Gazete Emek- Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM PARTİ) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Diyarbakır'ın Bağlar ilçesine bağlı Tavşantepe mahallesinde 21 Ağustos'ta kaybolan ve 19 gün sonra cenazesi bulunan 8 yaşındaki Narin Güran'ın mezarını ziyaret etti.
Hatimoğulları'na DEM Parti ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Diyarbakır il örgütleri, Tevgera Jinên Azad (TJA- Özgür Kadın Hareketi) Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Serra Bucak, birçok ilçe belediye eş başkanı ile birçok DEM Parti Milletvekili katıldı.
HEYET DİYARBAKIR BAROSU'NA GEÇECEK
Hatimoğulları, Narin'in mezarına karanfil bıraktı. Okunan duaların ardından açıklama yapan Hatimoğulları, açıklamadan sona bir dakikalık saygı duruşunda bulunarak mezarlık ziyaretini bitirdi. Hatimoğulları, Diyarbakır Barosu'na geçerek burada soruşturma hakkında bilgi alacak.
'KATİLLER İKTİDARIN TA KENDİSİDİR'
Hatimoğulları açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
"Sevgili Narin'den güzel bir haber almak için 19 gün bekledik. Onun yaşadığına dair güzel bir haber almak için bütün Türkiye 19 gün bekledi ama ne yazık ki acı haberle hepimiz yüzleştik. Narin'in ölümü üzerinde çok devasa bir sır perdesi var. Ama şunu bilmeliyiz ki Türkiye'de binlerce Narinler var. Hikayesi bilinmeyen, yaşadığı cinsel istismarı en yakınındakine söyleyemeyen binlerce çocuk var ve binlerce çocuk bu şekilde katlediliyor. Katiller erkek egemen sistemin ta kendisidir. Katiller iktidarın ta kendisidir ve yereldeki mikro iktidarcıklardır katiller.
'NARİNLERİ, CEYLANLARI, UĞURLARI, CEMİLELERİ ANIYORUM'
Ben bugün sevgili Narin'in mezarı başında cinsel istismara uğrayan yakınları ve bu erkek egemen sistem tarafında katledilen, polis TOMA'larıyla katledilen, Filistin'de kundakları bebekleri savaşta katledilen bütün çocukları burada saygıyla anıyorum. Narinleri, Ceylanları, Uğurları, Cemileleri burada huzurunuzda bir kez daha anıyorum ve topluma sorumluğunu hatırlatmak istiyorum burada.
'ÇOCUK CİNAYETLERİ DE SEVGİLİ NARİN'İN ÖLDÜRÜLMESİ DE KADIN CİNAYETLERİ DE POLİTİKTİR'
Bu devlet anlayışı, bu erkek egemen sistem ne yazık ki katilleri korudu bugüne kadar. Tacizcileri, tecavüzcüleri korudular. Kadınları ve çocukları korumadılar. Kadınları ve çocukları koruyacak yasaların gelişmesine izin vermediler. Kadınları koruyan İstanbul Sözleşmesini, kadınların ve çocukların şiddete maruz kalmasını engellemek için ihdas edilmiş 6284 sayılı yasayı, mevcut olan bu iktidarın çocuk ve kadın düşmanı politikaları ne yazık ki bunları tartışmaya açmış durumdadır. İstanbul Sözleşmesi bizleri korumak içindi. Bunları tartışmaya açtı. Evet, çocuk cinayetleri de sevgili Narin'in öldürülmesi de kadın cinayetleri de politiktir.
'BİZ BU KADERİ DEĞİŞTİREBİLİRİZ'
Çocukları korumak kamunun görevidir. Çocukların yaşayabileceği, istismara uğramayacağı bir toplum düzenini kurmak kamunun görevidir. Ama biz bunu yaratamadığımız için sevgili Narinlere sahip çıkamamış olduk. Sevgili Narin'in ölümüyle ilgili elbette bu olayı diğer ölümlerden ayıran çok önemli özellikler var. Bu olayın Tavşantepe'de olması. Yine bu köydeki bugüne kadar devletin uygulamış olduğu politikalar bu katliamın başka bir yüzü olduğunu göstermektedir. Çocuklar bu toplumun geleceğidir evet ama aynı zamanda çocuklar çocuk olarak da bu toplumun bir öznesidir. Ama onlara yapılan müdahaleler hele Tavşantepe'de doğmuşsanız işte kaderleri Narin gibi.. Biz bu kaderi değiştirebiliriz."
Kaynak: Artı Gerçek