Gazeteemek- Ortadoğu'da tarih yine tekerrür eder mi bu bilinmez, ama ölümler, katliamlar yaşanmaya devam ediyor.
Bu coğrafyada ne toplumların, ne de devletlerin ders çıkarmadığı ortadır. Halklar üzerinde etnik ve mezhepsel farklılık temelinde soykırımlar ya da toplu katliamlar gündemdedir.
Şu an Suriye'de ve Rojava'da bu durum yaşanmaktadır. 1915 Yılında Ermeni halkı yaşadığı bölgelerden göçe zorlanıp ve yüzbinlerce Ermeni de öldürüldü. Halklar arasında büyük bir tramvaya neden oldu. 100 yılı aşkın bir süredir Türk ve Ermeni halkı arasında büyük bir husumet dönüşmüş durumdadır.
Devletler de geçmişleriyle yüzleşmedikçe bu husumetlerin bitmesi mümkün değildir. İki halk arasında duygularda kopuşun olduğu bilinmektedir. Bu tür sorunlarda maalesef devletler görevini yerine getirmedikleri için sorunlar daha da derinleşmektedir.
Belki de Ortadoğu'da devletlerin ayakları üzerinde durmasının en büyük sebeplerindendir. Kendi kitlelerini motive etme aracına dönüşmüş duygulardır. Milli ve şoven duygular her zaman kendilerini karşıtıyla var ederler.
Zamanla bu milliyetçi duygular katliamlara kapı aralarlar. İkinci dünya savaşında Almanya'nın ve müttefiklerinin Yahudi halkını ortadan kaldırmaya dönük yaptığı soykırımı herkes bilir.
Ülkemizdede sık sık bu konudan bahs edilir. Genelikle de Almanya devletiyle yaşanan bir sorunda söze Ey Almanya diye başlanılır. Tarihteki yaptıkları Yahudi soykırımdan sürekli dem vurulur. Nazi Almanyasının katlettiği milyonlarca Yahudiden bahs edilir. Bu gibi bir çok örnekten bahs edilebilir.
Avusturalya da Yerli halklardan olan Aborijinlerin nasıl yok edilmek istendiği de tarih sayfalarında yerini alır. Hatta yakın zamandan, 2014 yılında Irak sınırları içerisinde yer alan Şengal'de sayıları 400 bin civarında olan Ezidi halkının nasıl ortadan kaldırılacağına yönelik planların herkes canlı şahididir.
Orada bulunan yerel güçler olmasaydı belki orada büyük bir soykırım yaşanmıştı. Şu anda bu tehlikenin geçmediğini de belirtebiliriz. Bu gibi sorunları yaşanmaması için önlemlerin alınması gerekiyor. Öncelikle geçmişte yaşanan soykırım ve toplu katliamlardan ders çıkarılması lazım. Belki zor olacak ama devletlerin geçmişte yaptıklarıyla açık bir şekilden hesaplaşması lazım.
Katliama uğrayanlardan özür dilenmelidir. Gerekirse büyükşehirlerin meydanlarına özür anıtları dikilmelidir. Yapılan bu katliamlara haklı gerekçe bulma peşine düşülmemelidir. Yapılan yanlışı kabullenip, bu durumların bir daha yaşanmaması için çaba sarf edilmelidir. İnsanları bu gibi katliamları sorgulamaya teşvik etmelidir.
Bu yaşanan soykırım ve katliamları bir insanlık suçu olarak değerlendirmek lazım. Bölgemizde bunlar yapılmadıkça bir çok katliama çanak tutulmuş olacak.
Şimdi içerisinde bulunduğumuz zaman diliminde bunların hepsi yaşanıyor Ermeni soykırımının yıl dönümünde maalesef, benzer bir çok katliam yaşanmaya devam ediyor.
Buradan bir daha belirtmek lazım Soykırımlara ve katliamlara "BİR DAHA ASLA" demek için mücadele etmeliyiz.