Türkiye genelinde Ekim-Kasım ayları içinde Ticaret ve Sanayi Odası seçimleri yapılacak. Türkiye'de demokrasinin geldiği aşamayı değerlendirebilmek için bu seçim süreçlerine iyi bakma gerekiyor. Bütün kentlerde ciddi olarak bu seçimler ve adaylar konuşuluyor. Ben özelde Van seçimlerini takip ettiğim için size Van seçimlerine ilişkin gözlemlerimi paylaşacağım.
Van Ticaret ve Sanayi Odası, 4 yıldır Necdet Takva başkanlığında gidiyor. Takva'nın 4 yıl önce nasıl başkan olduğunu en yakından takip edenlerden biriyim. En büyük destekçisi, uzun yıllar yanında genel sekreter olarak çalıştığı Zahir Kandaşoğlu'ydu. Zahir Kandaşoğlu, özelikle renkli kişiliği ile bölgede çok tanınan bir isim. Uzun bir süre de Van Ticaret ve Sanayi Odası'nın başkanlığını yaptı. Zahir Kandaşoğlu 4 yıl önce Takva'nın başkan olmasında çok büyük emek göstermişti. O dönem Van TV Zahir Kandaşoğlu'na aitti. Ben de Van TV'de çalışıyordum. Takva'nın kazanması, büyük bir coşku ile karşılanmış, hemen canlı yayına alınmıştı.
Filmi biraz hızlı bir şekilde ileri sarıp 4 yıl sonrasına gelelim. Kandaşoğlu, bu defa 4 yıl önce çok desteklediği Necdet Takva'yı sert bir şekilde eleştirerek yeni dönemde yapılacak seçimlerde rakibi oldu. Hem de seçimlere çok kısa bir süre kala Ankara'dan jet hızıyla Van'a gelerek görkemli bir şekilde adaylığını açıkladı.
Hem Takva'nın hem de Kandaşoğlu'nun ikişer toplantısına katıldım. İkisini de iyi dinledim ve sorular sordum.
Önce Takva ile ilgili gözlemlerimi paylaşayım.
4 yıl önce 'Ekonomide değişim hareketi' adı altında kurulan bir yapı ile seçimlere girip kazanmışlardı. Takva'nın en çok dillendirdiği konulardan ilk ikisi, 'vergi terkini' ve 'sınır kapısının açılması' konularıydı. 4 yılın sonuna baktığımızda ikisi de gerçekleşmedi. Birçok toplantıda dile getirmiş, bunun için onlarca görüşme yapmıştı. Bu konuyu sorduğumda, siyasi alanın yeterince sorumluluk almadığını ve yalnız kaldıklarını belirtti. Takva, döneminde en çok akılda kalan pratikler ise 'Van Kahvaltı rekoru', 'Alışveriş festivali' ve İranlılar meselesi. Kahvaltı rekoru, Van'ın ve Kahvaltısının hem ulusal hem de uluslararası kamuoyunda tanınması açısında çok olumluydu. Hem AKP hem HDP ve DBP'de bu konuda ciddi destek verdiler. İstanbul'da yapılan toplantıda HDP'den ve AKP'den birer milletvekili ile Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Hatice Çoban orada bulunarak destek vermişti. Hatta Hatice Çoban ve HDP'li milletvekili bu rekora destek verdikleri için HDP kanadından ciddi eleştiriler almıştı. "Kahvaltıcılar" diye eleştirilmişlerdir.
Necdet Takva'nın adaylık toplantısında 4 yılını anlatan bir kitap hazırlanmıştı ve HDP'li bu isimlerin tek bir tanesinin fotoğrafı o albümde yoktu. Shoping Festivali'nde ise Cumhuriyet Caddesi ışıklandırılmış ve dönemin Valisi ile Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Bekir Kaya ve STK temsilcileri birlikte kol kola girerek tur atmışlardı. O dönem Bekir Kaya ve Necdet Takva'nın can dostu olan değerli gazeteci Naif Yaşar onları çok övmüş ben de eleştirmiştim. Halla da aynı fikirdeyim sadece Cumhuriyet Caddesi'nin ışıklandırılıması ve kol kola yürümekle ekonomi düzeltilmez.
Takva tarafından 4 yılı anlatan bu kitapta bu yürüyüşten fotoğraflar da yoktu. Bekir Kaya'nın tek bir fotoğrafı yer almamıştı. Hatta 4 yıllık süreyi anlatan kitapta HDP kanadından sadece Lezgin Botan, küçük bir karede kendisine yer bulabilmişti.
