Gazete Emek- İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri; Esenyurt, Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerine kayyım atanmasını protesto etmek üzere basın açıklaması düzenledi. Cumhuriyet Meydanı’nda gerçekleştirilen açıklamaya İzmir EDG bileşeni çeşitli siyasi partiler, sendikalar, emek örgütleri; DEM Parti İzmir Milletvekilleri Burcugül Çubuk ve İbrahim Akın; Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu ve Karabağlar Belediye Başkanı Helil Kınay katıldı. Sıklıkla “Kayyım darbedir, darbeye hayır”, “Faşizme karşı omuz omuza” ve “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek” sloganlarının atıldığı eylemde, basın metnini ise İzmir Barosu YK Üyesi Av. Zöhre Dalkıran okudu.
“İKTİDAR SİYASİ ERKİ KAYBETMİŞTİR”
Siyasi iktidarın en süslü demokrasi söylemleriyle demokrasiyi ayaklar altına almaya devam ettiğini belirten Dalkıran, “Sandıktan çıkan iradeyi tanımayan ve kendisine muhalif ne unsur varsa bir şekilde susturmak için yargıyı ve kolluğu sopa gibi kullanan iktidar, bu ülkeyi tek kelimeyle faşizm karanlığına sürüklemiştir. İktidar konuşmayan, okumayan, yazmayan, oy kullanmayan, kullansa bile sadece iktidarı destekleyen, düşünmeyen, sorgulamayan, örgütlenmeyen, hakkını hukukunu aramayan bir toplum yaratma çabası içindedir. Ancak bu çaba boşunadır. İktidarın yarattığı bu karanlık, demokrasiyi savunan güçlerin ördüğü duvara çarpa çarpa yok olacaktır. Yerel seçimlerde ağır bir yenilgi yaşaya üç büyük ilin belediye başkanlıklarını kaybeden iktidar aslında siyasi erki de kaybetmiştir, ülkeyi yönetemez hale gelmiştir, bu yüzden baskı ve zulüm yöntemlerine sarılmaktan başka çare bulamamaktadır” diye konuştu.
“BAŞTAN SONA HUKUK GARABETİ”
Kayyım müdahalesinin baştan sona bir hukuk garabeti olduğunu dile getiren Dalkıran, Avrupa Konseyi’nin kayyım atamalarının Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na aykırı olduğunu belirterek Türkiye’yi uyardığını ve AİHM’in ise kayyım atamalarının demokratik temsil hakkına zarar verdiği yönünde görüş bildirdiğini kaydetti. Öte yandan Dalkıran, “İktidar yönetememektedir. Yoksulluğu, açlığı, geleceksizliği, eğitimsizliği, çaresizliği halka bir erdem olarak dayatmaya çalışsa da halkın kaynamayan tenceresi, okuyamayan çocuğu, tedavi olamayan annesi-babası bu yarı mistik propagandaları tersyüz etmekte, hayat kendi gerçekliğini yönetenlerin halka fısıldadığı masalların önüne çok sert bir şekilde getirmektedir. Dolayısıyla bu yönetememe sorunu iktidarı hak ve özgürlükleri, demokrasiyi daha da kısıtlamaya itmektedir. Zaman zaman atılan savaş naraları bu yüzdendir” dedi.
"KAYYIM ATAMALARINA DERHAL SON VERİN"
Son olarak kara dumanın el birliği ile dağıtılacağını belirten Dalkıran, “Buradan bir kez daha sesleniyoruz; kayyım atamalarına derhal son verin. Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’i derhal serbest bırakın ve görevine iade edin. Mardin, Batman, Halfeti Belediyelerine yapılan kayyım atamalarını iptal edin, seçilmiş başkanları demokrasiye uygun bir şekilde görevlerine iade edin. Demokrasiyi ayaklar altına almaktan, çiğnemekten derhal vazgeçin. Ahmet Özer’e özgürlük! Kayyım atamalarına hayır! Yaşasın demokrasi” ifadeleriyle sözlerini tamamladı.
ANKARA EMEK VE DEMOKRASİ GÜÇLERİ: 'KAYYIMLA GİDİLECEK BİR BARIŞ YOLU YOKTUR'
Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri, belediyelere kayyım atanmasına ilişkin basın açıklamasında bulundu. Açıklamada konuşan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, "Kayyımla gidilecek bir barış yolu yoktur. Kayyımla ilerlenecek bir çözüm yolu yoktur. Çözüm isteyenlere, barış isteyenlere bu konuda söz söyleyenlere çağrımız nettir. Bu yoldan dönün. Hukuksuzlukta ısrar etmeyin" dedi.
