Gazete Emek- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, Pınar Gültekin’in öldürülmesi davasında Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin bozma kararına itirazının gerekçeleri ortaya çıktı.
Muğla'da 27 yaşındaki üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'i katleden Cemal Metin Avcı'ya, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesince verilen "tasarlayarak ve canavarca hisle öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, kardeşi Mertcan Avcı'ya 4 yıl hapis cezaları, Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nce bozulmuştu.
Daire, Gültekin'i boğduktan sonra varile koyarak yakan Cemal Metin Avcı'ya, "canavarca hisle ve tasarlayarak öldürme" suçundan değil, “eziyet çektirerek kasten öldürme” suçundan, haksız tahrik uygulanarak ceza verilmesi gerektiğine hükmetmişti. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise Dairenin bu kararına resen itiraz etti.
Başsavcılık, sanığın eyleminin “tasarlayarak ve canavarca hisle öldürme” kapsamında olduğunu, haksız tahrik indiriminin uygulanamayacağını belirterek, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi’nin verdiği kararın onanmasını istedi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, sanık Cemal Metin Avcı’nın, cep telefonu veya vereceği parayı Pınar Gültekin’e yayla evinde vermesini gerektirir hiçbir neden yokken, buluştukları AVM’de veya araç içerisinde de verebileceği halde olaydan bir hafta önce parayı yüz yüze verme konusunda ısrar ederek, AVM’de buluşarak önceden yaptığı plan çerçevesinde Gültekin’i yayla evine götürdüğü ve öldürme eylemini gerçekleştirdiği kaydedildi.
Sanığın yaptığı plan dahilinde tüm delilleri ve cesedi yok ettiği hususları birlikte değerlendirildiğinde eyleminin “tasarlayarak öldürme” olduğu kanaatine varıldığı aktarıldı.
CANAVARCA HİSSİN TANIMI…
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 82/1-b maddesinin metninde “canavarca his” kavramının tanımına yer verilmediği belirtilen itirazda, şunlar kaydedildi: “Madde gerekçesinde ise kişinin acıma hissi olmaksızın bir başkasını öldürmesi halinde canavarca hisle öldürmenin söz konusu olacağı, öldürmenin vahşi bir yöntemle gerçekleştirilmesinin, canavarca hisle öldürmenin arz ettiği özellik olduğu belirtilerek, kişinin yakılarak, uyurken kulağının içine kızgın yağ dökülerek ya da vücudu parçalanarak öldürülmesi, canavarca hisle öldürmeye örnek olarak gösterilmiştir. Çeşitli yargısal kararlarda da vurgulandığı üzere, sırf öldürmüş olmak için öldürmek, ölenin acı çekmesinden zevk duymak için öldürmek, silahı denemek maksadıyla öldürmek gibi haller sadist bir duygu ve düşüncenin eyleme egemen olması bakımından ‘canavarca his ile öldürmeye’ yönelik örnek oluştururlar. Benzer biçimde belli toplumsal sınıflara ya da farklı inanç veya mezhep gruplarına duyduğu hınç nedeniyle öldürme, canavarca his sevki ile öldürme suçunu oluşturur.”
Başsavcılık, Kanunda “canavarca his”sin tanımı yapılmamış ise de bu açıklamalar ışığında bu sözcüklerin, psikolojik bir olgu olduğunu, bu olgunun her türlü bulgu ve kanıtla belirlenebileceğini vurguladı. Başsavcılığın itirazında, canavarca his sevkinin, toplumun ortak bilincinin, duygusunun ve vicdanının hiçbir zaman onaylamayacağı, alçakça bir güdü/içtepi olduğunun gözden uzak tutulmaması gerekeceği belirtilerek, konuyla ilgili bir tanımlama yapmadan her bir olayın kendi koşulları içinde değerlendirilmesi gerektiği aktarıldı. İtirazda, “Sanık Cemal Metin Avcı’nın gerçekleştirdiği eylemin ağırlığıyla onu bu eyleme iten neden arasında aşırı derecede ölçüsüzlük-oransızlık bulunması, ayrıca sanığın eyleminin toplumun ortak bilinci, duygusu ve vicdanınca hiçbir zaman onaylanmayacak oluşu hususları birlikte değerlendirildiğinde sanığın davranışlarının, eylemini bir an önce tamamlama ve sonuç almaya yönelik olduğu, bu haliyle eylemin tasarlayarak ve canavarca hisle öldürme sonucunu oluşturduğu kanaatine varılmıştır” denildi. "Maktulden sanığa yönelen haksız bir davranış bulunmuyor" Haksız tahrik indirimine yapılan itirazın gerekçesinde ise sanık ile maktul arasındaki ilişkinin boyutu ve süresi ile tarafların ekonomik durumları nazara alındığında, çok büyük meblağlarda olmayan ve rızaya dayalı verilen paraların tehdit ile alındığını gösteren yeterli kanıt bulunmadığı vurgulandı. Başsavcılığın itirazında, “Maktulün eyleminde şantaj suçunun unsurlarının oluşmadığı, ayrıca sanığın maktulün elinde kendisinin hemcinsleri tarafından iğfal edildiğini gösteren çıplak fotoğraflarının bulunduğu yönündeki savunmaları destekleyen tehdit ve şantaj unsuru olduğu kabul edilecek herhangi bir delil de elde edilemediği, bu yönüyle maktulden sanığa yönelen haksız bir davranış bulunmadığı anlaşılmıştır” tespiti yapıldı. Sanığın aşamalarda farklılaşan ve dosya kapsamı ile uyuşmayan savunmalarının, haksız tahrik indiriminden yararlanma amacına dönük olduğu tespiti de yapılan Başsavcılığın itirazında, “Dolayısıyla olayda sanık lehine haksız tahrik hükmünün uygulanması koşullarının mevcut olmadığı sonucuna ulaşılmıştır” denildi.
Kaynak: Anka