Necdet Takva: Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ve Adayı
Bu gözlemimi de Takva'ya sorduğumda hiç dikkat etmediğini gözden kaçmış olabileceğini söyledi. Devamında da şunu ekledi: Zaten o dediğiniz isimlerden biri (Hatice Çoban) partisi tarafından da ihraç edilmedi mi?
Sanırım halkın oyları ile seçilmiş olan DBP'li Belediye Eş Başkanları icraatlarından ve kitaptan da ihraç edilmişlerdi!
Bu 4 yıllık süre boyunca Takva'nın siyasi partiler noktasında da pek bir yüzü gülmedi. Valilik'te HDP'lilere (BDP) söyledikleri, o zaman ki BDP Milletvekili Özdal Üçer tarafından çok sert eleştirilmişti. Takva'nın daha sonra Bekir Kaya ile de ciddi tartışmaları oldu. AKP tarafından da çok tartışıldı. Adaylığını açıklamasına kısa bir süre kala AKP'li Beşir Atalay'ın "Niye bize teşekkür etmiyorlar" söylemi üzerine de bir sürtüşme oldu. Takva, "Biz teşekkür etme kurumu değiliz" diyerek Atalay'a tepki gösterdi.
Takva, seçim sürecinde mevcut başkanlığın bütün avantajlarını kullanacaklarını açık açık dile getirdi. Kendilerin verilen yetkileri yasal çerçevede avantaja çevireceklerini söyledi. Özelikle, seçim tarihi, seçmenlerin farklı gruplarda isimlerinin yazılması, isimlerin çok hızlı bir şekilde ve eksik olarak askıya asılıp kaldırılması gibi konular Kandaşoğlu kanadı tarafından en çok eleştirilen konulardı.
Kandaşoğlu, avukatları aracılığıyla seçim sürecinde usülsüzlük yapıldığı gerkçesiyle suç duyurusunda bulundu ve seçim kuruluna da şikayette bulundu. Biliyorsunuz çok yakın bir zamanda Ankara Ticaret Odası seçimleri Nisan ayına ertelendi. Van'da da benzer bir durum olur mu onu da çok yakın bir zamanda görürürüz.
Necdet Takva'nın en yakınında yer alan ve Genel Sekreter olan Ramazan Temizer'i hiçbir toplantısında görmedim. Takva döneminin en çok görünenlerinden biriydi Temizer. Bir kaç defa diğer yöneticilere sorduğumda sadece işleri olduğu için toplantılara gelmediğini söylediler. Takva'nın ilk yaptığı toplantıda çok fazla kişi yoktu. Hele de benim tanıdığım isimlerin neredeyse hiçbiri yoktu toplantıda. Takva, bu durum için, "Bize oy vereceğini belirten kişileri sadece yemeğe çağırdık" dedi. Son, gazetecilerle yapılan sohbet toplantısında ise, çok kısa bir sürenin kaldığını ve çıkacak olan adayın çok şansının olmadığını vurguladı. Hatta aday çıkmamasının daha iyi olacağını ifade eden cümleler de kurdu.
Gelelim Zahir Kandaşoğlu'na...
Kandaşoğlu, aylar önce basına verdiği bazı demeçlerde, ihtiyaç olması durumunda "Van'ı sahipsiz bırakmayacağız" demişti. Ancak seçim sürecinin başlamasıyla birlikte arayan herkese aday olmadığını açık bir şekilde ifade etti. Necdet Takva'ya çok kızgın olduğunu hepimiz biliyoruz. En önemli kızgınlık sebeplerinden bazıları ise Takva'nın 'Vatso'nun adını 'Van TSO' olarak değiştirmesi, Kandaşoğlu'nun fotoğraflarını odada kaldırması iddiası, kendisine onursal başkanlığı vermemesi ve bazı konularda arayıp fikir danışmamasıydı.
Zahir Kandaşoğlu: Van Ticaret ve Sanayi Odası Başkan adayı
Sadece o Takva'ya kızgın değildi, geçtiğimiz dönem Van Organize Sanayi Bölgesi Başkanı olan ve yakın zamanda yapılan seçimleri kaybeden Şemsettin Bozkurt da ona kızgındı. Takva, OSB seçimlerine ciddi anlamda müdahil olmuş, Bozkurt'ta rakip çıkması için çalışmış ve çıkan rakibi desteklemişti. Bunu Takva'da inkar etmedi zaten.
