Gazete Emek- Gazeteci Nevşin Mengü, YouTube kanalından 'Efsane geri dönüşler' videosu paylaştı.
Nevşin Mengü, 'Özenle hazırladığımız bu videomuzda, son dönemde Türkiye’nin iç ve dış politikasında yaşadığımız sert u dönüşlerini, 180 derece değişimleri ele aldık. Bunlara pozisyon değişimi ya da geri vites de demek mümkün' açıklamasında bulundu.
HDP'ye yönelik büyük katliam planı! 1 kişi öldürüldü- İŞTE BÜYÜK PROVAKASYONUN TÜM DETAYLARI
"CİDDİ YANLIŞLAR VAR"
Gazeteci Deniz Yücel se, Twitter hesabından Nevşin Mengü'ye seslenerek, "Sevgili Nevşin, güzel olmuş ama maalesef benimle ilgili kısımda (4:44’ten itibaren) ciddi yanlışlar var." dedi.
Videoda kendisine yönelik 'hata ve yanlışları' düzeltti.
Yücel'in konuya ilişkin paylaşımları şu şekilde :
1. Videoda hakkımda “hem ajanlıktan, hem FETÖ’ye hem PKK’ya yardım yataklıktan yargılanıyordu” demişsin. Bu yanlış. Doğrusu, ben “Terör örgütü propagandası yapma” ve “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme” suçlamasıyla tutuklanmıştım. “Ajanlık” ise adli süreçte konu dahi olmadı.
2. “Yargılanıyordu” demen de yanlış. Doğrusu, hapishanede kaldığım süre zarfında yargılanmıyordum, çünkü yargılanmanın ön koşulu olan iddianame hazırlanmamıştı.
3.Sürecimi “bir başka iade meselesi” olarak anlatman da yanlış veya en azından eksik. Çünkü ben cezaevinden “iade” değil sadece ve tekrar tekrar hızlı ve adil yargılanmayı talep ettim. TC vatandaşı olarak “iade” edilmem hukuken de mümkün değildi.
4. Ve Merkel, bahsettiğin gibi Erdoğan'ın hakkımdaki "ajan terörist" laflarından “sonra araya” girmedi. Tam tersine, Merkel benim ricam üzere bu sürecinin başında "araya" girmişti – yani tutuklanmamdan, gözaltına alınmamdan, konu henüz daha medyaya yansımadan önce.
5. Erdoğan tam da bunu bildiği için tutukladım. Amaç, anayasa referandumu öncesi suni bir kriz çıkartıp Almanya’dan gelen tepkiler üzerinden referandum kapmayasını yürütmek idi.
6. Öyle oldu da. AKP, referandum kampanyasını önemli ölçüde benim üzerimden Almanya’yla (ve Aile Bakanı’nın Rotterdam macerası üzerinden Hollanda’yla) yarattığı gerginlikle yürüttü.
7. Almanya tarafında tutuklanmamı protesto eden sadece hükümet değildi. Arkadaşlarım çok başarılı bir kampanya başlattı; sivil toplum, kendi gazetem ve tüm medya, aşırı sağ hariç tüm siyasi partiler Almanya’da benzeri görülmeyen kampanyayla hükümete baskı oluşturdu.
8. Erdoğan ise, Almanya’daki tepkilerin tahmin ettiğinden de daha büyük olduğunu görünce, “madem bu adam Almanlar için bu kadar kıymetli, bari bir karşılığını alalım” diye düşündü ve meseleyi bir rehine pazarlığına dönüştürmeye kalkıştı.
9. Erdoğan’ın referanduma üç gün kala söylediği “Ben bu makamda olduğum sürece asla” sözleri tam bu dönüm noktasıydı. Videonuzda ima ettiğiniz gibi, bu, Erdoğan’ın daha sonra “geri vites” attığı cengaver bir meydan okuma değil mafyavari bir pazarlığın başlangıcıydı.
10. Erdoğan birebir görüşmelerde de Almanya tarafından bir şeyler kopartmaya çalıştı (takas, silah vs.). Ancak başarılı olmadı. Öte yandan 2017 sonundan itibaren ekonomik sebeplerle Almanya’yla tekrar ilişkilerini düzeltmek istediğinde ben ciddi bir sorun haline gelmiştim.
11. Nihayet Erdoğan dönemin Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel ile 2018 başında Roma’da ve İstanbul’da gerçekleştirdiği iki gizli görüşmede, benim serbest kalmama dair söz verdi – ve ülkeyi derhal terk etmem şartını koydu.
12. Tahliyem sonra @tbatuhanyasar, Türkiye gazetesinde meseleyi iktidar açısından gayet iyi bir şekilde anlatmıştı. (Batuhan Bey, aynı zamanda videoda Erdoğan’a “Vermeyeceğiz?” diye soran gazetecidir.) https://t.co/57JIpgwtZa
13. Muharrem İncegiller gibi hikayemi bir “ulusal egemenlik” meselesi olarak görmek ya da (sizin bu videoda yaptığınız gibi) Erdoğan’ın attığı “geri viteslerden” biri olarak değerlendirmek, bence olayın özünü gözden kaçırmaktır.
14. Üzerinde durulması gereken nokta, sonradan vatandaşı olduğum ülke hükümetinin, sadece gazetecilik yaptığım için tutuklanmama karşı tavır alması, yani suçsuz gördüğü bir vatandaşına sahip çıkması değil.
15. Üzerinde durulması gereken, doğuştan vatandaşı olduğum ülkenin en tepesindeki kişinin hakkımda alenen abuk sabuk şeyler söylemesi, İstanbul otopark mafyası ve Kayserili halı tüccarı karışımı zihniyetle kendi vatandaşını rehin alması ve yargıyı bu doğrultuda alet etmesidir.
16. Tüm bunları savunmamda anlatmıştım, başka yerlerde de anlattım. Tekrarlamaktan yoruldum aslında. En azından işini düzgün yapan meslektaşlarımın daha titiz davranmalarını ümit ediyorum.