Sakarya Caddesinde yapılan açıklamada konuşan DEM Parti Ankara İl Örgütü yöneticisi Umutcan Kocabıyık, "AKP-MHP iktidarının yıllardır sürdürdüğü faşist politikaların sonucu olarak geldiğimiz noktada, seçimler artık tanınmaz hale gelmiştir. 4 Kasım sabahı Batman, Mardin ve Halfeti belediyelerine, daha öncesinde ise Esenyurt ve Hakkari belediyelerine, yani toplam 5 belediyeye kayyım atanmıştır. Aylar öncesinde ise, Van'da denenmiş fakat kararlı bir direniş sonrası kayyım geri çektirilmek zorunda kalmıştır. Başta Kürt halkı olmak üzere bütün halkların seçme ve seçilme hakkını yok sayarak getirilen bu kayyım düzeni halkların iradesine vurulmuş siyasi bir darbedir. Bütün olanak ve imkanlarını kendi iktidarını korumak için kullanan AKP-MHP ittifakı buna rağmen seçimlerde kaybetmiş, bunun sonucunda siyasi darbe ile, zor kullanarak iktidarlarını devam ettirmeye çalışmaktadır" dedi.
"GÖZALTINA ALINANLAR SERBEST BIRAKILSIN”
Kayyımın atandığı belediyelerde halkın sokağa çıktığını hatırlatan, Kocabıyık,"Buna bile tahammül edemeyen iktidar, polis şiddetine başvurmuş, yüzlerce insan gözaltına almış, tutuklanmıştır. Buradan söylüyoruz ki, kendi oyunu, iradesini korumak için gösterilen demokratik tepkilerin hiçbiri tutuklama gerekçesi olamaz, bu kapsamda alınan herkes derhal serbest bırakılmalıdır" dedi.
Zor ile yönetmenin mümkün olmadığını vurgulayan Kocabıyık , "Ülkede yeni doğan bebeklerin canına dahi göz dikebilen adi çeteler cirit atmaktadır. Gençler giderek umutsuz bir hayata sürüklenmektedir. İşçi ve emekçi sömürüsü günden güne artıp iş cinayetleri olağan hale gelmektedir. Hayvan ve doğa katliamı almış başını gitmektedir. Kadın ve LGBTİ+ cinayetleri tarihin en yüksek noktasına ulaşmıştır. Ayrıca kayyım rejiminin kadınlara yönelik kazanımlara, eş başkanlık sistemine açık bir saldırı ve tahammülsüzlük olduğunun altını bir kez daha çizmek istiyoruz. Kadınlar için bu kayyım yok hükmündedir."
“BELEDİYE BAŞKANLARI DERHAL GÖREVE İADE EDİLSİN”
Kocabıyık şöyle devam etti: "Görevlerinden alınıp tutuklanan Mehmet Sıddık Akış ve Ahmet Özer derhal serbest bırakılmalı, görevlerinden uzaklaştırılan Viyan Tekçe, Gülistan Sönük, Devrim Demir, Saniye Demir, Ahmet Türk ve Mehmet Karayılan derhal görevlerine iade edilmelidir. Eğer iktidar iflas etmiş bu yöntemlerle başarılı olacağını düşünüyorsa çok büyük yanılacaktır. Halklarımız bu hukuksuzluk karşısında demokratik zeminde hak, hukuk ve adalet arayışına devam edecek, kendi iradesine sahip çıkacaktır."
Açıklamanın ardından söz alan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, "Bu ülke ilk kurulduğu günden bugüne kadar toplumu gözetmedi. Demokrasiye kast eden, temel hak ve özgürlükleri askıya alan bu ülkede demokrasi adına ne varsa yok etmeye çalışan iktidarın bizzat kendisidir. Biz onları tek başına iktidar olma yeteneğinden düşürdüğümüzden beri, 7 Haziran zaferimizden beri bu ülkede Kürt halkına, demokrasi güçlerine, HDP'ye, Dem Parti'ye, kadınlara, geçlere, işçi sınıfına ellerinden gelen her türlü haksızlığı yaptılar" dedi.
Koçyiğit şöyle devam etti: "Kayyım uygulaması güncellenmiş şark ıslah planının yeni adıdır, OHAL rejiminin devamıdır. 2016'da belediyelerimize kayyım atandığımızda şunu söyledik. Bugün Diyarbakır'a, Mardin'e, Van'a kayyım atanması yarın İstanbul'a, İzmir'e, Adana'ya kayyım atacağının da göstergesidir dedik. Ve ne yazıki haklı çıktık. Esenyurt Belediyesi'ne de kayyım atadılar. Zulüm bir yerde varsa ülkenin dört bir yanında o zulme, o hukuksuzluğa, demokrasi gasbına birlikte karşı çıkarsak yeni zulümlerin önüne bent çekebiliriz. Bugün AKP, toplumsal muhalefetin yan yana duruşunu bölmek istiyor. Mücadele edersek bu ülkede toplumsal barış da tesis edilir. Mücadele birliğimizi güçlendireceğiz. Toplumsal ittifakımızı genişleteceğiz. Kayyımla gidilecek bir barış yolu yoktur. Kayyımla ilerlenecek bir çözüm yolu yoktur. Çözüm isteyenlere, barış isteyenlere bu konuda söz söyleyenlere çağrımız nettir. Bu yoldan dönün. Hukuksuzlukta ısrar etmeyin. Gün mücadele günüdür. Pusulamız açıktır. Yan yana duruşumuz, birlikte mücadelemiz kurtuluşa götürecektir."
Kaynak: Evrensel