Gazete Emek - Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu paylaştığı video ile eğitimde devrim yapacaklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, Milli Eğitim bakanlığının da Merkez Bankası gibi bağımsız bir kuruluş olacağını ve hiçbir siyasi iktidarın tahakkümünde olmayacağını belirtti. 

Milli Eğitim Bakanlığında yaşanan liyakatsizlik üzerine öğretmenlik yapan Yasemin Özbulak’ın Milli Eğitim Bakanı olması için imza kampanyası başlatıldı. 

Kampanyanın aktif yürütücüsü ve Yasemin Özbulak’ın eşi Özer Özbulak, yaptıkları kampanyaya ilişkin şunları söyledi:

Toplumları ayakta tutan ve yine toplumların geleceğine yön veren tek ve en güçlü aktör denilmesi yerinde olacak olan Eğitim - Öğretim kavramı, ne yazık ki ülkemizde eğitimcilerin başını çektiği bir örgütlenmeden çok uzak kaldı. 80'li yılların ortalarından günümüze değin Milli Eğitim Bakanı olmuş kişilere bakıldığında, 8 Hukukçu, 3 İktisatçı, 2 Mühendis, 1 İşletme mezunu ve sadece 3 kişinin Eğitim Fakültesi mezunu olduğu görülecektir. Nasıl ki sağlık sisteminin başına bir Ziraat Fakültesi mezunu getirilemeyecek ise veya nasıl ki Genelkurmay Başkanlığı'nın başına bir doktor getirilemeyecek ise, Eğitim - Öğretim kurumlarının başına da "Öğretmen" olmayan bir kişinin getirilmemesi gerekmektedir. Çünkü Eğitim ve Öğretim kurumunun bünyesinde yer ediniyor olan bütün ilkelere fazlasıyla hâkim olabilen yegâne kişi öğretmendir. Sınıfların ve öğretmenler odasının tozuna maruz kalmış olan her öğretmen bilir ki, Eğitim ve Öğretim kurumlarında süreklilik esastır ve nitelik önemlidir. Toplumumuzun kutsallarının başında geliyor olan çocuklarımızın, gelişmiş toplumlardan aşağı kalır yanının olmamasının ve tüm sorunlarının çözüme kavuşturulmasının en gerçekçi yolu, Eğitim ve Öğretim kurumlarının başına bir öğretmenin Milli Eğitim Bakanı olarak geçmesidir. Kreş eğitimlerinden başlayarak üniversite yaşamının bitmesine değin çocuklarımızın ve gençlerimizin, sadece eğitim ihtiyaçlarının değil, tüm gerekli olan yaşamsal ihtiyaçlarının neler olduğuna dair en iyi saptamaları yapabilecek olan ve nitelikli çözümlerle sorunları bertaraf edebilecek olan kişi en başta öğretmen olabilir. Ve ayrıca gerek eğitim kurumlarımız içerisindeki sorunları ve gerekse kendi kişisel yaşamlarındaki sorunları çığ gibi büyümüş olan öğretmenlerimizin, eskiden olduğu gibi, toplum içerisinde saygın birer kişiliğe dönüşmesinin yolunun neler olabileceğini en iyi bilecek kişidir, öğretmen. Çalıştıkları kurumlarda kimi zaman adaletsiz uygulamalara maruz kalan, kimi zaman Mobbing'e denk gelen, kimi zaman öğrenci velilerinin şiddetiyle karşılaşan ve sayısı 1 Milyon 200 Bin civarı olan öğretmenlerimiz, ne yazık ki gerek tüm bu sorunları yüzünden ve gerekse yaşamsal kaygıları yüzünden (ki bunun en başında geçim sıkıntısı ve saygınlık gelmektedir) mutsuz ve huzursuz birer karaktere dönüşmüşlerdir. Bu anlamda hükümetler içerisinde Eğitim ve Öğretim kurumlarını temsilen yer edinmesi gereken esas karakter muhakkak ki bir öğretmen olmalıdır.

Ülkemizin pek çok değerli, nitelikli, aydın ve birikimli öğretmenlerinden olan sevgili eşim Yasemin Özbulak'ın Milli Eğitim Bakanı olmasına dair çağrıyı ve bu anlamda başlatmış olduğum imza kampanyasını, tüm bu gerekliliği tartışılmaz olan değerler çizgisinde ele alarak uygulamaya koydum. Yasemin Özbulak, Cumhuriyetçi değerlere fazlasıyla bağlı, idealist, çalışkan, birikimli, kültürlü, sevgi dolu ve toplumun en ileri seviyelere ulaşmasının yegâne yolunun eğitimden ve eğitimcilerden geçtiğini çok iyi bilen bir kişidir. Ve Yasemin Özbulak gibi toplumumuz içerisinde çok sayıda kadın eğitimci mevcuttur. Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetim bilincini ve felsefini bu anlamda çok zayıf görüyorum. Kadın eğitimcilerin işlerini ziyadesiyle iyi yaptıklarını görebilmek adına, eğitim kurumlarımıza bir göz atılması yeterli olacaktır. TBMM'nin kuruluşundan bu yana Milli Eğitim Bakanı olarak görev yapmış olan 65 kişiye bakıldığında, aralarında sadece 1 kişinin kadın olduğu görülmektedir. Oysa ki hiçbir erkek karakter, bir kadının çocuklara ve gençlere yapabileceği düzeyde anaçlık görevini yerine getiremez ve öğretmenlerin sorunlarını derinlemesine hissederek ve ele alarak içsel anlamda o duyguyu yaşayamaz. Gelişmiş toplumlarda herhangi bir yeri kalmamış olan kadın - erkek ayrımının son bulmasına dair de iyi bir örnek olması açısından, mutlaka ve mutlaka bir kadın, Eğitim - Öğretim kurumlarının başına 'Milli Eğitim Bakanı' olarak getirilmelidir.

İMZA KAMPANYASI İÇİN TIKLAYIN

Yasemin Özbulak:

*1979 yılı Kayseri doğumlu

*Atatürk Üniversitesi İngilizce Öğretmenliği Bölümü Mezunu (2002)

*Evli ve iki çocuk annesi

*Görev Yeri: Sapanca Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi

Sapanca / Sakarya 

Özer Özbulak - Öğretmen

Editör: Bekir GÜNEŞ