler kar etmiyor diye! Buranın ne kadar kar ettiğini onlar da biliyor, biz de biliyoruz. Gelin gerçek bilgileri, kamuoyuyla paylaşın.Kamuya ait böylesine kar yapan, stratejik tesislerin özel şirketlere devredilmesi, sadece işçileri değil, yöre insanını da, ülkemizi de yoksullaştıran bir politikadır.Çayırhan Termik Santrali ve maden sahaları, devletin koruması altında olması gereken, kamuya ait stratejik bir varlıktır ve halka aittir. Özel şirketlerin kar kapısı değildir. Bizler alın terimizin, emeğimizin, yaşam alanlarımızın yok pahasına satılmasına asla izin vermeyeceğiz.İşçilerin alın terini yok sayan, kamu varlıklarını yok pahasına devretmeye çalışan politikalara karşı, aylardır olduğu gibi sonuna kadar hep birlikte omuz omuza direnmeye devam edeceğiz.Maliye Bakanına buradan sesleniyoruz. Bizi bugüne kadar duymadınız ama artık sesimizi duyun ve taleplerimize cevap verin. Bizi artık ciddiye alın. Ama yok, ille de özelleştireceğiz diyorsanız da, biz buralara talibiz. Bu işte bir art niyet yoksa, tamamen iyi niyetli ve devlet yararına bir uygulamaysa, gelin buraları işçilere, halka, yöre dinamiklerine devredin. Türkiye Maden İşçileri Sendikası ve Tes-İş Sendikası olarak böyle bir devre öncülük etmeye hazırız. Siz de destek verin hep birlikte ekmek teknemizi yürütmeye devam edelim. Buranın karı da yine devletimize, işçimize, halkımıza, yani kimsenin tekeline girmeden, gerçek sahiplerinde kalsın.

Buradan bütün yetkili mercilere tekrar sesleniyoruz. Artık Çayırhan’ın çığlığını duymazdan gelmeyin. Madenciyi ve enerji işçisini görmezden gelmeyin. 4 Mart’a sayılı günler kaldı. Hala iş işten geçmiş değil. Gelin bu büyük yanlıştan dönün, ilerde vicdanlarınızı yaralayacak ve hiç rahat bırakmayacak bu karardan vazgeçin. Siz vazgeçmiyorsunuz ama biz de vazgeçmeyeceğiz. Sonu nereye varırsa varsın, meşru zeminde mücadelemizi, en üst noktaya taşımakta kararlıyız. Talebimiz belli, tavrımız net.

Ya iptal, ya iptal.Yaşasın maden işçileri, yaşasın enerji işçileri, yaşasın emeğin örgütlü mücadelesi.



 

Özelleştirmeye karşı direnen Çayırhan madencileri tekrar Ankara yollarında ki Özelleştirmeye karşı direnen Çayırhan madencileri tekrar Ankara yollarında ki

Kaynak: Artı Gerçek