Bozkurt, OSB seçimimlerinin hemen ardından attığı twitlerde "Sen başkalarının seçimlerine müdahil olursan birileri de senin seçimlerine müdahil olur" diye açık mesaj vermişti. Bozkurt öyle de yaptı ve TSO seçimlerine müdahil oldu. Farız Borazan ve Ali Süer ile birlikte Kandaşoğlu'nu adaylığa ikna ettiler. Açıkçası Bozkurt'un yaptığını da yanlış bulmuyorum. Demokratik olması ve usülsüzlük yapmama kaydıyla dahil olabilir. Ben de bir STK'nın ya da siyasi partinin temsilcisi olsam, yakın kulvarlarda yarıştığım başka bir STK temsilcisinin bana yakın ve anlaşabileceğim birisinin olmasını isterim. Aynı şekilde birilerinin de bana karşı bunu yapma hakkı vardır. Bozkurt, son seçimde kaybetmesine rağmen ciddi anlamda bir oy aldı.
Bozkurt'un Kandaşoğlu'na destek vermesi ve birlikte çalışması Kandaşoğlu için çok büyük bir avantajdır. Aynı şekilde Takva için de bir handikaptır. Yine Ali Süer ve Farız Borazan'ın da Van'da çok iyi bir algıları var. Uzun yıllardır Van ekonomisinin içinde yer alan bu iki isim de seçmenin tercih yapması noktasında ciddi olarak belirleyici olacaktır. Kandaşoğlu'nun yaptığı toplantıda Van'ın ileri gelenlerinin birçoğu oradaydı. Önemli STK ve Siyasi parti temsilcileri de oradaydı.
Örneğin HDP'den eski Milletvekili Nazmi Gür'ü kahvaltı'da gördüm. Kandaşoğlu'na destek için mi gelmişti yoksa tesadüfen mi oraya gelişi denkleşti bilemiyorum. Yine AKP'den eski VESOB Başkanı Faruk Alpaslan'da oradaydı ve Kandaşoğlu'na destek verdi.
Zahir Kandaşoğlu, seçimlere çok kısa bir süre kala adaylığını açıkladı. Daha önce Ticaret ve Sanayi Odası'nda başkanlık yapmış, yine CHP'den bir kere milletvekili adayı olmuş, büyük bir oy oranına rağmen seçilememişti. AKP'de ise aday adaylığı, adaylığa dönüşememişti.
Takva, seçim tarihini erkene almasını "Fırsatçılık" olarak değerlendirdi. Bu ve diğer iddiaları telefonla arayıp Takva'ya sordum yazı için. Takva, Kandaşoğlu'nun da başkan olduğu 2009 döneminde seçim tarihi olarak 1 Ekim'i belirlediğini söyledi.
Bu tartışmalar seçim gününe kadar artarak devam eder. Van'da bazı yerel sitelerin yaptığı anketlerde hep Necdet Takva, yüzde 65'lerin üzerinde önde görünüyor. Bu istatistikler kimseyi aldatmasın. Her ne kadar Takva yönetiminin mevcut başkan olmasından kaynaklı ciddi bir hava olsa da Kandaşoğlu'nun çok iyi bir ekibi var. Eğer Kandaşoğlu ve ekibi, ciddi durumlar hariç her şeyi şikayet etmeyi bırakıp samimi bir şekilde çalışırlarsa ben onları daha avantajlı görüyorum. Çünkü seçimin ne zaman yapılacağını ben bile bir ay öncesinden biliyordum.
Aday olacak kişilerin de bu öngörüde olup erken davranması gerekirdi. Ama Sayın Kandaşoğlu hem "Ben aday olmayacaktım beni zorla aday yaptılar." deyip hem de Takva yönetimini seçimi erken bir tarihe aldıkları için "Fırsatçılıkla" suçlaması çok doğru değil. Hadi diyelim ben ilk defa oraya aday olsam belki bazı şeyleri bilmeyebilirdim ama Sayın Kandaşoğlu, Oda'nın temelini atan, VATSO ismini herkese duyuran bir kişi. Şikayet etmesi onun için bir dezavantajdır.
Son olarak, bence kimsenin kazanma ihtimali şuan yüzde 65'lerde falan değil. Şuan iki adayın da şansı yüzde 50 civarında. Ama Necdet Takva ismi tek başına çalışırken Kandaşoğlu ciddi bir ekiple çalışıyor. Ben Kandaşoğlu ve ekibini biraz daha şanslı görüyorum.
Son bir anektod açarak yazımı bitireyim. 4 yıllık başkanlığı döneminde Necdet Takva ve ekibi basınla olağanüstü bir şekilde uyumlu çalıştı ve her zaman çok kibar oldular. Ben birçok defa Takva'yı çok sert eleştirdim ancak tek bir defa kin duygusu gütmedi.
Hem Takva'yı hem de Kandaşoğlu'nu çok iyi tanıyorum. Yapılacak seçimlerde Van ve bölge için hangisi hayırlı olacaksa o olsun. Umarım sadece ekonomiyi düşünüp bölge hasassiyetlerini gözden kaçırmazlar.