Gazete Emek- Hakların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş, son dönemde artarak devam eden kadın cinayetlerinin araştırılması için Meclis Başkanlığına önerge verdi.

Eril şiddetin yol açtığı kadın cinayetlerinin Türkiye'nin en temel gündemlerinden olduğunu söyleyen Beştaş, eylül ayında 42, ekim ayının ilk haftasında da sekiz kadının erkekler tarafından öldürüldüğüne dikkat çekti. Beştaş, "Ancak kamuoyuna yansımayan ve son bir ayda gerçekleşen 20 şüpheli ölümün de eril şiddetin bir neticesi olduğu hususu atlanmaktadır" dedi.

'NARİN, DİLAN, ROJİN, GÜLİSTAN...'

Beştaş, Meclis Araştırma talebinin gerekçesinde şu ifadeleri kullandı:

"Narin Güran’ın bir dere yatağında cesedinin bulunmasının ardından yürütülen soruşturmada aradan geçen zaman zarfında hala kesin bir neticeye ulaşılamamış olması, katillerin artık delil karartma yöntemlerini profesyonel bir şekilde hayata geçirdiklerini göstermektedir.

Benzer bir hadise Erzurum ilinin Köprüköy ilçesinde meydana gelmiş, 23 yaşındaki Dilan Yıldırım’ın ölümü intihar olarak yansıtılmıştır. Dilan Yıldırım’ın anne ve babasının, bu ölümün bir intihar olmadığına dair iddiaları, soruşturmanın yeniden canlandırılmasına ve etkin bir şekilde yürütülmesine vesile olmuştur. Dilan Yıldırım’ın ölümünde de delillerin karartılmış olduğu ve şüphelilerin birbirlerini koruyan tavrı söz konusudur. Bu ve benzeri durumlar, çok sayıdaki şüpheli ölümün, esasında birer cinayet olduğunu göstermektedir.

DEM Parti Kadın Meclisi savaşlara karşı kampanya başlattı DEM Parti Kadın Meclisi savaşlara karşı kampanya başlattı

Yine üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in şüpheli bir şekilde kaybolması ve hala bulunamamış olması şüpheli ölümlerin sorgulanmasını gerekli kılmaktadır. Nitekim Gülistan Doku da şüpheli bir şekilde ortadan kaybolmuş, hala nasıl kaybedildiğine dair bulgulara ulaşılamamıştır.

'ÇOK SAYIDA CİNAYETE İNTİHAR SÜSÜ VERİLİYOR'

Dikkat çeken bir diğer olgu da, namusun bahane edilerek işlendiği cinayetlere yapılan ceza artırımının ardından, bu tür cinayet vakalarının azalmasına rağmen, “intihar” olarak adlandırılan ölüm olaylarındaki artıştır. Çok sayıda cinayete “intihar” süsü verildiği gibi kadınların intihara sürüklendiği olaylar da söz konusudur. Geçtiğimiz yıl kamuoyuna yansıyan verilere göre 315 kadın eril şiddet sonucu yaşamını yitirmişken, 248 kadının da şüpheli şekilde öldüğü bilgisi kayıtlara yansımıştır.

Yani en az şiddet neticesinde ölen kadın kadar, şüpheli şekilde ölen kadın vardır. Bu verilerin, ölüm biçimlerini şüpheli bulan yakınlarının iddiaları üzerine elde edildiği varsayıldığında, herhangi bir sorgulamaya tabi tutulmaksızın üzeri örtülen şüpheli ölümlerin çok daha fazla sayıda olduğu nazara alınmalıdır. Katillerin genellikle, kadının akraba çevresinden olduğu realitesi, faillerin korunduğunu ve cinayetlerin üzerinin örtüldüğünü göstermektedir. Diğer yandan etkin soruşturma yürütülmeyen her kadın ölümünde, ölenin “kadın” olması ve ölen kadın olduğu için de soruşturmaların neticelendirilmemesinin adeta bir alışkanlığa dönüştüğü gözlenmektedir. Bu da kadın yaşamının bir önemsiz görüldüğünün bir kanıtı olarak önümüzde durmaktadır.

CEZASIZLIĞA DİKKAT ÇEKTİ

Şüpheli bırakılan ölümlerde etkin soruşturma yürütülmemesi, dava açılmaması, faillerin tutuklanmaması, cezalandırılmaması; kadın cinayetlerinin artmasına neden olmaktadır. Esasen uygulanan cezasızlık politikalarının; bir nevi cinayete teşvik niteliğinde olduğu unutulmamalı ve göz ardı edilmemelidir. Cezasız bırakılan her cinayet, yeni cinayetlerin, üstelik çok daha fazla sayıda meydana gelmesine yol açmaktadır.

Bu bahisle kadın cinayetlerinin araştırılması kadar şüpheli kadın ölümlerinin de ortaya çıkarılması önem arz etmektedir. Parlamentonun sorumluluğu bu cinayetlerin önlenmesi olup, cinayetlerin biçimlerinin de sorgulanması; şüpheli kadın ölümlerinin ortaya çıkarılması elzemdir."



 

Kaynak: Artı Gerçek 

Editör: şilan