Gazete Emek- Bayram öncesi toplu sözleşme görüşmelerinde kazanılmış haklarına el koyulan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan kamu emekçileri, eylemlerine kaldıkları yerden devam ediyor.
Kültürpark’ta yer alan 1 No’lu hol önünde bir araya gelen Tüm Bel-Sen, Tüm Yerel Sen, Türk Yerel Hizmet Sen ve Birlik Yerel Sen üyesi kamu emekçileri sloganlar eşliğinde holleri dolaştı. Ardından ise İzmir Sanat’a yüründü. Burada atılan işçilerle bir araya gelen emekçiler, Tüm Bel-Sen 1 No’lu Şube Başkanı Cevdet Keleş’in okuduğu basın metni sonrasında maaş bordrolarını yaktı.
Yapılan açıklamada Keleş, belediye emekçilerinin yıllardır bedel ödeyerek, mücadele ederek elde ettiği toplu sözleşme kazanımlarının hukuksuz bir şekilde gasbedilerek iş barışının tek taraflı bozulduğunu söyledi. Keleş, “Seçimlerden önce memurlara, ‘mevcut durumdan daha ileri sözleşmeler imzalayacağız’ sözünü unutan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, memurunun sosyal denge tazminatının yarısına el koyarak, Ramazan Bayramı, 1 Mayıs ve Kurban Bayramı ikramiyelerini ödemeyerek, bayramı belediye emekçilerine zehir etmiştir” diye konuştu.
“EMEKÇİLER TARAFINDAN CHP’NİN HANESİNE NOT EDİLECEKTİR”
Seçim süresince dillerden düşmeyen demokrasi ve özgürlük kavramlarının yeni bir seçime kadar bir kenara atıldığını ifade eden Keleş, “CHP İzmir İl Başkanlığı ile sendikalar arasında yapılan görüşmede, konuyla ilgili CHP Genel Merkezi tarafından çalışma yapıldığı bildirilmiştir. İzmir’de yaşanan hukuksuzluk CHP Genel Merkezinin bilgisi ve onayı ile yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumumun siyasal sorumluluğu ve doğuracağı sonuçlar CHP’nin hanesine emekçiler tarafından not edilecektir” dedi.
“ULUSLARASI SÖZLEŞMELER İÇ HUKUKUMUZLA BAĞLAYICILIK KAZANMIŞTIR”
Sözleşme taleplerinin hukuki temellerini uluslararası dayanaklarla sunduklarını vurgulayan Keleş, “Anayasanın 90/5. maddesine göre; ‘Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşma hükümleri esas alınır’ denilmiştir. 98 sayılı ILO sözleşmesi iç hukukumuzla bütünleşerek bağlayıcılık kazanmıştır, dolayısıyla kamu emekçilerinin toplu sözleşme yapma hakları vardır ve bunda da ücret konusunda herhangi bir sınırlama getirilmemiştir. Anayasa’nın 90. maddesi mevcut iken kanunla getirilmiş bir sınırın, uluslararası sözleşme hükümlerine aykırı şekilde yorumlanamayacağı, kanun hükmünün uluslararası sözleşme hükmüne üstün tutulamayacağı açıktır. AİHM, sosyal denge tazminatı sözleşmelerini, Toplu Sözleşme olarak değerlendirmektedir. Şu durumda buna aykırı kanun hükümlerinin, uluslararası sözleşme hükümlerine uygun hale getirilmesi gerekmektedir” diye konuştu.
Kaynak: Evrensel