Seçimler eğer birşeyleri değistirecek olsa emin olun egemenler tarafından yasaklanırdı. Zira dilden düşmeyen 'irade' asla ve kat'a sandığa girdiği gibi çıkmaz. Ve haliyle değişim beklentileri ölü doğumdan başka bir durum değildir.
Demokrasiyi kurumsallaştırmış, insanı tek gerçek amaç olarak belirlemiş ülkelere bakalım; Onlarda sadece kendilerine demokrattırlar. En ileri demokrasi iddiasınaki ülkeler bile Anadoluda'ki deyim ile "Kendine Müslüman".
Aksi hallerde bu kadar zulüm, açlık, savaş izah edilemez.
Kendi kararını dayattığı partisinin yardımı ile zindana atılamalara sebep olan ve iktidarın en gözde asistan muhalifinin ayağı taşa değince 'adalet' diye yollara düşüp ileri demokrat ülkeler gibi kendine müslüman olması sadece süslümanlığın baska bir versiyonudur.
Bu ölü doğumlar nesli sürdüremez ki. Zindana atılmalarına sebep olduğu güzel insanlar için tek kelime etmeyen, kendi gölgesinden bile ölesiye korkan bir muhalefet lideri sanrısından medet ummak, ona gereginden fazla anlam yüklemek değilmidir.
İradesi zindanlara atılmış güzel insanların umutlu olması harikulade bir duygu elbette. Ama umut, umur sahibi insanlara bağlanmalı. Kendini, toprağını dile getirmekten dahi korkan dilinden hak, emek, özgürlükler düsmeyen bir düşük profil ile mevcut iktidar arasında isim farkından başka ne fark var. Gören, duyan,bilen beri gelsin bizlere de anlatsın. Bizler fark göremiyoruz ki.
Kör değiliz, sağır değiliz ki Dilsiz olalım bu danışıklı oyunda.
Ahlaktan yoksun değiliz ki susalım.
Kalpsiz değiliz ki susalım.
Daha sı ve en önemlisi ölümün her türlüsü ile sınanmış bizler zalimden korkmuyoruz ki BOYUN EĞELİM.
Ne yazıkki akıl hocalarından aldığı talimat ile yollara düşen bir adaletsizlik mimarının staj yürüyüşü,şuanki iktidarın bu siyasi tıkanıklığında bir aylık lakırdı yarattı yani sözün özü; zaten beklediğimiz gibi Dağ fare doğurdu. Haklı çıkmamayı ne çok isterdik oysa...!
Eğer irade denen meret hakikaten sandığa girdiği gibi çıksaydı bugün bunları yazıyor, yaşıyor, yaşatılıyor olmazdık. Haliyle seçimlerin hiçbirşeyi değiştirmediğinin sağlaması olarak kalsın bi tespit.
Kendi kararlarından başka hiç bir söylem ve eyleme tahammülü olmayan kuzu postunda ki kurtların işlerine gelenin yasamasına izin verdikleri bu lanet zamanelikte onur sahibi her birey ne yapması gerektiğini çok iyi analiz etmiştir zaten. Çünkü serseri kurşun adres sormaz ama zalim devlet kurşunu adrese, kişiye taahütlü gelir.