EMEK HABERLERİ

SES Eş Genel Başkanı Hüsnü Yıldırım: “Sağlık emekçileri iş bırakmaya mecbur kaldı”

Abone Ol

ÖZEL HABER: Selma Kara
 

Gazete Emek - Türkiye’de başlayan sağlıkta iş bırakma eylemine dair bilgi veren SES Eş Genel Başkanı Hüsnü Yıldırım, temel sorunlarını, insanca yaşayacak ücret, sağlıkta şiddet ve liyakatsizlik olarak sıraladı. 

“TEMEL SORUN İNSANCA YAŞAYACAK ÜCRET”

Yıldırım, “Ağırlıklı sorun olarak, insanca yaşayacak temel bir ücretin sağlık emekçilerinin eline geçmediğini ifade ediyoruz. Diğer önemli sorunları ise sağlıkta şiddet ve liyakatsiz yöneticilerin olmasından dolayı mobbinge uğrama gibi eylem ve etkinlikler. Biz bunları; mali haklar, özlük hakları ve temel haklar olarak bir talepler manzumesi haline çevirdik.” dedi. 

“SİYASAL İKTİDAR SAĞLIK EMEKÇİLERİNİN MÜCADELESİNİ YOK SAYDI”

İş bırakma eylemine sağlık iş kolunda mücadele eden 21 örgütün katılım sağlayacağını belirten Yıldırım, pandemidendepreme kadarki süreçte sağlık emekçilerinin yürüttüğü mücadelenin siyasal iktidar tarafından yok sayıldığını ifade etti. Mücadelelerinin yok sayılmasının yanı sıra, toplu iş sözleşmesi taleplerine de karşılık bulamadıklarının altını çizen Yıldırım, şunları söyledi:

“İş bırakmamızın temel nedeni TİS taleplerimize yeterincekarşılık bulamamamız. Bugün, sağlık iş kolunda, pandemidentutun da deprem sürecine kadar sağlık emekçilerinin yürüttüğü mücadeleyi siyasal iktidar yok saydı. İnsanca yaşayacak bir ücreti kendilerine hak görmedi. En son uygulanan 17.55’lik zammın kabul edilebilir olmadığını ifade etmek, sağlıkta şiddetin önlenmesini sağlayacak bir çalışmaya ön ayak olunmadı. Sağlıkta şiddetin neden oluştuğu konusunda elimizde doneler var, bunun sebeplerini kendilerine raporlar halinde iletiyoruz. AKP iktidarının yönetime geldiği süreçte sağlıkta şiddetin dönem dönem yükselerek bu noktaya geldi ve birçok sağlık emekçisi hayatını kaybetti.”

“NET ÜCRET EN AZ 3 ASGARİ ÜCRET OLMALI”

Sağlık emekçilerinin en alt düzeyde 46 bin 700 TL net ücret alması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, “Aile yardımı, kira yardımı ve bunun dışındaki ek ödemelerin de bunun haricinde olması gerektiğini ifade ediyoruz. SES olarak bunu, üç asgari ücret olarak teorize ettik. İş kolumuzda yıllardır performansa dayalı bir ödeme şekli var. Daha sonraki süreçte bu ödeme şeklini; taban teşvik ve nöbet süresi ek ödeme diye farklı farklı ödeme şekline dönüştürdüler. Bu da ister istemez sağlık emekçileri arasında psikolojik farklılıklara neden oluyor. Sağlık alanında faaliyet gösteren yandaş sendika da bunu koz olarak kullanıyor. Sağlık emekçileri evinden, sosyal hayatından, eğitim hayatından kısarak nöbet hizmetlerine kalarak ekonomik olarak hayatını düzeltmeye çalışıyor. Sağlık emekçileri istediği hayat seviyesine ulaşmak adına büyük özveri veriyor ama bunu da hem halkın hem de siyasal iktidarın takdir etmesi gerektiğini düşünüyoruz.” diye konuştu.

“1 MİLYONA YAKIN ATANAMAYAN SAĞLIKÇI VAR”

Öte yandan, 1 milyona yakın atanamayan sağlıkçı olduğunu kaydeden Yıldırım, iktidarın atama yerine mesai ücreti uygulaması ile açığı kapatmaya yönelik politika izlediğini savundu. Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Şu anda 1 milyona yakın atanmayan sağlıkçı var. Siyasi iktidar dönem dönem baskılar olduğunda atamalar yapıyor ama siyasi iktidarın şöyle bir tutum ve tarzı var: Bir sağlık emekçisi 120 saat mesai yaptığına yaklaşık 7 bin Lira kazanıyor ama siz oraya yeni birini istihdam ettiğinizde, en düşük memur maaşı üzerinden 22 bin Lira vermek zorunda kalıyorsunuz. Bu nedenle atama yerine, sağlık emekçilerini mesaiye zorunlu bırakıyor.”

“İŞ BIRAKMA SÜRESİNDE SAĞLIK HİZMETLERİ AKSAMAYACAK

İş bırakma eyleminden dolayı sağlık hizmetlerinin aksayacağı algısının ise doğru olmadığını dile getiren Yıldırım, “Sağlık iş kolunda iş bırakmanın, halkımıza daha iyi ve daha düzenli, nitelikli bir sağlık hizmeti sunma adına yapıldığının bilinmesi gerektiğini ifade etmek gerekiyor. Acillerimiz, yoğun bakımlarımız, çocuk kliniklerimiz, kanser hastalarının olduğu klinikler çalışıyor. Acil hizmeti gerektiren bütün klinikler çalışıyor, ayrıca ihtiyaç duyulduğunda diğer kliniklerden hizmet de sağlanıyor. Yoksa bir insanın yaşamına zarar vermesinden biz kendimizi sorumlu tutarız. Ama siyasal iktidar bize verdiği sözleri tutmadığı için, gelinen noktada sağlık emekçileri iş bırakmaya mecbur kaldı.” ifadelerini kullandı.