Türkiye, yaklaşık 40 yıldır süren Kürt sorunu nedeniyle 3 trilyon doları çatışmalara ve güvenlik harcamalarına yönlendirdi. Bu devasa kaynak, eğer barışçıl çözümler için kullanılsaydı, ülkenin ekonomik ve sosyal yapısı tamamen değişebilirdi. Eğitimde, Harvard Üniversitesi’nin bütçesi düşünülürse, bu parayla 50 dünya çapında üniversite kurulabilir, tüm öğrencilere ücretsiz bilgisayar ve internet sağlanabilirdi. Sanayide, Türkiye teknoloji devi olabilir, yapay zeka ve biyoteknolojiye yatırım yaparak küresel rekabet gücünü artırabilirdi.
Ulaşımda, İstanbul-Ankara arasında 1 saatte ulaşımı sağlayacak süper hızlı tren hatları yapılabilir, Güneydoğu’da modern otoyollarla bölgesel kalkınma hızlandırılabilirdi. Tarım alanında, modern sulama sistemleri ile üretim iki katına çıkabilir, Türkiye gıda ithalatçısı değil ihracatçısı bir ülke haline gelebilirdi. Sağlıkta, her şehre dünya standartlarında bir tıp merkezi inşa edilebilir, vatandaşlara ücretsiz genetik sağlık taramaları sunulabilirdi.
Türkiye, geçmişte birçok kez barış girişiminde bulundu, ancak iktidar buna hazır değildi. Ya da tam tersi, iktidar bir çözüm süreci başlatmak istediğinde devletin güvenlik mekanizması devreye girdi ve süreç akamete uğradı. Çift başlı yapı, çözümsüzlüğü besleyen en önemli faktörlerden biri oldu. Ancak bugün devlet ve iktidar tek bir kişide, Erdoğan’da birleşmiş durumda. Bu da, teorik olarak çözümün daha kolay hale geldiğini gösteriyor. Eğer gerçekten siyasi irade ortaya konulursa, geçmişte yaşanan iç çekişmelerin aksine, bu kez çözüm mümkün olabilir.
Tabii ki, Kürt sorununun çözümü yalnızca siyasi iradeye bağlı değildir. Toplumun barışa hazırlanması, milliyetçiliğin ve ırkçılığın demokrasinin önüne geçmesinin engellenmesi, hukukun üstünlüğünün sağlanması ve kapsayıcı bir vatandaşlık bilincinin oluşturulması gerekir. Geçmiş deneyimler umut kırıcı olabilir, ancak umutlu olmak insan olmanın gereğidir. Umut, değişimin ve özgürlüğün yakıtıdır. Türkiye, milliyetçiliğin ve ırkçılığın demokrasinin önüne geçmesine izin vermezse, barışın, ekonomik refahın ve toplumsal huzurun kapıları aralanacaktır. Çünkü barışın alternatifi, ekonomik kayıplar, siyasi istikrarsızlık ve toplumsal kutuplaşmadır. Türkiye’nin yapması gereken, geçmişin hatalarından ders çıkararak, adalet ve eşitliği temel alan yeni bir sayfa açmaktır.
Eğer barış sağlanmazsa ve Kürt sorunu çözüme kavuşmazsa, Türkiye ekonomik olarak büyük kayıplar yaşayabilir. Bugün, bu süreçte kaybedilen kaynakların büyüklüğü yaklaşık 3 trilyon dolara ulaşmıştır. Çözüm sürecine girişilmemesi durumunda, bu kayıplar daha da büyüyebilir ve Türkiye, Afrika’daki bazı ülkelerin gerisinde kalabilir. Örneğin, Nijerya, Mısır ve Güney Afrika Cumhuriyeti gibi büyük ekonomilerin gerisinde kalabiliriz. Türkiye, mevcut ekonomi ile bölünme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığında, kendi güvenliğini sağlamada zorlanabilir. Bu durumda, mevcut kaynakların büyük bir kısmı güvenlik harcamalarına yönlendirilecek ve diğer temel alanlardaki yatırımlar azalacaktır. Toplumsal huzursuzlukların artması, ekonomik büyümenin yavaşlamasına ve dışa bağımlılığın artmasına yol açabilir.
Sonuç olarak, Kürt sorununun çözümsüzlüğü Türkiye'nin ekonomik ve sosyal yapısını olumsuz etkilemeye devam edecektir. Sorunun çözülmemesi halinde, önümüzdeki yıllarda ekonomik büyümenin yavaşlaması ve bölünme riskinin artması gibi ciddi tehditlerle karşı karşıya kalınabilir. Bu nedenle, sorunun barışçıl ve kalıcı bir şekilde çözülmesi, ülkenin geleceği açısından hayati öneme sahiptir. Geçmişin hatalarından ders çıkararak, barışın sürdürülebilir hale getirilmesi için gereken adımların atılması, Türkiye'nin ekonomik kalkınmasını hızlandırabilir ve toplumsal huzurun sağlanmasına yardımcı olabilir.
Uğur Yılmaz yazdı: Türkiye Kürt Sorununu Çözerse Neler Olur?
Trend Haberler

Mazlum Kobani’den Colani’ye Aleviler için çağrı

Mazlum Kobani ile Suriye Cumhurbaşkanı Şara arasında 8 maddelik anlaşma

Devlet Bahçeli’den PKK’nin ateşkes açıklamasına sert tepki

Öcalan için “PKK’nin kurucu önderi” diyen Bahçeli’den çözüm süreci önerisi

Diyarbakır’da 8 Martta vurulan Merve Kandemir ile ilgili detaylar ortaya çıktı

Abdullah Öcalan ameliyat oldu