Gazete Emek-Peki bu ne anlama geliyor ve neden önemli?
Gezegenimizin yapısı yerkabuğu, manto ve çekirdek olmak üzere üç ana bölümden oluşur.
Bunu yumurta gibi düşünürseniz; yerkabuğu yumurtanın kabuğu gibidir, mantosu ki bu kalın bir kaya tabakasıdır- yumurtanın akı gibidir ve çekirdek de yumurtanın sarısı gibidir.
İç çekirdek, Güneş'in yüzeyi kadar sıcaktır. Dünyanın merkezi, o kadar derininde ve o kadar çok baskı altındadır ki, çok sıcak olmasına rağmen demir ve nikelden oluşan bir metal toptur aslında.
BBC de yer alan habere göre önceki araştırmalar, gezegenin iç çekirdeğinin Dünya'nın geri kalanından sıvı metal bir dış çekirdekle ayrıldığını, yani bağımsız olarak dönebileceğini ve gezegenin geri kalanıyla senkronize hareket etmesi gerekmediğini ortaya koymuştu.
Çin'deki Pekin Üniversitesi'nden bilim insanları, benzer nitelikteki depremlerin neden olduğu sismik dalgaları birkaç yıldır inceleyerek, Dünya yüzeyinin derinlerindeki hareketliliği araştırıyorlardı.
Dünyanın yüzeyine yakın meydana gelen büyük depremler sonucu açığa çıkan enerji yerin derinliklerine de gider.
Bu sismik dalgaların Dünya’nın derinliklerindeki rotalarını izleyen bilim insanları, "son on yılda çok az değişiklik" olduğunu keşfettiler.
Bulguları, Dünya'nın iç çekirdeğinin dönüşünün durakladığını ve yıllar içinde döngünün, bir yönden diğerine evrildiğini gösteriyor.
Bu bizi nasıl etkiliyor?
Dünya'nın çekirdeğindeki bu değişiklikler, gezegenin yüzeyinde yaşayan insanları, navigasyon ve hatta günün uzunluğu bağlamında değiştirecek etkiye sahip.
Bunun nedeni manyetik alan olarak adlandırlan olgu.
Gezegenimiz uzayda kendi etrafında dönüyor. Dünya'nın metal çekirdeği de aynı şekilde dönüş hareketi yapıyor. Bu hareketler, Dünya'yı çevreleyen ve manyetik alan adı verilen manyetik kuvveti oluşturuyor.
Dev bir mıknatıs olarak değerlendirebileceğimiz Dünya’nın kuzey ve güney kutupları, manyetik kutuplar gibidir.
Ancak biraz kafa karıştırıcı şekilde, coğrafi kuzey ve güney kutbu ile manyetik kutuplar tam olarak aynı yerde değiller ve bunlar da hareket halindeler.
Kuzey manyetik kutbu, keşfedildiği 1832'den beri Kanada’nın kuzeyinden Rusya'daki Sibirya'ya doğru 1.400 mil kaydı.
Kuzey manyetik kutbunun hareketi son yıllarda o kadar hızlandı ki, Kuzey Kutbu çevresinde faaliyet gösteren askeri ve ticari ulaşım ile arama kurtarma operasyonlarında kullanılan navigasyon cihazlarında değişiklikler yapılması gerekti.
Dünyanın manyetik alanı, yeryüzünün kendi ekseni etrafında ne kadar hızlı veya aynı şekilde yavaş döndüğünü, başka bir deyişle günlerimizin ne kadar uzun olduğunu kontrol etmekten de sorumludur.
Tıpkı dört yılda bir olan artık yılda olduğu gibi, bir günü yaratan dönüşteki çok küçük bir yavaşlama bile, zamanı doğru tutabilmek için, 1970’lerden bu yana 27 artık saniye eklenmesine ihtiyaç duyulması sonucunu doğurdu.
Dünyanın kendi ekseni etrafında dönme hızının, iç çekirdeğin dönüşündeki farklılaşma nedeniyle tarih boyunca sürekli değiştiğine inanılıyor.
Ancak bilim insanlarının tamamı bu yeni bulgularla aynı fikirde değil.
Amerika’da tanınan bir jeofizikçi olan Dr John Vidale, Çinli bilim insanlarının açıkladığı sonuçlara şüphe ile yaklaşıyor.
Vidale, dünyanın çekirdeğine olan bakışımızı, tarayıcı olmadan yapılan bir gözleme benzetiyor ve "Dünyanın iç kısmına ilişkin görüntümüz hala bulanık" diyor.
Vidale, "Bir şeyler oluyor ve sanırım bunu çözebileceğiz, ancak bu on yıl alabilir" diye de ekliyor.