Hasip Kaplan’ın talihsiz bir şekilde twitter hesabı üzerinden paylaştığı ifadelerinin aslında toplumun gerçek düşüncesine indiğinizde bir karşılığı olduğunu görebiliriz. Bu coğrafyanın kendi bireyi olarak 18 yıldır gazetecilik yapmaya çalışıyorken halkın refleks ve gerçek düşüncelerini de iyi derecede okuyabilme fırsatı bulduğumu sanıyorum. 

 
Hasip Kaplan HDP eski dönem milletvekili ve birçok defa kendisini ifade etmeye çalışırken şiddetini görmüşüzdür. Ancak ifade ettiği şeyler genellikle halkın da ifade ettiği şeylerdir. Gelelim son paylaşımlarına. Hasip Kaplan HDP Eşbaşkanlığı’na Selahattin Demirtaş’tan sonra yine bir Kürt siyasetçinin gelmesini kendine özgü tavrıyla dile getirmiş. Bu doğru veya yanlış o ayrı bir durum. Ancak gazetecilik gözlemlerimden edindiğim bilgiler doğrultusunda bu söylem aslında Kürt halkının bizzat söylemek istediğidir. 

Hasip Kaplan’ın da ısrarla ifade etmek istediği kendi partisinin %90 oy oranı Kürtler’in iken seçilecek olan yeni eşbaşkanın da Kürt olması gerektiğidir. Geniş çerçevede baktığımızda zaten Figen Yüksekdağ’dan sonra seçilen Serpil Kamalbay’ın da Türk solunu temsil ettiğini hesaplarsak aslında Hasip Kaplan’ın demek istediği de budur. Yani Nasıl ki Figen Yüksekdağ yerine bir Kürt değil de Türk solundan seçilme kotası var ise diğer eşbaşkanın da Kürt siyasetçilerden seçilme kotası olmalı. Ki bu zaten HDP’nin eşbaşkanlık çözümlemelerinde mevcuttur. 


Benim sizlerle asıl paylaşmak istediğim şudur; Hasip Kaplan’ın bu ifade yöntemi hatalı paylaşımı karşısında HDP’nin takındığı tavırdır. HDP anında kınama mesajı yayınlarken bu paylaşımların da HDP’yi bağlamadığını dile getirdiler. Akabinde Ziya Pir’in daha kötü düzeyde ve talihsiz bir şekilde “sarhoş” benzetmesi hakaret düzeyine indi. Mademki parti içi bir tartışma o zaman nedendir sosyal hesaplar üzerinden bu çirkef yazımlar yapılmakta. Beni en çok şaşırtan ise Sırrı Süreyya Önder’in söylemleri oldu. Sırrı Süreyya Önder Kaplan hakkında bir hayli üzücü cümle sarf ederken en rezilce olanı HDP’li bir milletvekili için “salyası akıyor” demesiydi!


Kürt halkının oyları ve onlarca yıldır verdiği mücadeleyi böylesi bir cümle ile aşağılamak ne bir milletvekiline ne de bir yönetmene yakışmadı. Zira salyası akıyor dediği Hasip Kaplan da kendisi ile aynı partiden bir milletvekili idi. Bu düşmanca tavır bu aşağılayıcı dil karşısında bir gazeteci olarak susmamızı beklemeleri elbette hata olur. 


HDP nasıl ki Hasip Kaplan hakkında kınama ve kendi partisini bağlamadığı yönünde açıklama yaptıysa benzer açıklamaları da söz konusu Pir ve Önder için de yapması gerekmektedir. Aksi bir durumda HDP’nin Kürt siyasetçilere sopa gösterdiği ve Türk siyasetçilere gözünü kapadığı zannedilir. 

Zannedilir cümlesini bilerek kullanıyorum çünkü aksi bir tutumu kabul etmek bile istemiyorum. Çünkü hem bir Kürt birey olarak hem de Kürt medyasında çalışan bir gazeteci olarak Hasip Kaplan’ın hatalı paylaşımlarının sonucunda Kürtler’i hizaya getirmek ve kendi üstünlüğünü dayatmak olarak görürüm. Israrla tekrarlama gereği duyuyorum ki HDP’nin Ziya Pir ve Sırrı Süreyya Önder hakkında Hasip Kaplan’da yaptığı gibi kınama yayınlamasını bekliyorum.  


Halkın gerçeğinden uzak olanların siyaset hayatında aldığı en doğru ders yine halk tarafından verilmektedir. 


yazı[email protected]